HMK MADDE 53- (1) Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir.
Giriş
Dava takip yetkisi, mahkemeden belirli bir talepte bulunma ve bu talebin sonucunu alabilme yetisini ifade eder. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 53. maddesi, dava takip yetkisinin esas olarak maddi hukuktaki tasarruf yetkisine dayandığını ve ancak kanunda belirtilen istisnai durumlarda farklı kişilere tanınabileceğini düzenlemektedir.
Dava açma ve yargı sürecini yürütme yetkisi, medeni usul hukukunun temel kavramlarından biridir. Dava takip yetkisi, tarafların davayı yürütme ve mahkemeden hüküm talep edebilme yetisini ifade eder. HMK 53, bu yetkinin kapsamını belirleyerek genellikle maddi hukuktaki tasarruf yetkisiyle bağlantılı olduğunu vurgulamaktadır. Ancak, bazı özel durumlarda dava takip yetkisi, maddi hukukta tasarruf yetkisi olmayan kişilere de tanınabilmektedir.
Bu çalışmada, HMK 53’ün dava takip yetkisine getirdiği düzenlemeler ayrıntılı şekilde ele alınacak, istisnalar tartışılacak ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde uygulama örnekleri sunulacaktır.
HMK 53 Kapsamında Dava Takip Yetkisi
HMK 53’ün Düzenlediği Kapsam ve İçerik
HMK 53. maddesi, dava takip yetkisini şu şekilde tanımlamaktadır:
“Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir.”
Bu düzenlemeye göre:
- Dava takip yetkisi, doğrudan davanın tarafına aittir.
- Bu yetki, ilgili hakkın maddi hukukta kim tarafından ileri sürülebileceğine göre belirlenir.
- Kanunda açıkça belirtilen durumlar dışında, tasarruf yetkisi olmayan bir kişinin dava takip yetkisi de bulunmaz.
HMK 53 ile Maddi Hukuktaki Tasarruf Yetkisi Arasındaki Bağ
Dava takip yetkisi, tasarruf yetkisi ile doğrudan ilişkilidir. Bir kişinin bir hakkı ileri sürebilmesi, o hak üzerinde maddi hukuk açısından tasarruf yetkisine sahip olup olmadığına bağlıdır.
Örneğin:
- Mülkiyet hakkına sahip bir kişi, taşınmazın tapu iptali ve tescili davasını açabilir.
- Borç ilişkisinde, alacaklı sıfatına sahip kişi, borçludan alacağını talep edebilir ve dava açabilir.
- Ancak, bir kişinin başkasına ait bir hak üzerinde tasarruf yetkisi bulunmuyorsa, bu kişi o hakla ilgili dava takip yetkisine de sahip olamaz.
HMK 53 Kapsamında Dava Takip Yetkisinin Unsurları
Kural: Dava Takip Yetkisi Davanın Taraflarına Aittir
HMK 53, dava takip yetkisinin kural olarak yalnızca davanın taraflarına ait olduğunu belirtmektedir. Davanın tarafı, mahkemeden talepte bulunma ve hüküm alma yetkisine sahiptir.
Bu kapsamda:
- Davacı, mahkemeden belirli bir hakkın korunmasını talep etme yetkisine sahiptir.
- Davalı, davaya cevap verme ve savunma yapma yetkisine sahiptir.
- Dava sürecinde davacı ve davalı, iddia ve savunmalarını geliştirme, delil sunma ve hukuki süreçleri yönetme hakkına sahiptir.
İstisna: Dava Takip Yetkisinin Başkalarına Tanınması
HMK 53’te belirtilen genel kuralın yanı sıra, bazı özel durumlarda dava takip yetkisi, maddi hukuktaki tasarruf yetkisi olmayan kişilere de verilebilir.
Bu istisnalar şunlardır:
-
Yasal Temsilciler
- Küçükler adına ebeveynleri veya yasal vasileri dava açabilir ve süreci yürütebilir.
- Vesayet altındaki kişiler adına vasi veya kayyım dava açabilir.
-
Avukatlar ve Vekiller
- Avukatlar, vekâletname yoluyla müvekkilleri adına davayı takip edebilir.
- Ancak, bazı davalar için özel yetkili vekâletname gerekir (boşanma, feragat, kabul gibi şahsa sıkı sıkıya bağlı haklar).
