info@kubrayildiz.av.tr
Öksüzler Sok. No:37 Hamamönü / ANKARA

Hukuk Muhakemeleri KanunuHMK 107 Belirsiz Alacak Davası İncelemesi

6 Mart 2025

HMK MADDE 107– (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.

(3) (Mülga:22/7/2020-7251/7 md.)


Giriş

Belirsiz alacak davası, dava açıldığı sırada alacağın tam olarak belirlenemediği durumlarda, davacının hukuki güvencesini sağlamak ve hak kayıplarını önlemek amacıyla düzenlenmiş bir dava türüdür. HMK 107, davacıya asgari bir miktar veya değeri belirleyerek dava açma imkânı tanırken, yargılama sürecinde alacağın tam miktarı ortaya çıktığında, talebin artırılmasına da olanak tanımaktadır.

Bu düzenleme, özellikle işçilik alacakları, haksız fiil tazminatları ve sözleşmeden kaynaklanan belirsiz borç ilişkilerinde büyük önem taşımaktadır. 7251 sayılı Kanun ile getirilen değişiklikler de belirsiz alacak davasının uygulama esaslarını daha da netleştirmiştir.

Bu çalışmada, HMK 107 kapsamında belirsiz alacak davasının hukuki çerçevesi, uygulama alanları, değişiklik sonrası yeni düzenlemeler ve Yargıtay içtihatları ışığında davanın yargı pratiğindeki yeri ayrıntılı olarak ele alınacaktır.


HMK 107 Kapsamında Belirsiz Alacak Davasının Hukuki Çerçevesi

Belirsiz Alacak Davasının Tanımı ve Kapsamı

HMK 107. maddesi, belirsiz alacak davasının koşullarını şu şekilde düzenlemektedir:

HMK 107/1  Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

Bu hükme göre, bir davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi için şu şartların bulunması gerekmektedir:

  • Davacının, dava açıldığı tarihte alacağın miktarını veya değerini tam olarak belirleyememesi gerekir.
  • Bu belirleyememe hâli, davacıdan kaynaklanmamalı, nesnel nedenlere dayanmalıdır.
  • Davacı, hukuki ilişkiyi açıkça belirterek, en azından asgari bir miktar ya da değeri belirtmek zorundadır.

Bu çerçevede, belirsiz alacak davası, davacının belirsizlik nedeniyle zarar görmesini önlemek ve hak kayıplarını engellemek için düzenlenmiş bir dava türüdür.


7251 Sayılı Kanun ile Yapılan Değişiklik ve Yeni Düzenleme

HMK 107’nin ikinci fıkrası, 22 Temmuz 2020 tarihli 7251 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenmiştir:

HMK 107/2 Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.

Bu değişiklik ile:

  • Davacı, alacağını tahkikat aşamasında tam olarak belirleyebildiği anda, talep sonucunu artırabilir.
  • İddianın genişletilmesi yasağı, bu aşamada uygulanmaz.
  • Hâkim, tahkikat sona ermeden önce davacıya, alacağını belirlemesi için iki haftalık kesin süre vermelidir.

Bu düzenleme, belirsiz alacak davasının amacına daha uygun hâle getirilmesini ve davacı açısından daha adil bir yargılama süreci sağlanmasını hedeflemektedir.


Belirsiz Alacak Davasının Uygulama Alanları

HMK 107 kapsamında belirsiz alacak davası, özellikle şu alanlarda sıkça uygulanmaktadır:

İşçilik Alacakları

  • Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücretleri gibi işçi alacaklarının tam miktarı işverenin sunduğu bordrolar ve tahkikat sonucunda netleştiğinden, işçilik alacakları davalarında belirsiz alacak davası açılabilir.

Haksız Fiil ve Tazminat Davaları

  • Bedensel zararlar ve destekten yoksun kalma tazminatı gibi davalarda, zarar miktarının kesin olarak belirlenmesi genellikle bilirkişi incelemesi gerektirir. Bu nedenle, tazminat davalarında belirsiz alacak davası açılması mümkündür.

Sigorta ve Trafik Kazalarına İlişkin Davalar

  • Sigorta şirketlerinden talep edilen tazminat miktarları, zarar hesaplamalarına bağlı olduğundan, belirsiz alacak davasına konu olabilir.

Sözleşmeden Kaynaklanan Alacak Davaları

  • Kira alacakları, eser sözleşmelerinden doğan alacaklar ve diğer sözleşme ilişkilerinde, belirli şartlar altında belirsiz alacak davası açılabilir.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/5500 E. – 2020/4168 K. Sayılı Kararı

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 107. maddesi, belirsiz alacak davasının şartlarını ve uygulanma esaslarını düzenlemektedir. Bu düzenleme, özellikle alacaklının dava açma aşamasında, alacağın miktarını tam olarak belirleyemediği veya belirlemesinin imkânsız olduğu hâllerde önemli bir hukuki imkân sunmaktadır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/5500 E. – 2020/4168 K. sayılı kararı, belirsiz alacak davasında zamanaşımının etkisini, alacağın tahkikat sürecinde belirlenebilir hâle gelmesi durumunda davacının talebini artırma hakkını ve iddianın genişletilmesi yasağının bu süreçte uygulanmayacağını vurgulayan önemli bir içtihat niteliğindedir.

