Türk Borçlar Kanunu MADDE 89
Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir.
Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir.
Borçlar hukukunda en temel tartışmalardan biri, borcun hangi yerde ifa edileceği, yani edimin nerede yerine getirileceği meselesidir. İfa yeri, yalnızca taraflar arasındaki edim–karşı edim dengesini değil, aynı zamanda yargı yeri, icra takibi, temerrüt hükümleri ve masraf dağılımı gibi birçok hukuki sonucu da beraberinde getirir. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 89. maddesi, bu konuda hem taraf iradesine hem de kanunun tamamlayıcı hükümlerine dayanan bir sistematik sunmaktadır.
Bu çalışmada, TBK m. 89’un sistematik yapısı, ifa yerinin belirlenmesinde taraf iradesinin rolü, borç türlerine göre kanunun öngördüğü farklılıklar ve Yargıtay kararları ışığında uygulamaya yansımaları ele alınacaktır.
İfa Yerinin Hukuki Niteliği
İfa yeri, borcun konusuna göre borçlunun alacaklıya karşı edimini yerine getirmekle yükümlü olduğu coğrafi noktayı ifade eder. İfa yeri, yalnızca teknik bir mesele olmayıp, birçok açıdan hukuki sonuç doğurur:
- Yetkili mahkeme: HMK m. 10 uyarınca, sözleşmeden doğan davalarda ifa yeri mahkemesi yetkilidir.
- Temerrüt hükümleri: Borçlunun temerrüdü, ifa yerinde edimin yerine getirilmemesiyle ortaya çıkar.
- İfa masrafları: TBK m. 97 uyarınca, ifa için gerekli masrafların kimin tarafından karşılanacağı, ifa yeri ile doğrudan ilişkilidir.
Dolayısıyla ifa yerinin belirlenmesi, yalnızca borcun niteliğine değil, aynı zamanda usul hukuku ve icra hukuku açısından da önem arz eder.
Tarafların İrade Özgürlüğü ve İfa Yeri
TBK m. 89’un birinci cümlesi, “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir” hükmünü içerir. Burada sözleşme serbestisi ilkesine uygun olarak taraflara geniş bir takdir alanı tanınmaktadır.
- Açık irade: Sözleşmede ifa yerinin açıkça kararlaştırılması. Örneğin, bir satış sözleşmesinde “teslim Ankara’da yapılacaktır” hükmü.
- Örtülü irade: Sözleşmenin yorumundan çıkan sonuç. Örneğin, inşaat sözleşmesinde yüklenicinin eseri arsa üzerinde meydana getireceği açıktır; bu durumda ifa yeri arsanın bulunduğu yer olacaktır.
Uygulamada tarafların ifa yerini düzenlemesi, çoğu uyuşmazlığı önlemektedir. Ancak bu hususta açık düzenleme yapılmadığında, TBK m. 89’un tamamlayıcı hükümleri devreye girmektedir.
Kanunun Tamamlayıcı Hükümleri
TBK m. 89/1’de, aksine anlaşma yoksa uygulanacak üç temel kural yer almaktadır:
1. Para Borçlarında İfa Yeri: Alacaklının Yerleşim Yeri
Kanuna göre para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Bu düzenleme, alacaklıyı koruma amacına yöneliktir. Para borçlarında alacaklıya teslim esastır; bu sebeple borçlu ödeme masraflarını üstlenmekle yükümlüdür.
Yargıtay içtihatlarında da para borçlarının “götürülecek borç” olduğu kabul edilmektedir. Bu durum, özellikle icra takibinde yetkili icra dairesinin belirlenmesinde büyük önem taşır.
2. Parça Borçlarında İfa Yeri: Borcun Konusunun Bulunduğu Yer
Parça borcu, yalnızca belirli bir eşya üzerinde kurulmuş olan borçtur. Örneğin, “X marka, Y şasi numaralı otomobilin satışı” bir parça borcudur. Bu durumda sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusu eşyanın bulunduğu yer, ifa yeri kabul edilir.
Böylelikle borçlunun edimi yerine getirmesi kolaylaştırılır; zira parça borcunun doğası gereği taşınması güç veya masraflı olabilir.
