Türk Ceza Kanunu 86. Madde Metni
Türk Ceza Kanunu Madde 86 Kasten yaralama
(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan bir yıl altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/3 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz.
(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,[39]
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
f)(Ek:14/4/2020-7242/11 md.)Canavarca hisle,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.
Türk Ceza Kanunu’nun 5237 sayılı metni 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun önemli hükümlerinden biri de TCK m. 86’da düzenlenen kasten yaralama suçudur. Toplumda en sık karşılaşılan suç tiplerinden olan kasten yaralama, bireylerin vücut bütünlüğünü, sağlığını ve algılama yeteneklerini korumayı hedefler.
Kasten yaralama, doğrudan bireyin yaşam hakkına yönelmese de sağlıklı yaşam sürdürme hakkını ihlal etmesi sebebiyle ceza hukukunun koruma alanına girer. Kanun koyucu, fiilin ağırlığına göre farklı fıkralar ve bentlerle cezai yaptırımlar belirlemiştir. Bu makalede, TCK m. 86’nın kapsamı, hukuki niteliği, unsurları ve özellikleri ayrıntılı biçimde incelenecek; tarafların hak ve borçları değerlendirilecek ve sona erme/istisna halleri üzerinde durulacaktır.
Madde Metni ve Alt Düzenlemeler
TCK m. 86/1 – Temel Hâl
Kasten yaralamanın temel hâli, Türk Ceza Kanunu m. 86/1’de şu şekilde düzenlenmiştir:
“Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu hüküm, kasten yaralama suçunun en sade ve genel hâlini ifade eder. Failin herhangi bir araç, yöntem veya özel saik kullanmadan doğrudan mağdurun vücut bütünlüğüne zarar vermesi veya algılama yeteneğini bozması bu kapsamda değerlendirilir.
Korunan Hukuki Değer
Burada korunmak istenen esas hukuki yarar, bireyin vücut dokunulmazlığı ve sağlıklı bir yaşam sürme hakkıdır. Ayrıca, mağdurun algılama yeteneğinin korunması da kanun koyucunun önemsediği bir unsurdur.
Suçun Şikâyete Tabi Olup Olmaması
Temel hâl, şikâyete bağlı değildir. Cumhuriyet savcılığı, suçun işlendiğini öğrendiğinde re’sen soruşturma başlatır. Ancak netice itibarıyla mağdurun iradesi de önem arz eder; özellikle mağdurun şikâyetten vazgeçmesi hâlinde uzlaşma veya cezada indirim gibi sonuçlar gündeme gelebilir.
Yaptırım
Temel hâlde öngörülen ceza 1 yıl 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Burada alt sınırın görece yüksek tutulmuş olması, fiilin toplum üzerindeki tehlike boyutunu yansıtır. Fail hakkında adli para cezasına çevrilme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi seçenekler hâkim tarafından somut olayın özelliklerine göre değerlendirilebilir.
Örnek Olay
Bir kişinin, tartışma sırasında karşısındakine yumruk atarak burnunu kırması, mağdurun sağlığının bozulmasına sebep olduğundan TCK m. 86/1 kapsamına girer.
TCK m. 86/2 – Basit Tıbbî Müdahale ile Giderilebilecek Yaralama
Kasten yaralama suçunun hafif şekli TCK m. 86/2’de düzenlenmiştir:
“Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan bir yıl altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz.”
Suçun Konusu ve Kapsamı
Burada kastedilen, mağdurun vücut bütünlüğüne yönelik fiilin ciddi bir tedavi gerektirmemesi; basit bir pansuman, dikiş veya kısa süreli tıbbi müdahale ile ortadan kaldırılabilecek düzeyde olmasıdır. Örneğin; tokat atma, küçük bir sıyrık oluşturma ya da geçici bir kızarıklığa yol açma gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilir.
Şikâyet Koşulu
Bu hâl, şikâyete bağlıdır. Yani mağdur şikâyetçi olmadığı sürece savcılık re’sen soruşturma başlatamaz. Bu düzenleme, ceza hukukunun “önemsizlik” ve “orantılılık” ilkeleri ile uyumlu bir yaklaşımdır.