-
Kamu Kurumları ve Yetkilendirilmiş Kişiler
- Tüketici hakları ihlallerinde Ticaret Bakanlığı veya ilgili dernekler dava açabilir.
- Çevre kirliliği ile ilgili davalarda çevre dernekleri dava açma yetkisine sahip olabilir.
- Rekabet ihlalleri ile ilgili davalarda Rekabet Kurumu dava açabilir.
-
İflas ve Konkordato Süreçlerinde Yetkililer
- İflas idaresi, iflas eden kişinin borçlarını tahsil etmek için dava açabilir.
- Konkordato komiseri, borçlunun haklarını korumak için dava takip yetkisine sahip olabilir.
HMK 53 Kapsamında Dava Takip Yetkisinin Olmadığı Durumlar
Dava takip yetkisi olmayan bir kişi tarafından açılan davalar, mahkeme tarafından usulden reddedilir.
Usuli Eksiklikler
- Eğer vekâletname eksikse, mahkeme kesin süre vererek vekâletnamenin sunulmasını isteyebilir.
- Ancak, kesin sürede eksiklik giderilmezse dava reddedilir.
Maddi Hukuka Aykırı Yetkisiz Davalar
- Bir kişi, kendisine ait olmayan bir hakkı ileri süremeyeceği için dava takip yetkisine sahip değildir.
- Örneğin, bir kiracının mal sahibi adına tapu iptal ve tescil davası açması hukuken mümkün değildir.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 2012/6925 E. – 2012/8540 K. Sayılı Kararı
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Dava dilekçesinde, babalığın tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm kayyım tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vasi tarafından babalığın tesbiti hakkında açılan dava, aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiştir.
09.07.2000 doğumlu …, evlilik dışı doğmuş olup bu sebeple annesinde olan velayeti … Aile Mahkemesinin 2010/147-671 sayılı ve 16.10.2010 tarihinde kesinleşen kararı ile kaldırıldıktan sonra … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/6-1078 sayılı kararı ile yaş küçüklüğü sebebiyle kendisine davacı … vasi olarak atanmıştır. Davacı vasi, aynı zamanda baba olduğu iddia edilen davalı …’nin de babasıdır. Bu yönden adı geçen küçüğe kayyım da atanmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 52.maddesi gereğince medeni haklarını kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri tarafından temsil edilir. Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesine göre, vasinin dava açması vesayet makamının iznine bağlanmıştır. Mahkemece, HMK 53 ve 54.maddeleri uyarınca, vasiye vesayet makamı tarafından temsil konusunda verilecek izin kararını ibraz etmesi için kesin süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Karar Üzerine Bir Değerlendirme
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 53. maddesi, dava takip yetkisini düzenlemekte olup, davanın taraflarının mahkemeden hüküm alabilme yetkisini tanımlamaktadır. Bu yetki, kural olarak maddi hukuktaki tasarruf yetkisine bağlıdır ve ancak belirli istisnalar kapsamında farklı kişilere tanınabilir.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 2012/6925 E. – 2012/8540 K. sayılı kararında, dava takip yetkisi olmayan bir kişinin açtığı babalık davasının mahkemece aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedildiği, ancak bu reddin eksik incelemeye dayalı olduğu ifade edilmiştir. Karar, HMK 53 bağlamında dava takip yetkisinin doğru şekilde uygulanması gerektiğini vurgulayan önemli bir içtihat niteliğindedir.
Bu çalışmada, HMK 53 kapsamında dava takip yetkisi kavramı, somut olay çerçevesinde mahkeme kararındaki eksiklikler ve Yargıtay’ın konuya yaklaşımı detaylı şekilde incelenecektir.
Sonuç ve Değerlendirme
HMK 53, dava takip yetkisinin esaslarını belirleyerek, yargılama sürecinde usul kurallarına uygunluğu sağlamaktadır.
- Genel kural olarak dava takip yetkisi, dava konusu hak üzerinde tasarruf yetkisi bulunan kişilere aittir.
- Bazı istisnai durumlarda, dava takip yetkisi vekiller, yasal temsilciler ve kamu kurumları tarafından da kullanılabilir.
- Eğer bir kişi dava takip yetkisine sahip değilse, mahkeme davayı usulden reddeder.
Sonuç olarak, HMK 53, yargılama sürecinde dava açma yetkisinin düzenlenmesini sağlayarak hukuki güvenliği ve usuli kazanımları koruyan önemli bir hüküm olarak değerlendirilmektedir.