3. Diğer Bütün Borçlarda İfa Yeri: Borçlunun Yerleşim Yeri
Para ve parça borçları dışındaki tüm edimler bakımından kural, borç doğduğu sırada borçlunun yerleşim yeridir. Bu yaklaşım, borçlunun korunması ve ifa yükümlülüğünün kolaylaştırılması esasına dayanmaktadır.
Örneğin, bir hizmet sözleşmesinde işçinin edimi genellikle işverenin işyerinde ifa edilir; fakat kanun, borçlunun yerleşim yerini esas alarak genel bir çerçeve çizer.
Alacaklının Yerleşim Yerini Değiştirmesi
TBK m. 89’un son cümlesi, alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi halinde ortaya çıkabilecek sorunları çözmek için özel bir düzenleme öngörmektedir:
“Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse, borç alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir.”
Bu hüküm, dürüstlük kuralı (TMK m. 2) ile uyumlu olarak, borçlunun aşırı külfet altına girmesini önlemeyi amaçlamaktadır.
Örneğin, İstanbul’da mukim olan alacaklıya ödenecek para borcu, borcun doğumundan sonra alacaklının yurtdışına taşınması halinde borçlu açısından aşırı külfetli hale gelebilir. Bu durumda borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 2025/8642 E., 2025/10504 K. Sayılı Kararı
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2025/33 Esas, 2025/26 Karar
I. YARGI YERİ BELİRLENMESİNE KONU KARARLAR
A. Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.12.2024 Tarihli ve 2024/182 Esas, 2024/310 Karar Sayılı Kararı
Somut olayda davacı tarafın davalıdan fidan aldığı, fidanların Manisa İli Köprübaşı ilçesinden davacı tarafından getirildiği, fidanların alımına ilişkin sözleşmenin Köprübaşı’nda kurulması ve fidanların Köprübaşı’nda teslim edilmesi sebebiyle ve Köprübaşı ilçesi Adliyesinin de Salihli Adliyesine bağlandığı bu hali ile yetkili mahkemenin Salihli Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, davalının süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
B. Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.02.2025 Tarihli ve 2025/33 Esas, 2025/26 Karar Sayılı Kararı
Huzurdaki davada icra dairesinin yetkisine ilişkin yapılan incelemenin itirazın iptali davasının ikame edildiği Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesince henüz incelenmeksizin yetkisizlik kararı verildiği, oysa ki icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazın bu mahkeme tarafından incelenmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
II. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Uyuşmazlık, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
B. İlgili Hukuk
1. Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir.
2. 6100 sayılı Kanun’un 6 ncı, 10 uncu ve 115 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89 uncu maddesi ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50 nci maddesi
C. Değerlendirme
1. İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartıdır. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır.
2. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de 2004 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin yollaması ile 6100 sayılı Kanun’un genel hükümlerine göre belirlenecektir. 6100 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Yine aynı Kanun’un 16 ncı maddesine göre ise haksız fiilden doğan uyuşmazlıklarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi icra dairesi de yetkilidir. Aynı Kanun’un 10 uncu maddesine göre ise sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, 6098 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir.
3. Yetki itirazının incelemesi neticesi mahkeme yetkili olduğuna karar verirse borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilerek uyuşmazlığın esastan incelenmesine geçilecektir. Mahkeme yapmış olduğu inceleme neticesi takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verecektir.
4. Dosya kapsamından, alacağının tahsili için Ceyhan İcra Müdürlüğünün 2023/4810 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının yetkiye, borca ve faiz talebine itiraz ettiği, takibin durduğu anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerektiğinden uyuşmazlığın Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
07.07.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Kararın Konusu
Uyuşmazlık, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında hangi mahkemenin yetkili olduğu sorunu etrafında şekillenmektedir. Somut olayda:
- Davacı taraf, fidan alımına ilişkin bir sözleşmeden doğan alacak için Ceyhan İcra Müdürlüğü’nde takip başlatmıştır.
- Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş, Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi “yetkisizlik” kararı vermiştir.
- Dosya Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne intikal etmiş, bu mahkeme de benzer şekilde yetkisizlik kararı vermiştir.
- Ortaya çıkan olumsuz yetki uyuşmazlığı nedeniyle dosya 5. Hukuk Dairesi’nin önüne gelmiştir.
