info@kubrayildiz.av.tr
Öksüzler Sok. No:37 Hamamönü / ANKARA

Hukuk Muhakemeleri KanunuHMK Madde 167 Davaların Ayrılması

17 Mart 2025

HMK MADDE 167

(1) Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder. 

Giriş

Davaların ayrılması, mahkemelerin yargılama sürecini daha verimli hale getirmek için başvurduğu bir usuli işlemdir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 167. maddesi, bağlantılı olarak birlikte açılmış veya birleştirilmiş davaların yargılamanın daha sağlıklı yürütülmesini sağlamak amacıyla ayrılmasına imkân tanımaktadır.

Bu düzenleme, birlikte görülmesi gereken ancak farklı hukuki sebepler, deliller veya taraflarla ilgili uyuşmazlıklar nedeniyle ayrılması gereken davalar için uygulanır. Mahkeme, bu yetkisini hem kendiliğinden hem de tarafların talebi üzerine kullanabilir.


Davaların Ayrılmasının Şartları

HMK 167’ye göre bir davanın ayrılabilmesi için belirli hukuki ve usuli şartların oluşması gerekir. Bu şartlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Aynı yargı çevresinde yer alan ve aynı düzeydeki mahkemelerde açılmış davalar bulunmalıdır.
  • Davaların birleştirilmesiyle birlikte yargılamanın zorlaşması veya gecikmesine neden olan bir durum ortaya çıkmalıdır.
  • Birleştirilmiş davalar, esasa veya usule ilişkin farklılıklar taşıyorsa, mahkemenin ayrı inceleme yapması gerekliliği doğmalıdır.
  • Davalardan biri hakkındaki kararın, diğer dava üzerinde doğrudan etkisi olmamalıdır.

Mahkemeler, yargılamanın hızlı ve etkin bir şekilde sürdürülebilmesi için bu şartların varlığını değerlendirdikten sonra davaların ayrılmasına karar verebilir.


Mahkemenin Re’sen veya Talep Üzerine Ayrılma Yetkisi

Mahkemenin Re’sen Ayrılma Yetkisi

Mahkeme, taraflardan herhangi bir talep olmaksızın da davaların ayrılmasına karar verebilir. Bu durum özellikle şu gibi hallerde ortaya çıkar:

  • Davaların birleştirilmesinin yargılamayı geciktirmesi,
  • Bağlantılı gibi görünen davaların aslında farklı hukuki zeminde değerlendirilmesi gerektiğinin anlaşılması,
  • Mahkemenin, adil yargılanma hakkının ihlal edilmesini önlemek amacıyla süreci hızlandırma ihtiyacı duyması.

Tarafların Ayrılma Talebi

Taraflardan biri, davaların ayrılmasının hukuki yarar sağlayacağını düşünüyorsa, mahkemeden bu yönde talepte bulunabilir. Bu talebin kabul edilmesi için:

  • Ayrılmanın yargılamayı hızlandıracağı,
  • Taraflar arasında çelişkili kararlar çıkmasını önleyeceği,
  • Delillerin ve hukuki değerlendirmelerin birbirinden bağımsız olduğu durumların ortaya çıktığı gösterilmelidir.

Mahkeme, talebi uygun bulursa davaların ayrılmasına karar verebilir.


Davaların Ayrılmasının Sonuçları

Davaların ayrılması yargılama sürecine doğrudan etki eden bir usuli işlemdir. Bu işlemin sonuçları şunlardır:

  • Her iki dava artık bağımsız olarak yürütülür ve farklı esas numaraları ile işlem görür.
  • Mahkeme, her dosyayı ayrı inceleyerek bağımsız karar verebilir.
  • Tarafların, ayrı ayrı delil sunma ve savunma yapma hakkı doğar.
  • Usul ekonomisinin korunması sağlanır ve gereksiz uzayan yargılamaların önüne geçilir.

Mahkemeler, davaların ayrılması yetkisini kullanırken tarafların haklarını ve adil yargılanma ilkesini göz önünde bulundurmalıdır.


Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/72 E., 2015/6203 K. Kararı

Davacı vekili, müvekkilinin taşıma işi yaptığını, davalı taraf aracının müvekkiline ait park halindeki aracına çarparak hasarladığını, 12 günlük tamir süresince aracın çalıştırılamadığını, 7.050 TL tutarında kazanç kaybı olduğunu, davalı sürücünün olayda tamamen kusurlu olduğunu, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğunu, davalılar hakkında ..İcra Müdürlüğü’nün 2013/1952 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .. vekili, müvekkilinin..icra Daireleri ile mahkemelerinin yetki alanı içinde bulunduğunu, icra dosyasında da yetki itirazında bulunduklarını, mahkemenin de yetkisiz olduğunu, kusuru, zararı kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davacının çok sayıda aracı olduğunu, taşıma işini diğer araçlarıyla yaptığını, zararının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı .. ..yönünden dava şartı bulunmadığından (yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından) davanın usulden reddine, davalı …
.. hakkındaki davanın HMK 167.maddesi gereğince tefrikiyle ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA karar verildi.

