info@kubrayildiz.av.tr
Öksüzler Sok. No:37 Hamamönü / ANKARA

Hukuk Muhakemeleri KanunuHMK Madde 176 Islah Kapsamı ve Sayısı

18 Mart 2025

HMK MADDE 176: Islah Kapsamı ve Sayısı

(1) Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.

(2) Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.

Giriş

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) kapsamında ıslah, tarafların yapmış oldukları usul işlemlerini kısmen veya tamamen düzeltebilmeleri için tanınan bir haktır. Ancak, aynı davada tarafların yalnızca bir kez ıslah yoluna başvurabilmesi, bu hakkın kötüye kullanılmasını engellemek amacıyla konulmuş önemli bir sınırlamadır.

Bu makalede, ıslah kavramının kapsamı, hukuki dayanakları, süreci ve uygulanma şartları detaylı bir şekilde incelenecektir.


Islah Kavramı ve Hukuki Dayanağı

Islahın Tanımı ve Amacı

HMK 176/1 uyarınca, taraflardan her biri, usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.
Bu düzenleme sayesinde, tarafların hatalı beyanları, eksik iddiaları veya yanlış yazılmış talepleri düzeltebilmeleri mümkün hale gelir.

Islahın amacı, yargılamada şekli hataların düzeltilerek davanın esastan adil bir şekilde karara bağlanmasını sağlamaktır.

Islahın Uygulama Alanları

Islah müessesesi, davanın tarafları tarafından aşağıdaki alanlarda uygulanabilir:

  • Dava dilekçesinin düzeltilmesi veya değiştirilmesi,
  • Cevap dilekçesinde yapılan yanlış beyanların düzeltilmesi,
  • Hukuki sebeplerin değiştirilmesi veya eklenmesi,
  • Talep sonucunun artırılması veya azaltılması,
  • Taraf değişikliği taleplerinin düzeltilmesi.

Islahın Hukuki Dayanağı

Islahın hukuki çerçevesi, HMK 176-182 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bu çerçevede:

  • Islah, usule ilişkin hataların düzeltilmesini sağlar,
  • Yargılamanın her aşamasında gerçekleştirilebilir,
  • Ancak, taraflar yalnızca bir kez ıslah hakkını kullanabilir.

Islahın Uygulanması ve Sınırlamaları

Islahın Süreci ve Şartları

Islah talebinin geçerli olabilmesi için bazı hukuki şartların sağlanması gerekir:

  1. Islah yazılı veya sözlü olarak talep edilebilir.
  2. Islah talebi, davanın esasına girilmeden önce mahkemeye sunulmalıdır.
  3. Mahkeme, ıslah talebini değerlendirerek kararını taraflara bildirir.

Islahın Sınırlamaları

HMK 176/2 gereğince taraflar yalnızca bir kez ıslah yoluna başvurabilir.
Bu kısıtlama, yargılamanın uzamasını engellemek ve kötüye kullanımın önüne geçmek amacıyla getirilmiştir.

Ayrıca:

  • Islah, davanın esasına girildikten sonra yapılamaz.
  • Yargılamanın ileri aşamalarında talep edilirse mahkeme tarafından reddedilebilir.
  • Islah, usule ilişkin işlemler için mümkündür; maddi hukuk açısından değişiklik yapılamaz.

21. Hukuk Dairesi 2014/20668 E., 2015/9113 K. Sayılı Karar

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenler ile temyiz nedenlerine göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 25.01.2004 tarihindeki iş kazasında yaralanarak %29 oranında sürekli işgöremezliğe maruz kalan sigortalı ile onun yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir
Mahkemece, davacılar …… maddi tazminata ilişkin taleplerinin reddine. Davacı …’in maddi tazminata ilişkin talebinin kabulü ile; davacının 23.444,74 TL maddi tazminat alacağının olay tarihi olan 25/01/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine. Davacı …’in manevi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabul ve kısmen reddi ile davacı için taktir edilen 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25/01/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 25.01.2004 tarihli iş kazasında yaralanan sigortalının %29 oranında sürekli işgöremezliğe maruz kaldığı, dava dilekçesi ile davacı anne, baba ve kardeşler için manevi tazminat isteminde bulunulmakla birlikte 28.12.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile davacıların maddi tazminat istemleri artırılırken aynı zamanda bu davacıların manevi tazminat istemlerinden feragat edildiği, davacılar vekilinin 05.05.2015 tarihinde Mahkemeye sunduğu ikinci ıslah dilekçesi ile davacı kazalının maddi tazminat istemini 23.444,74TL’ye artırdığı anlaşılmaktadır.