İlgili Hukuki Çerçeve
Kararda atıf yapılan düzenlemeler:
- HMK m. 6, 10 ve 115 – Genel yetki, sözleşmeden doğan davalarda ifa yeri mahkemesi, dava şartları.
- HMK m. 21-22 – Olumsuz yetki uyuşmazlığının giderilmesi.
- 5235 sayılı Kanun m. 36 – Yargı yeri belirleme usulü.
- TBK m. 89 – Borcun ifa yeri (para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceği kuralı).
- İİK m. 50 – İcra dairelerinde yetkinin belirlenmesi.
Bu normlar birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmeden kaynaklı para borçlarının tahsiline ilişkin takiplerde ifa yeri, TBK m. 89 uyarınca alacaklının yerleşim yeri olduğundan, bu yer icra dairesi ve mahkemeleri de yetkili kabul edilmektedir.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi
- İtirazın iptali davasında dava şartı: Usulüne uygun başlatılmış ve itirazla durmuş bir icra takibinin varlığı şarttır. Bu nedenle, davayı gören mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek zorundadır.
- Yetki kuralı: İlamsız takiplerde yetkili icra dairesi, İİK m. 50’nin yollamasıyla HMK m. 6’ya göre borçlunun yerleşim yeri icra dairesi veya HMK m. 10’a göre sözleşmenin ifa yeri icra dairesidir.
- Para borçlarında ifa yeri: TBK m. 89 gereği, sözleşmeden doğan para borçları, aksi kararlaştırılmadıkça alacaklının yerleşim yerinde ifa edilir. Bu da aynı zamanda yetkili icra dairesinin ve mahkemenin belirlenmesinde esas alınır.
- Somut olaya uygulama: Davacının takibi Ceyhan İcra Müdürlüğü’nde başlattığı, itiraz üzerine dava açtığı, bu nedenle Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğu sonucuna varılmıştır.
Kararın Önemi
Bu karar, birkaç açıdan önem arz etmektedir:
- İcra takibinde yetki ile ifa yeri arasındaki ilişkiyi açıkça ortaya koymaktadır.
- İtirazın iptali davasında, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisini incelemesi gerektiğini vurgulamaktadır.
- Para borçlarında “alacaklının yerleşim yeri” kuralının yetki belirlemede doğrudan etkili olduğu bir kez daha teyit edilmiştir.
Sonuç
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, sözleşmeden doğan para borçlarının tahsiline ilişkin takiplerde TBK m. 89’un tamamlayıcı hükmünü esas alarak, ifa yerinin alacaklının yerleşim yeri olduğunu, buna bağlı olarak yetkili mahkemenin Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu karara bağlamıştır.
Bu karar, uygulamada hem itirazın iptali davaları hem de yetki itirazları bakımından yol gösterici niteliktedir.
İfa Yerinin Uygulamadaki Önemi
İfa yeri yalnızca teorik bir kavram olmayıp, uygulamada çok sayıda ihtilafın çözümünde belirleyici rol oynamaktadır. Özellikle:
- İcra takibi başlatılırken hangi icra dairesinin yetkili olacağı,
- Dava açılırken hangi mahkemenin yetkili olacağı,
- Temerrüt tazminatları ve faiz hesaplamalarında başlangıç tarihinin belirlenmesi,
- İfa masraflarının kime ait olacağının tespiti,
ifa yerinin doğru belirlenmesine bağlıdır.
Sonuç
Türk Borçlar Kanunu m. 89, ifa yerinin belirlenmesine ilişkin hem taraf iradesine öncelik veren hem de kanunun tamamlayıcı hükümleriyle boşlukları dolduran bir sistem kurmuştur. Bu sistemde:
- Para borçları alacaklının yerleşim yerinde,
- Parça borçları eşyanın bulunduğu yerde,
- Diğer borçlar ise borçlunun yerleşim yerinde ifa edilmektedir.
Ayrıca alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi halinde borçlunun aşırı külfet altına girmesi engellenerek, adaletli bir denge sağlanmıştır.
İfa yerinin belirlenmesi, yalnızca borcun yerine getirilmesiyle ilgili olmayıp, usul ve icra hukukuna da doğrudan etki eden bir unsurdur. Bu nedenle, uygulamada tarafların sözleşmelerinde ifa yerini açıkça kararlaştırmaları, uyuşmazlıkların önlenmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.