Yargıtay Kararının İncelenmesi

Mahkemeler, yargılama sürecinin etkin ve düzenli yürütülmesini sağlamak için HMK 167 kapsamında davaların ayrılmasına karar verebilir. Bu süreç, bir arada yürütülen davaların usuli veya esas yönünden farklılıklar taşıması durumunda mahkemenin takdir yetkisini kullanarak birleştirilmiş ya da aynı anda açılmış davaları ayırması anlamına gelir.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/72 E., 2015/6203 K. sayılı kararında, mahkemenin bir davanın usulden reddine, diğer davanın ise ayrılmasına karar vermesi, HMK 167 çerçevesinde değerlendirilebilecek önemli bir örnek teşkil etmektedir. Aşağıda, kararın HMK 167 açısından değerlendirmesi yapılacak ve mahkemenin kararının usule uygunluğu irdelenecektir.


Kararın Hukuki Değerlendirmesi

Davaların Ayrılması Kararı

Somut olayda, davacı, davalıların kusurlu olduğu gerekçesiyle tazminat davası açmıştır. Ancak mahkeme, davacı tarafından yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davalılardan biri hakkında davanın usulden reddine, diğer davalı hakkındaki davanın ise ayrılmasına karar vermiştir.

HMK 167’ye göre, mahkeme davaların ayrılmasına re’sen veya talep üzerine karar verebilir. Bu durumda mahkeme, bir davanın usulen reddine karar verirken, diğer davanın farklı bir hukuki süreç gerektirdiğini düşünerek ayırma yoluna gitmiştir.

Bu ayrımın temel gerekçeleri şunlar olabilir:

  • Yetkisizlik nedeniyle reddedilen dava ile esas yönünden incelenmesi gereken davanın farklı süreçlere tabi olması,
  • Davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olup olmadığının netleştirilmesi gerekliliği,
  • Farklı hukuki temellere dayanan taleplerin aynı dosyada değerlendirilmesinin yargılama sürecini karmaşık hale getirmesi.

Yetkisizlik Nedeniyle Usulden Ret Kararı

Mahkeme, bir davalı yönünden yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davayı usulden reddetmiştir. Bu, yetkisizlik nedeniyle verilen bir ret kararı olup, esasa ilişkin bir değerlendirme içermemektedir.

HMK 167’ye göre mahkeme, bir davanın esasına giremeyecek bir durum söz konusu olduğunda, bağlantılı diğer davaların ayrılmasına karar verebilir. Bu durumda mahkeme, yetkisizlik nedeniyle reddedilen davayla diğer davanın farklı hukuki süreçler gerektirdiğini düşünerek, yargılamanın sağlıklı yürütülebilmesi amacıyla davaları birbirinden ayırmıştır.

Yargıtay, mahkemenin bu yöndeki kararını hukuka uygun bulmuş ve davacı vekilinin temyiz itirazlarını reddederek kararı onamıştır.


Yargıtay Kararı Sonuç ve Değerlendirme

Bu karar, HMK 167 kapsamında mahkemelerin davaları nasıl ayırabileceğini gösteren önemli bir örnektir. Mahkeme, yetkisizlik nedeniyle bir davayı usulden reddederken, bağlantılı diğer davayı ayırarak sürecin sağlıklı yürütülmesini sağlamaya çalışmıştır.

  • Davaların ayrılması, usul ekonomisini koruma amacı taşımaktadır.
  • Yetkisizlik nedeniyle verilen usulden ret kararı, davaların ayrılmasını gerektiren bir unsur olabilir.
  • Yargıtay, mahkemenin bu yaklaşımını hukuka uygun bulmuş ve temyiz itirazlarını reddetmiştir.

Bu karar, mahkemelerin davaların ayrılması konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu ve bu yetkinin, yargılama sürecinin hızlanması için önemli bir araç olduğunu göstermektedir.

Sonuç ve Öneriler

HMK 167, mahkemelere davaların ayrılması konusunda geniş bir takdir yetkisi tanımaktadır. Davaların ayrılması, usul ekonomisini sağlamak, yargılamayı hızlandırmak ve çelişkili kararların önüne geçmek amacıyla başvurulan bir usuli işlemdir.

  • Mahkemeler, davaların ayrılmasını hem kendiliğinden hem de tarafların talebi üzerine değerlendirebilir.
  • Ayrılma kararı verilmesi halinde davalar bağımsız şekilde yürütülerek daha sağlıklı bir yargılama süreci sağlanır.
  • Yanlış veya gereksiz ayrılmalar, tarafların hak kaybına uğramasına yol açabileceğinden mahkemeler bu yetkiyi dikkatli kullanmalıdır.

Bu düzenleme, adil ve hızlı bir yargılama süreci için önemli bir araç olup, mahkemelerin ve tarafların menfaatlerini koruma amacı taşımaktadır.