Cezanın Belirlenmesi
Kanun koyucu, bu durumda altı aydan bir yıl altı aya kadar hapis veya adli para cezası öngörmüştür. Ayrıca 12 Mayıs 2022 tarihli değişiklikle, kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz kuralı getirilmiştir. Böylece kadına yönelik şiddetin cezalandırılmasında daha caydırıcı bir yaklaşım benimsenmiştir.
Örnek Olay
Bir kişinin, tartışma sırasında komşusuna tokat atması sonucu mağdurun yüzünde kısa sürede geçen bir kızarıklık oluşması, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama kapsamına girer. Mağdurun şikâyeti üzerine soruşturma açılabilir.
TCK m. 86/3 – Nitelikli Haller
TCK m. 86/3-a – Üstsoya, Altsoya, Eşe, Boşanılan Eşe veya Kardeşe Karşı
TCK m. 86/3-a’da, kasten yaralama suçunun mağdur ile fail arasındaki özel yakınlık ilişkisi nedeniyle daha ağır şekilde cezalandırılması öngörülmüştür:
“Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Korunan Hukuki Değer
Kanun koyucu, aile bağları ve akrabalık ilişkilerinin korunmasını özel olarak önemsemiştir. Aile içi şiddetin yaygınlığı dikkate alındığında, bu bent özellikle toplumsal bir gerekliliğin sonucudur.
Fail ve Mağdur
Fail: Herhangi bir kişi olabilir; ancak suçun bu bent kapsamında değerlendirilebilmesi için failin mağdurla özel bir bağı olmalıdır.
Mağdur:
- Üstsoy: Anne, baba, dede, nine gibi kişiler.
- Altsoy: Çocuk, torun gibi kişiler.
- Eş veya boşanılan eş: Evlilik bağı devam eden ya da sona ermiş eş.
- Kardeş: Aynı anne ve babadan veya sadece anne ya da babadan kardeşler.
Şikâyet Şartı
Bu nitelikli hâlde şikâyet aranmaksızın soruşturma yapılır. Yani mağdurun şikâyetçi olup olmamasına bakılmaksızın savcılık re’sen harekete geçer. Bunun nedeni, aile içi şiddetin mağdurun iradesiyle örtbas edilme ihtimalini azaltmaktır.
Cezanın Artırımı
Verilecek temel ceza, yarı oranında artırılır. Örneğin, temel hâlde 2 yıl hapis cezası verilmişse, bu bent kapsamında ceza 3 yıla çıkarılacaktır.
Örnek Olay
Bir kişinin tartışma sırasında eşine tokat atması veya kardeşini yaralaması, bu bent kapsamındadır. Fail hakkında şikâyet aranmaksızın kamu davası açılır ve cezası yarı oranında artırılır.
TCK m. 86/3-b – Savunamayacak Durumda Bulunan Kişiye Karşı
TCK m. 86/3-b’de, mağdurun savunmasızlık durumu nedeniyle faile uygulanan cezanın artırılması öngörülmüştür:
“Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Korunan Hukuki Değer
Bu düzenleme, özellikle fiziksel ya da ruhsal zayıflığı nedeniyle kendisini koruyamayacak kişilerin güvenliğini hedefler. Çocuklar, yaşlılar, engelliler veya akıl hastalığı bulunan kişiler bu kapsamda mağdur olabilir.
Fail ve Mağdur
Fail: Herkes olabilir. Failin mağdurun zayıflığından yararlanarak saldırıda bulunması yeterlidir.
Mağdur: Bedensel engel, yaşlılık, çocukluk, geçici bilinç kaybı, akıl hastalığı veya benzeri nedenlerle kendisini savunamayacak kişilerdir.
Şikâyet Şartı
Bu bentte suçun şikâyete bağlı olmadığı açıkça düzenlenmiştir. Dolayısıyla savcılık, mağdurun iradesine bakmaksızın re’sen harekete geçer.
Cezanın Artırımı
Temel ceza yarı oranında artırılır. Böylece mağdurun korunması ve faile karşı daha caydırıcı bir yaptırım uygulanması amaçlanır.
Örnek Olay
Bir kişinin yaşlı ve bastonla yürüyen bir komşusunu iterek yaralaması ya da engelli bir bireye şiddet uygulaması, bu bent kapsamında değerlendirilir. Fail, şikâyet aranmaksızın cezalandırılır ve cezası yarı oranında artırılır.
