Esaslar
MADDE 4
(1) Sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine ilişkin ilerlemeler yıllık bazda Başkanlıkça izlenir.
(2) Bu Kanun kapsamında gerekli görülen tedbirlerin alınması amacıyla görev alanı dâhilinde; kurumlar arası koordinasyonu sağlamak, faaliyetleri ve standartları belirlemek, gelişmeleri izlemek, karbon fiyatlandırmasına ilişkin piyasaya dayalı mekanizmaları düzenlemekle Başkanlık yetkilidir.
(3) Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler; kendi yetki ve sorumlulukları çerçevesinde plan ve projeler yapar, yaptırır, uygular, destekler ve iş birliği yapar.
(4) 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Başkanlık; bu Kanunun uygulanmasına yönelik olarak gerekli gördüğü bilgi, belge ve veriyi; kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden doğrudan istemeye yetkilidir. Kendilerinden bilgi ve belge talebinde bulunulanlar; bunları istenilen sürede bedelsiz olarak Başkanlıkla paylaşmakla yükümlüdür. Başkanlık; kendi iş ve işlemleri için ihtiyaç duyduğu verileri de öncelikli olarak Ulusal Coğrafi Bilgi Platformundan temin eder. Temin ettiği veriler ile kendi ürettiği verileri de kamu kurum ve kuruluşları ile paylaşılmak üzere Ulusal Coğrafi Bilgi Platformuna aktarır. Başkanlık, Ulusal Coğrafi Bilgi Platformunda bulunmayan verileri ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile protokol yaparak temin edebilir. Millî savunma ve millî güvenliğe ilişkin bilgi ve belgelerin paylaşılmasına dair usul ve esaslar Bakanlık ve ilgili bakanlık tarafından müşterek olarak belirlenir.
(5) Bu Kanunda Bakanlığa verilen yetkiler bakımından Bakanlık, sınırlarını açıkça belirlemek ve yazılı olmak kaydıyla gerektiğinde yetkilerini Başkanlığa devredebilir.
Giriş
İklim değişikliği, yalnızca çevresel bir sorun değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve hukuki alanlarda etkisini gösteren küresel bir krizdir. Türkiye, 2025 yılında kabul edilen İklim Kanunu ile bu mücadeleyi yasal zemine taşımıştır. Kanunun 4. maddesi, “Esaslar” başlığı altında, sera gazı emisyonlarının azaltımı, uyum faaliyetleri ve kurumlar arası işleyişe dair temel düzenlemeleri ortaya koymaktadır.
Bu makalede İklim Kanunu m. 4 hükmünün kapsamı, hukuki niteliği ve taraflara yüklediği sorumluluklar incelenecek; ayrıca Başkanlık ve Bakanlık arasında yetki dağılımı, veri paylaşımı ve koordinasyon mekanizmaları değerlendirilecektir.
Hukuki Nitelik
İklim Kanunu m. 4, doğrudan uygulanabilir nitelikte düzenlemeler içermektedir. Bu yönüyle, m. 3’te yer alan genel ilkelerden farklı olarak, idareye ve gerçek/tüzel kişilere somut yükümlülükler getirmektedir.
Özellikle:
Yıllık izleme yükümlülüğü (f.1),
Başkanlığın koordinasyon ve düzenleme yetkisi (f.2),
Kamu-özel sektör iş birliği (f.3),
Bilgi ve veri paylaşımı yükümlülüğü (f.4),
Bakanlığın yetki devri (f.5)
doğrudan bağlayıcı kurallardır.
Unsurlar
İzleme Yükümlülüğü
Maddenin ilk fıkrası, sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerinin yıllık bazda Başkanlık tarafından izlenmesini öngörmektedir. Bu, Türkiye’nin Paris Anlaşması ve Ulusal Katkı Beyanı kapsamındaki taahhütlerinin yerine getirilmesi için kritik bir mekanizmadır.