6100 sayılı H.M.K’nın 297/2 maddesinin “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin ,taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık,şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.” hükmüne göre de Mahkemelerin taleplerden her birini karşılama yükümlülüğü düzenlenmiştir.
Bunun yanında HMK 176/2 maddesinde de açıkça vurgulandığı üzere “Aynı davada taraflar ancak bir kere ıslah yoluna başvurabilir”
Bu açıklamadan olarak somut olayda; davacı anne, baba ve kardeşlerin feragat edilen manevi tazminat istemleri bakımından karar yerinde Mahkemece herhangi bir hüküm kurulmaması doğru olmadığı gibi HMK 176/2 maddesine aykırılık oluşturacak biçimde davacılar vekilinin 05.05.2015 tarihli ikinci ıslahına değer verilerek neticeye varılması da hatalı olmuştur.
O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
27.04.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Islahın Sınırları ve Tekrar Edilmezliği Üzerine Yargıtay İncelemesi

Islahın hukuki çerçevesi ve sınırları konusunda Yargıtay’ın verdiği kararlar, HMK 176/2 hükmünün nasıl uygulandığını anlamak açısından büyük önem taşımaktadır. 21. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2014/20668 E., 2015/9113 K. sayılı karar, bir davada birden fazla ıslah yapılması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçları ele alarak HMK 176’nın sınırlarını değerlendirmiştir.

Dava Konusu ve Yargılama Süreci

Dava, iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı taraf, iş kazası sonucu oluşan %29 sürekli iş göremezlik nedeniyle tazminat talebinde bulunmuş, ilk olarak manevi tazminat talep etmiş, daha sonra 28.12.2004 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat isteminde bulunarak manevi tazminat talebinden feragat ettiğini beyan etmiştir. Ancak, 05.05.2015 tarihinde ikinci kez bir ıslah dilekçesi sunarak maddi tazminat talebini artırmıştır.

Yargıtay’ın Değerlendirmesi

Yargıtay, HMK 176/2 hükmü gereği tarafların aynı davada yalnızca bir kez ıslah yoluna başvurabileceğini açıkça belirterek, mahkemenin ilk ıslah dilekçesini dikkate almasının doğru olduğunu, ancak ikinci kez yapılan ıslahın hukuka aykırı olduğunu ifade etmiştir.

Ayrıca, HMK 297/2 hükmüne de vurgu yapılarak, mahkemenin kararında tüm talepler hakkında açık ve tereddütsüz bir hüküm kurma zorunluluğu olduğu belirtilmiştir. Bu bağlamda, davacı anne, baba ve kardeşlerin manevi tazminat istemlerinden feragat etmelerine rağmen, mahkemenin bu talepler hakkında açıkça bir karar vermemiş olması hatalı bulunmuştur.

Yargıtay Kararında Öne Çıkan Hususlar

  • HMK 176/2’ye göre birden fazla ıslah mümkün değildir.
  • Mahkeme, ilk ıslah dilekçesini dikkate almalı, ikinci kez yapılan ıslahı yok saymalıdır.
  • Feragat edilen talepler hakkında mahkeme açıkça bir hüküm kurmalıdır.
  • Kararın HMK 297/2’ye uygun olarak şüpheye yer vermeyecek şekilde düzenlenmesi gereklidir.

Sonuç ve Yargıtay’ın Kararı

Yargıtay, mahkemenin ikinci ıslah dilekçesini dikkate alarak karar vermesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle hükmü bozmuştur. Islahın yalnızca bir kez kullanılabileceği kuralı bir kez daha vurgulanmış, mahkemenin ilk ıslah dilekçesi doğrultusunda karar vermesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, feragat edilen taleplerin kararda açıkça belirtilmemesi de bozma gerekçeleri arasında yer almıştır.

Avukatların Rolü

Islah sürecinde avukat, müvekkilinin haklarını korumak için gerekli düzenlemeleri yaparak davanın esasına ilişkin hataları düzeltebilir.
Özellikle:

  • Yanlış beyanları veya eksik talepleri düzeltebilirler.
  • Dava dilekçesindeki hukuki dayanakları güçlendirebilirler.
  • Mahkeme sürecinde karşılaşılan usuli hataları gidererek süreci etkili bir şekilde yönetebilirler.

Sonuç

Islah müessesesi, usul hatalarının düzeltilmesini sağlayarak adil bir yargılama sürecine katkıda bulunur.

  • HMK 176’ya göre, taraflar bir kez ıslah hakkını kullanabilir.
  • Usule ilişkin hatalar ıslah yoluyla giderilebilir, ancak maddi hukuk açısından değişiklik yapılamaz.
  • Islah, davanın esasına girilmeden önce talep edilmelidir.

Sonuç olarak, ıslah hakkının dikkatli kullanılması, davaların daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde sonuçlanmasına katkıda bulunacaktır.