TCK m. 86/3-c – Kamu Görevi Nedeniyle
TCK m. 86/3-c’de, mağdurun kamu görevi sebebiyle hedef alınması halinde cezanın ağırlaştırılacağı düzenlenmiştir:
“Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Korunan Hukuki Değer
Burada yalnızca bireyin vücut bütünlüğü değil, aynı zamanda kamu hizmetinin güvenliği ve otoritesi korunmaktadır. Kamu görevlilerine yönelik saldırılar, kamu düzenini ve devlet otoritesini zedeleyici nitelikte kabul edilir.
Fail ve Mağdur
Fail: Herkes olabilir.
Mağdur: Bir kamu görevini ifa eden kişidir. Öğretmen, polis, doktor, belediye memuru, zabıta gibi kamu hizmetini yerine getiren kişiler bu kapsama girer. Önemli olan, saldırının kamu görevini yerine getirmesi sebebiyle yapılmış olmasıdır.
Şikâyet Şartı
Suç, şikâyete tabi değildir. Yani mağdur şikâyetçi olmasa da savcılık re’sen soruşturma başlatır.
Cezanın Artırımı
Temel ceza yarı oranında artırılır. Böylece kamu görevlilerinin görevlerini güven içinde yapmaları sağlanır.
Örnek Olay
Bir polis memurunun görevini yaparken tartışma sırasında darp edilmesi, ya da öğretmenin ders sırasında saldırıya uğraması, bu bent kapsamında değerlendirilir.
TCK m. 86/3-d – Kamu Görevlisinin Nüfuzunu Kötüye Kullanması
TCK m. 86/3-d’de, kamu görevlisinin sahip olduğu yetki ve nüfuzu kötüye kullanarak kasten yaralama suçunu işlemesi halinde cezanın ağırlaştırılacağı düzenlenmiştir:
“Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Korunan Hukuki Değer
Burada hem mağdurun beden bütünlüğü hem de kamu hizmetine duyulan güven korunmaktadır. Kamu görevlisinin sahip olduğu yetkiyi şahsi amaçla kullanması, devlete olan güveni sarsar ve hukuk devleti ilkesine zarar verir.
Fail ve Mağdur
Fail: Yalnızca kamu görevlisi olabilir. Failin, görevi dolayısıyla elde ettiği yetkiyi veya nüfuzu kullanması gerekir.
Mağdur: Herkes olabilir. Vatandaş, öğrenci, hasta ya da herhangi bir birey mağdur konumunda olabilir.
Şikâyet Şartı
Bu suç tipi de şikâyete tabi değildir. Kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanarak işlediği fiil, toplum düzenine tehdit oluşturduğundan savcılık re’sen soruşturma açar.
Cezanın Artırımı
Temel ceza yarı oranında artırılır. Örneğin, normalde 2 yıl hapis cezası verilecekse, bu bent kapsamında ceza 3 yıla çıkacaktır.
Örnek Olay
Bir polisin görevdeyken kişisel husumet nedeniyle vatandaşa şiddet uygulaması, ya da bir gardiyanın görevli olduğu cezaevinde mahkûmu dövmesi, bu bent kapsamında değerlendirilir.
TCK m. 86/3-e – Silahla İşlenmesi
TCK m. 86/3-e’de, kasten yaralama suçunun silahla işlenmesi durumunda cezanın artırılacağı düzenlenmiştir:
“Silahla işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Korunan Hukuki Değer
Burada korunan hukuki yarar, yalnızca mağdurun beden bütünlüğü değil; aynı zamanda silahın tehlike doğurucu niteliği nedeniyle toplum güvenliğidir. Silahla yaralama, sıradan bir yaralamaya göre çok daha ağır sonuçlar doğurabilir.
Fail ve Mağdur
- Fail: Herkes olabilir.
- Mağdur: Herkes olabilir. Failin saldırısına maruz kalan kişinin silahla yaralanması yeterlidir.
Silah Kavramı
Türk Ceza Kanunu’na göre silah kavramı geniş yorumlanır. Buna göre;
- Ateşli silahlar (tabanca, tüfek),
- Kesici-delici aletler (bıçak, hançer),
- Saldırı amacıyla kullanılmaya elverişli diğer eşyalar (sopa, demir çubuk, şişe),
silah sayılır.
Şikâyet Şartı
Bu bent kapsamında işlenen suçlarda şikâyet aranmaz. Kamu düzenini ilgilendirdiği için savcılık re’sen soruşturma yapar.
