HMK MADDE 184 Tahkikatın Sona Ermesi
(1) Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir.
(2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.
Giriş
Yargılamanın en önemli aşamalarından biri olan tahkikat, tarafların iddialarını ve savunmalarını destekleyen delillerin toplandığı ve değerlendirildiği süreçtir. Bu aşamada, mahkeme tarafların sunduğu delilleri inceler, bilirkişi raporlarını değerlendirir ve tanıkları dinler.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 184. maddesi, bu sürecin nasıl sona ereceğini ve taraflara hangi hakların tanınacağını düzenler. Bu hüküm, yargılamanın sağlıklı ve adil bir şekilde tamamlanması açısından oldukça önemlidir.
Tahkikatın Sona Erme Süreci HMK 184’e Göre Nasıl İşler?
Taraflara Açıklama Hakkı Tanınması
Tahkikat süreci sona ermeden önce, hâkim tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm delilleri inceler. Bu incelemeden sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma fırsatı verilir.
Bu hak, tarafların:
- Toplanan deliller hakkında görüş bildirmesi,
- Delillerin yeterliliğini veya yetersizliğini tartışması,
- Savunmalarını somutlaştırması gibi konuları kapsar.
Bu aşama, adil yargılanma ilkesinin bir gereği olarak, tarafların sürece tam anlamıyla katılımını sağlamayı amaçlar.
Tahkikatın Sona Erdiğinin Tespiti ve Tefhimi
Taraflar gerekli açıklamaları yaptıktan sonra, mahkeme tahkikatı gerektiren başka bir konu kalmadığına kanaat getirirse, tahkikatın sona erdiğini taraflara açıkça bildirir. Bu bildirim süreci “tefhim” olarak adlandırılır.
Tefhim işlemi yazılı değil, duruşmada sözlü olarak yapılır ve tutanağa geçirilir. Bu aşamayla birlikte dava, hüküm kurma aşamasına geçer.
Tahkikatın Sona Ermesinin Hukuki Sonuçları
Yeni Delil Sunma ve Talepte Bulunma Sınırlandırılır
Tahkikatın sona erdiği taraflara bildirildikten sonra, artık yeni delil sunulması veya ek taleplerin yapılması mümkün değildir. Bu aşamadan itibaren mahkeme:
- Delillerin değerlendirilmesini yapar,
- Hukuki nitelendirmeyi tamamlar,
- Kararını oluşturur.
Bu nedenle, avukatlar bu aşamaya kadar delillerini eksiksiz sunmak ve gerekli beyanları yapmak zorundadır. Aksi halde hak kaybı yaşanabilir.
Karar Sürecine Geçilir
Tahkikat sona erdikten sonra, dava karar aşamasına girer. Bu aşamada, artık mahkeme sadece:
- Toplanan delilleri hukuken değerlendirir,
- Hüküm verir.
Her ne kadar karar aşamasına geçilmiş olsa da, mahkeme hâlâ hukuki nitelendirmeyi re’sen yapma yetkisine sahiptir.
Uygulamada HMK 184’ün Önemi
HMK 184 ile tahkikat sürecinin ne zaman sona ereceği ve taraflara açıklama hakkı verileceği netleştirilmiştir. Bu hüküm, uygulamada birçok açıdan önem taşır:
- Taraflara söz hakkı tanıyarak yargılamanın şeffaf yürütülmesini sağlar.
- Yargılamada hak arama özgürlüğünü korur.
- Karar sürecine geçişin usulüne uygun olmasını güvence altına alır.
Ayrıca, bu düzenleme sayesinde mahkemeler, dava dosyasının olgunlaştığını net şekilde belirleyebilir ve gecikmeksizin karar verebilir.
Avukatların Bu Aşamadaki Rolü
Avukatlar, tahkikatın sona ereceği duruşmada hazır bulunarak:
- Delillere karşı görüş bildirmeli,
- Müvekkilinin lehine olacak hususları vurgulamalı,
- Eksik görülen noktaları tamamlamak için son kez beyanda bulunmalıdır.
Bu nedenle, HMK 184 uyarınca verilen açıklama hakkı, bir avukat için oldukça stratejik bir öneme sahiptir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7394 E. – 2016/6068 K. Sayılı Kararı
Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 184. maddesi gereğince “Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir, Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” Aynı Yasanın 186.maddesi hükmüne göre “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede; belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.
Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.