Bu çalışmada, HMK 107 kapsamında belirsiz alacak davasının genel çerçevesi, somut olayın hukuki analizi, Yargıtay kararındaki değerlendirmeler ve içtihadın belirsiz alacak davası uygulamasına etkileri detaylı şekilde ele alınacaktır.


Somut Olayda Belirsiz Alacak Davasının Değerlendirilmesi

Olayın Özeti ve İlk Derece Mahkemesinin Kararı

  • Davacı, zorunlu trafik sigortalı traktörün sebep olduğu kazada ölen murisin desteğinden yoksun kaldığını iddia ederek davalı sigorta şirketine karşı belirsiz alacak davası açmıştır.
  • İlk aşamada, dava 1.000 TL üzerinden açılmış, ancak tahkikat sürecinde alacağın tam miktarı belirlenerek talep 139.920,50 TL’ye yükseltilmiştir.
  • Mahkeme, bilirkişi raporlarını ve toplanan delilleri esas alarak davacının tazminat talebini kabul etmiş ve sigorta şirketini sorumlu tutmuştur.

Yargıtay’ın Değerlendirmesi ve Bozma Kararı

Davalı vekili, belirsiz alacak davasında zamanaşımının yalnızca dava açılan miktar için kesileceğini ve iddianın genişletilmesi yasağı nedeniyle artırılan kısmın zamanaşımına uğrayacağını iddia etmiştir.

Ancak Yargıtay, belirsiz alacak davasında zamanaşımının yalnızca dava açılan miktar için değil, tüm dava için kesildiğini vurgulamış ve şu gerekçelerle mahkemenin kararını bozmuştur:

  1. Belirsiz alacak davasında, HMK 107 gereğince davacı, alacak miktarını tam olarak bilemediği için asgari bir miktar üzerinden dava açabilir.
  2. Davanın ilerleyen aşamalarında, bilirkişi raporları veya tahkikat sürecinde kesin alacak miktarı belirlendiğinde, davacı iddiasını artırabilir.
  3. Bu artırım, iddianın genişletilmesi yasağına tabi değildir ve artırılan kısım açısından da dava tarihinden itibaren zamanaşımı kesilmiş sayılır.
  4. HMK 107/2 gereğince, hâkim tahkikat sona ermeden önce davacıya kesin bir süre vererek alacak miktarını belirlemesini sağlamalıdır.

Yargıtay Kararının HMK 107 Açısından Önemi

Bu karar, belirsiz alacak davalarında zamanaşımı ve iddianın genişletilmesi yasağı ile ilgili önemli bir içtihat oluşturmaktadır. HMK 107’nin sağladığı güvenceler netleştirilmiş ve belirsiz alacak davasının uygulama alanı genişletilmiştir.

Kararın önemi şu noktalarda özetlenebilir:

  • Belirsiz alacak davasında, alacak miktarı tahkikat aşamasında kesinleştiğinde, davacı iddiasını artırabilir ve bu artırım ıslah sayılmaz.
  • HMK 107 kapsamında, belirsiz alacak davasında açılan miktarla sınırlı bir zamanaşımı söz konusu değildir; tüm alacak için zamanaşımı kesilir.
  • Mahkemeler, tahkikat sona ermeden davacıya kesin süre tanıyarak, alacağını tam olarak belirlemesini sağlamalıdır.

Yargıtay Kararı Sonucu

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/5500 E. – 2020/4168 K. sayılı kararı, belirsiz alacak davalarında zamanaşımı ve iddianın genişletilmesi yasağının nasıl uygulanması gerektiğini belirleyen önemli bir emsal karar niteliğindedir.

  • HMK 107 kapsamında açılan belirsiz alacak davalarında, tahkikat sürecinde alacak miktarı belirlendiğinde davacı iddiasını artırabilir ve bu artırım iddianın genişletilmesi yasağına tabi değildir.
  • Belirsiz alacak davalarında zamanaşımı, yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir.
  • Mahkemeler, davacının alacağını tam ve kesin olarak belirleyebilmesi için tahkikat sona ermeden önce kesin süre tanımalıdır.

Sonuç olarak, bu karar, belirsiz alacak davasının davacı lehine genişletici bir yorumla uygulanmasını sağlamış ve HMK 107’nin amacına uygun olarak yorumlanmasına katkıda bulunmuştur.


Sonuç ve Değerlendirme

HMK 107 kapsamında belirsiz alacak davası, davacının yargılama sürecinde alacak miktarını belirleyemediği hâllerde hukuki güvence sağlayan önemli bir dava türüdür.

  • 7251 sayılı Kanun değişikliğiyle, tahkikat aşamasında alacağın belirlenmesi hâlinde davacının iddiasını artırabilmesi sağlanmıştır.
  • Belirsiz alacak davası, işçilik alacakları, haksız fiil tazminatları, sigorta alacakları gibi çeşitli alanlarda uygulanmaktadır.
  • Ancak, alacak belirlenebilir nitelikteyse, bu davanın açılamayacağı Yargıtay tarafından açıkça vurgulanmaktadır.

Sonuç olarak, HMK 107’nin getirdiği bu sistem, davacıların hak kaybına uğramasını önlemekte ve adil yargılama hakkını güçlendiren önemli bir mekanizma sunmaktadır.