Cezanın Artırımı
Temel ceza yarı oranında artırılır. Örneğin, 2 yıl hapis cezası verilmesi gereken durumda, ceza 3 yıla çıkarılır.
Örnek Olay
Bir kişinin tartışma sırasında bıçakla karşısındakini yaralaması, ya da beyzbol sopasıyla saldırıda bulunması, bu bent kapsamında değerlendirilir.
TCK m. 86/3-f – Canavarca Hisle İşlenmesi
TCK m. 86/3-f’de, kasten yaralama suçunun canavarca hisle işlenmesi özel olarak düzenlenmiştir:
“Canavarca hisle işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza bir kat artırılır.”
Korunan Hukuki Değer
Bu bent ile korunan değer, yalnızca mağdurun beden bütünlüğü değil, aynı zamanda insanlık onurudur. Canavarca his, saldırının vahşet, eziyet veya işkence boyutuna varacak şekilde, insanlık dışı bir saikle gerçekleştirilmesi anlamına gelir.
Fail ve Mağdur
- Fail: Herkes olabilir. Önemli olan, fiilin işleniş tarzıdır.
- Mağdur: Herkes olabilir. Failin seçtiği yöntem mağdurun özel durumuna bağlı değildir; önemli olan fiilin vahşet içerikli oluşudur.
Şikâyet Şartı
Bu durumda suç, şikâyete tabi değildir. Savcılık re’sen soruşturma açar.
Cezanın Artırımı
Diğer nitelikli hallerden farklı olarak burada ceza yarı oranında değil, bir kat artırılır. Yani failin cezası iki katına çıkar. Örneğin, 2 yıl hapis cezası verilmesi gereken durumda, ceza 4 yıla yükseltilir.
Örnek Olay
Bir kişinin mağdurun vücudunda ağır acı ve ıstırap yaratacak şekilde, örneğin sigara söndürmek, kesici aletlerle eziyet etmek gibi yöntemler kullanması, “canavarca hisle işlenme” kapsamına girer.
Hukuki Nitelik
Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenmiş olup, kişilere karşı işlenen suçlar bölümünde yer alır. Hukuki niteliğini anlamak için, suçun koruduğu yararı, işleniş biçimini ve ceza hukuku içindeki yerini incelemek gerekir.
Korunan Hukuki Değer
Kasten yaralama suçunda korunan esas hukuki değer, kişinin vücut dokunulmazlığı, sağlığı ve algılama yeteneğidir. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan “kişinin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma hakkı” bu suç ile doğrudan bağlantılıdır. Dolayısıyla, TCK m. 86 yalnızca bireyin beden bütünlüğünü değil, aynı zamanda toplum düzenini de koruma amacını güder.
Suçun Yapısı
- Temel Hâl (m. 86/1): En genel şeklidir. Mağdurun vücuduna acı verilmesi, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulması halinde oluşur.
- Hafif Hâl (m. 86/2): Basit tıbbî müdahale ile giderilebilecek yaralamalar bu kapsama girer. Şikâyete bağlıdır.
- Nitelikli Hâller (m. 86/3): Fail ile mağdur arasındaki özel ilişkiler (üstsoy, eş vb.), mağdurun savunmasızlığı, kamu görevi, silah kullanımı veya fiilin vahşetle işlenmesi gibi durumlar cezayı ağırlaştırır.
Bu yapı, suçun kademelendirilmiş bir şekilde düzenlendiğini gösterir. Böylece, fiilin ağırlığı ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak adaletli bir ceza tayini yapılması sağlanır.
Şikâyete Bağlılık
- Basit yaralamalarda (m. 86/2) şikâyet şartı aranır.
- Nitelikli hallerde ve temel hâlde (m. 86/1, m. 86/3) şikâyet aranmaksızın savcılık re’sen harekete geçer.
Bu durum, ceza hukukunun “kamu düzeni” ilkesini yansıtır. Özellikle aile içi şiddet veya kamu görevlisine karşı işlenen fiillerde mağdurun iradesine bağlı kalmadan kamu otoritesi devreye girer.
Suçun Hukuki Niteliği
- Neticesi sebebiyle ağırlaşan suç niteliği taşır. Çünkü mağdurda meydana gelen netice (acı verme, sağlık veya algılama yeteneğinin bozulması) suçun tamamlanması için gereklidir.