Somut olayda; davacı vekili karar duruşması olan 05.11.2015 tarihinde aynı gün bir başka mahkemede aynı saatte duruşması olduğundan duruşmaya katılamayacağına dair mazeret dilekçesi sunmuş, duruşmanın bir başka güne talikini istemiştir. Mahkemece, davacı vekilinin mazeretinin kabul ya da red edildiğine dair bir karar verilmediği gibi HMK 184 ve 186. maddeleri de gözetilmeden yargılamanın geldiği aşama göz önüne alınarak davacı tarafın yokluğunda yargılamaya devam edilmesine karar verilerek, esas hakkında hüküm kurulmuştur. Davacı vekilinin mazeretinin kabul ya da reddine dair bir karar verilmemesi hatalı olduğu gibi, yeni duruşma günü belirtilmeden davacı tarafın yokluğunda hüküm kurulması da hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece, HMK 184 ve 186. madde hükümleri de gözönüne alınarak işlem yapılması gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
HMK 184 – Tahkikatın Sona Ermesi ve Bu Karardaki Uygulaması
- Mahkeme, delil toplama işlemlerini tamamladıktan sonra, duruşmada taraflara açıklama yapma hakkı tanımalıdır.
- Bu aşamadan sonra tahkikat sona erdirilir ve bu durum taraflara duruşmada açıkça bildirilir (tefhim edilir).
Somut Olayın Özeti
- Davacı, sigorta poliçesine dayalı olarak tazminat talebiyle dava açmıştır.
- Dava sürecinde taraflarca beyanlar sunulmuş ve deliller toplanmıştır.
- Mahkeme, 05.11.2015 tarihli duruşmada davacının mazeret dilekçesi sunmasına rağmen, bu mazereti değerlendirmeden ve duruşmaya katılamayan tarafı dinlemeden doğrudan esas hakkında hüküm kurmuştur.
HMK 184 Açısından Hatalı Nokta
🔴 En önemli eksiklik:
- Mahkeme, tahkikatın sona erdiğini duruşmada taraflara açıkça bildirmemiştir.
- Ayrıca, davacı vekilinin mazereti değerlendirilmediği için tarafa tahkikatın sonuna ilişkin açıklama hakkı da tanınmamıştır.
- Böylece, tarafın son açıklama ve görüşlerini sunma hakkı ellerinden alınmıştır.
Yargıtay’ın HMK 184 Açısından Değerlendirmesi
Yargıtay, HMK 184’te öngörülen prosedürün ihlal edildiğini tespit etmiştir:
✅ Tahkikatın tamamlanıp tamamlanmadığı,
✅ Taraflara açıklama yapma imkânı tanınıp tanınmadığı,
✅ Tahkikatın bitiminin usulüne uygun biçimde tefhim edilip edilmediği,
hususlarının tamamen eksik bırakıldığını belirlemiştir.
Bu nedenle:
🔹 Davacının usule uygun şekilde son beyan hakkını kullanamaması,
🔹 Tefhim edilmeden tahkikatın bitmiş sayılması,
usul hatası olarak kabul edilmiş ve karar bozulmuştur.
Kararın Sonucu ve Değerlendirme
- HMK 184, tahkikat aşamasının usulüne uygun biçimde kapatılmasını ve taraflara açıklama yapma hakkı verilmesini güvence altına alır.
- Somut olayda, bu usul işlemi yerine getirilmemiş, taraflardan biri duruşmada bulunmadığı için açıklama hakkını kullanamamış, mahkeme de tahkikatın bittiğini tefhim etmeden hüküm kurmuştur.
- Yargıtay, bu işlemleri açıkça HMK 184’e aykırı bulmuş ve bu nedenle yerel mahkeme kararını usulden bozmuştur.
📌 Özetle:
Tahkikatın tamamlandığına dair tefhim yapılmadan esas hakkında hüküm kurulamaz.
Mahkeme, HMK 184’ü ihlal ettiği için karar usul yönünden hukuka aykırı bulunmuş ve bozulmuştur.
Sonuç
HMK 184, tahkikatın sona erme sürecini ayrıntılı şekilde düzenleyerek, taraflara adil yargılanma hakkı çerçevesinde açıklama fırsatı sunar. Mahkeme, tarafların açıklamalarından sonra tahkikatı gerektiren bir konu kalmadığını belirlerse, süreci sona erdirip karar aşamasına geçer. Bu düzenleme, hem yargılama sürecinin etkinliğini artırır hem de tarafların usul haklarını korur.