- Serbest hareketli suçtur. Fail, yumruk atma, bıçakla vurma, tokat atma gibi farklı fiillerle suçu işleyebilir.
- Kastla işlenebilen bir suçtur. Failin mağdurun vücuduna zarar verme iradesi yeterlidir. Olası kast da yeterlidir. Taksirle yaralama ise TCK m. 89’da ayrıca düzenlenmiştir.
Uygulamadaki Önemi
Kasten yaralama, uygulamada en çok rastlanan suç tiplerinden biridir. Ceza mahkemelerindeki dosyaların önemli bir kısmı bu suçtan kaynaklanır. Bu nedenle hem hâkimler hem avukatlar için sıklıkla karşılaşılan, doktrin ve içtihatlarla sürekli gelişen bir suç tipidir.
Unsurlar
Kasten yaralama suçunun oluşabilmesi için belirli maddi ve manevi unsurların gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurlar gerçekleşmediğinde suç oluşmaz veya farklı bir suç tipine vücut verir (örneğin, taksirle yaralama, kasten öldürmeye teşebbüs gibi).
Maddi Unsurlar
1. Fail
- Herkes kasten yaralama suçunun faili olabilir.
- Fail açısından özel bir nitelik aranmamıştır.
- Ancak nitelikli hâllerde (örneğin kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanması, m. 86/3-d) failin özel sıfatı önem taşır.
2. Mağdur
- Beden bütünlüğüne veya sağlığına zarar verilen herkes mağdur olabilir.
- Üstsoy, altsoy, eş, boşanılan eş veya kardeş gibi özel ilişkiler mağdurun konumunu değiştirebilir ve cezanın artırılmasına sebep olur.
3. Fiil
- Failin, mağdurun vücut bütünlüğüne yönelik aktif bir davranışta bulunması gerekir.
- Bu davranış sonucunda mağdurun:
- Vücudunda acı oluşması,
- Sağlığının bozulması,
- Algılama yeteneğinin bozulması,
gerekir.
4. Netice
- Mağdurun beden veya ruh bütünlüğünde bir değişiklik meydana gelmelidir.
- Acı vermek, geçici de olsa sağlık bozukluğu yaratmak veya algılama yeteneğini zayıflatmak suçun tamamlanması için yeterlidir.
- Eğer fiil, mağdurun ölümüne sebep olursa kasten yaralama değil, kasten öldürme veya neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama hükümleri uygulanır.
5. Nedensellik Bağı
- Failin hareketi ile mağdurda meydana gelen netice arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.
- Örneğin, failin ittiği kişinin düşüp yaralanması hâlinde fiil ile netice arasında nedensellik bağı vardır.
Manevi Unsurlar
1. Kast
- Kasten yaralama, yalnızca kastla işlenebilir.
- Failin mağdurun beden bütünlüğünü bozmak veya ona acı vermek yönünde bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir.
2. Olası Kast
Fail neticeyi doğrudan istemese bile, neticenin meydana gelmesini göze alarak hareket etmişse (örneğin kalabalık bir yerde taş atmak), olası kastla kasten yaralama gündeme gelir.
3. Taksirle İşlenememe
Taksirle meydana gelen yaralamalar TCK m. 86 kapsamında değil, ayrı bir düzenleme olan TCK m. 89 – Taksirle Yaralama kapsamında değerlendirilir.
Suçun Konusu
Kasten yaralama suçunun konusu, insanın bedeni ve sağlığıdır. Mağdurun üzerinde yaratılan her türlü fiziksel acı veya ruhsal rahatsızlık bu kapsamda kabul edilir.
Özellikler
Kasten yaralama suçu, uygulamada en sık karşılaşılan suç tiplerinden biridir. Türk Ceza Kanunu m. 86’nın yapısı incelendiğinde, bu suçun bazı karakteristik özellikleri öne çıkar:
Serbest Hareketli Suç
Kasten yaralama suçu, serbest hareketli suç niteliğindedir. Yani fiilin belirli bir hareketle işlenmesi zorunlu değildir. Fail; yumruk atma, tekme vurma, bıçaklama, taş atma, sopayla vurma gibi pek çok farklı davranışla bu suçu işleyebilir.
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşan Suç
Suçun oluşabilmesi için mağdurun vücuduna acı verilmesi, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulması gerekir. Meydana gelen netice, suçun ağırlığını ve uygulanacak cezayı belirler. Bu nedenle kasten yaralama suçu, neticesi sebebiyle ağırlaşan suçlar arasında değerlendirilir.
Şikâyete Bağlılık – Re’sen Takip Ayrımı
- Basit tıbbî müdahale ile giderilebilecek yaralamalar (m. 86/2): Şikâyete bağlıdır.
- Temel hâl ve nitelikli hâller (m. 86/1 ve 86/3): Şikâyete bağlı değildir. Savcılık re’sen soruşturma açar.
Bu ayrım, suçun ağırlık derecesine göre yargılamanın başlatılma biçimini belirler.
Nitelikli Hâllerin Varlığı
TCK m. 86/3’te düzenlenen nitelikli haller (örneğin aile bireyine karşı işlenmesi, kamu görevlisine karşı işlenmesi, silahla işlenmesi, canavarca hisle işlenmesi) suçun cezasını artırır. Bu hallerde şikâyet aranmaksızın kamu davası açılır.
Kadına Karşı İşlenme Durumu
12 Mayıs 2022 tarihli değişiklik ile (7406 sayılı Kanun), kasten yaralamanın kadına karşı işlenmesi halinde, basit tıbbî müdahale ile giderilebilecek yaralamalarda bile cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Bu düzenleme, kadına yönelik şiddetle mücadele amacı taşır.
Suçun Mağduru ve Faili Açısından Özellik
- Fail: Herkes olabilir. Ancak kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanması gibi bazı nitelikli hallerde failin özel sıfatı aranır.
- Mağdur: Herkes olabilir. Ancak bazı hallerde (üstsoy, altsoy, eş, boşanılan eş, kardeş, savunmasız kişi) mağdurun konumu cezayı ağırlaştırır.
Uzlaşma
Kasten yaralama suçunun basit şekli ve bazı hafif nitelikli halleri uzlaşma kapsamına girebilir. Bu durum, mağdur ile failin anlaşması halinde ceza yargılamasının sona ermesini sağlar. Ancak ağır nitelikli hallerde (örneğin canavarca hisle işlenen yaralama) uzlaşma mümkün değildir.
Tarafların Hak ve Borçları
- Mağdurun Hakları: Şikâyet hakkını kullanabilir, davaya katılabilir, maddi-manevi tazminat talebinde bulunabilir.
- Failin Hakları: Savunma hakkını kullanabilir, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilir.
- Avukatın Rolü: Hem mağdur hem de fail açısından hukuki sürecin doğru yürütülmesi için avukat desteği önemlidir.
Sona Erme / İstisnalar
- Şikâyete bağlı hallerde, şikâyetten vazgeçme ile dava sona erer.
- Zamanaşımı süreleri dolduğunda dava düşer.
- Uzlaşma hükümleri uygulanabilir.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2015/19361 E., 2015/35013 K.
“İçtihat Metni”
Tebliğname No : 3 – 2013/392891
MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanığın, mağdur Ayşe ‘yi kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönüyle, 5237 sayılı TCK‘nin 86/2. maddesinde belirtilen seçenek cezalardan hapis cezası tercih edildikten sonra, bu cezanın TCK‘nin 50/2. maddesine aykırı olarak adli para cezasına çevrilmesi,
2) Sanığın, mağdur Bayram’ı kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönüyle, sanığın, mağdur kardeşini 5237 sayılı TCK‘nin 6/1-f-4 maddesi uyarınca silah sayılan av tüfeği ile yaraladığı olayda, iki nitelikli halin TCK‘nin 86/3-a ve 86/3-e maddelerinin birleşmesi nedeniyle, TCK‘nin 86/1 maddesi gereğince temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde cezanın alt sınırdan belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini yine TCK‘nin 86/1, 86/3-e , 62 maddeleri gereğince belirlenen 1 yıl 3 ay hapis cezasının kısa süreli olmadığı halde, TCK‘nin 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi ,
3) Sanığın, mağdur Lütfi’yi kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönüyle, sanığın, bedenen ve ruhen kendisini savunamayacak mağduru 5237 sayılı TCK‘nin 6/1-f-4 maddesi uyarınca silah sayılan av tüfeği ile yaraladığı olayda, iki nitelikli halin TCK‘nin 86/3-a ve 86/3-b maddelerinin birleşmesi nedeniyle, TCK‘nin 86/1 maddesi gereğince temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde cezanın alt sınırdan belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini yine TCK‘nin 86/1, 86/3-e , 62. maddeleri gereğince belirlenen 1 yıl 3 ay hapis cezasının kısa süreli olmadığı halde, TCK‘nin 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi ,
4) Sanığın mağdur Gazelcan’ı kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönüyle, TCK‘nin 86/1, 86/3-e , 62. maddeleri gereğince belirlenen 1 yıl 3 ay hapis cezasının kısa süreli olmadığı halde, TCK‘nin 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi, hususları aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 08/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Olayın Özeti
Sanık, farklı mağdurlara karşı av tüfeği kullanarak kasten yaralama fiillerinde bulunmuştur. Mağdurlar arasında kardeşi ve bedenen/ruhen kendisini savunamayacak durumda olan kişiler de bulunmaktadır. Yerel mahkemece sanık hakkında TCK m. 86 kapsamında temel cezalar alt sınırdan verilmiş ve bu cezalar TCK m. 50 uyarınca adli para cezasına çevrilmiştir. Karar, sanık müdafiince temyiz edilmiştir.
Hukuki Sorun
Uyuşmazlığın merkezinde şu sorunlar yer almaktadır:
Kısa süreli olmayan hapis cezalarının TCK m. 50/1-a uyarınca adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği.
Nitelikli hallerin birleşmesi durumunda temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerekliliği.
Yargıtay’ın Gerekçesi
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin şu noktalarda hukuka aykırı davrandığını tespit etmiştir:
TCK m. 50/2’ye aykırılık: Sanığın hapis cezası tercih edildikten sonra bu cezanın adli para cezasına çevrilmesi hukuka aykırıdır.
Eksik ceza tayini: Av tüfeği kullanılması ve mağdurun kardeş ya da savunamayacak durumda olması gibi TCK m. 86/3-a, 86/3-b ve 86/3-e kapsamında nitelikli hallerin bir arada gerçekleştiği durumda, mahkemenin temel cezayı alt sınırdan belirlemesi yanlıştır. Cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak artırılması gerekirdi.
Ancak bu hukuka aykırılıklar aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış ve hüküm onanmıştır.
Kararın Önemi
Bu karar, özellikle kasten yaralama suçunda nitelikli hallerin birleşmesi ve kısa süreli olmayan hapis cezalarının adli para cezasına çevrilemeyeceği konularında önem arz etmektedir. Yerel mahkemelerin ceza tayininde alt sınırdan uzaklaşma zorunluluğunu göz ardı edemeyeceği açıkça vurgulanmıştır. Ayrıca Yargıtay, aleyhe temyiz olmadıkça sanık lehine ortaya çıkan hukuka aykırılıkları bozma sebebi yapmamaktadır.
Değerlendirme
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bu kararı, TCK m. 86 (kasten yaralama) uygulamasında şu sonuçlara işaret etmektedir:
- Nitelikli haller birleştiğinde (örneğin, silahla ve mağdurun savunamayacak durumda olması halinde) hâkimler temel cezayı alt sınırdan belirleyemez, mutlaka artırıma gitmek zorundadır.
- Kısa süreli olmayan hapis cezaları, kanuna aykırı olarak adli para cezasına çevrilemez.
- Ceza muhakemesinde aleyhe temyiz bulunmaması halinde Yargıtay’ın hukuka aykırılık tespit etse dahi bozma yapmaması, sanık lehine güvence oluşturmaktadır.
Dolayısıyla karar, uygulamada hâkimlerin ceza tayininde ölçülülük ve nitelikli hallerin dikkate alınması yükümlülüğünü pekiştirmekte; aynı zamanda temyiz hukukunun sınırlarını göstermesi bakımından içtihat değerine sahiptir.
Sonuç ve Değerlendirme
TCK m. 86, kasten yaralama suçunu ayrıntılı biçimde düzenleyerek, toplumda bireylerin vücut bütünlüğünü koruma altına almıştır. Suçun farklı ağırlık derecelerine göre cezaların çeşitlendirilmiş olması, adaletin somut olayda daha hakkaniyetli biçimde sağlanmasını hedefler.