Başkanlığın Yetkileri
İkinci fıkrada Başkanlığa geniş yetkiler verilmiştir:
Kurumlar arası koordinasyon,
Faaliyetlerin ve standartların belirlenmesi,
Gelişmelerin izlenmesi,
Karbon fiyatlandırması ve piyasaya dayalı mekanizmaların düzenlenmesi.
Bu düzenleme, Başkanlığı yalnızca idari değil, aynı zamanda piyasa aktörü rolüne de yaklaştırmaktadır.
Kamu-Özel Sektör Sorumluluğu
Üçüncü fıkrada, kamu kurumları ile gerçek ve tüzel kişilere kendi yetki alanlarında plan, proje ve uygulama yükümlülüğü verilmiştir. Böylece iklim değişikliği ile mücadele yalnızca kamu otoritesine bırakılmamış; özel sektör ve bireyler de sürece dahil edilmiştir.
Veri Paylaşımı ve KVKK
Dördüncü fıkrada, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (6698) saklı tutulmakla birlikte, Başkanlığa geniş veri isteme yetkisi tanınmaktadır.
Kamu kurumları, şirketler ve bireyler, talep edilen bilgi ve belgeleri bedelsiz olarak paylaşmak zorundadır.
Başkanlık, verileri Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden toplar ve paylaşır.
Milli savunma ve güvenliğe ilişkin veriler ise özel usullere tabidir.
Bu noktada, çevresel veri yönetimi ile kişisel verilerin korunması arasındaki denge önem arz etmektedir.
Yetki Devri
Beşinci fıkra, Bakanlığa verilen yetkilerin yazılı ve sınırları belirlenmiş şekilde Başkanlığa devredilebileceğini düzenler. Bu hüküm, idari esneklik sağlar; ancak aynı zamanda yetki devrinin sınırlarının açıkça belirlenmesi gerekmektedir.
Özellikler
Dinamik Yapı: Madde, yıllık izleme mekanizmasıyla sürekli güncellenebilir bir yapı öngörmektedir.
Katılımcılık: Kamu-özel sektör iş birliği zorunlu tutulmuştur.
Şeffaflık: Verilerin Ulusal Coğrafi Bilgi Platformunda toplanması, kamuoyunun erişimine de katkı sunmaktadır.
Uyum: Uluslararası iklim anlaşmalarıyla uyumlu bir şekilde kurgulanmıştır.
Tarafların Hak ve Borçları
Başkanlık: Düzenleyici ve denetleyici kurum konumundadır. Karbon fiyatlandırması, standart belirleme ve veri yönetimi yetkisine sahiptir.
Bakanlık: Kanunla kendisine verilen yetkileri Başkanlığa devredebilir; bu sayede politika yapıcı rolünü sürdürür.
Kamu Kurumları: Uyum projeleri geliştirmek, veri paylaşmak ve koordinasyona katılmakla yükümlüdür.
Şirketler: Karbon piyasasına uyum sağlamak, sürdürülebilir yatırımlar geliştirmek ve veri paylaşmak zorundadır.
Bireyler: Dolaylı olarak, iklim projelerine katılmak, desteklemek ve alınan tedbirlere uymakla yükümlüdür.
Uygulamada Doğabilecek Sorunlar
Yetki karmaşası: Bakanlık ile Başkanlık arasındaki yetki paylaşımı net sınırlar içermediğinde idari uyuşmazlıklar doğabilir.
Veri güvenliği: Çevresel verilerin kişisel verilerle kesişmesi halinde KVKK ile İklim Kanunu arasında çatışmalar yaşanabilir.
Özel sektörün yükü: Şirketler için karbon fiyatlandırma mekanizmaları maliyet yaratabilir.
Yargı denetimi: Başkanlığın düzenleyici işlemleri, Danıştay’ın denetimine tabi olacaktır.
Sonuç ve Değerlendirme
İklim Kanunu m. 4, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde idari işleyişin temel çerçevesini çizen bir düzenlemedir. Yıllık izleme, veri paylaşımı ve karbon piyasası gibi konular, çevre hukuku ve kamu hukukunun yanı sıra ticaret hukuku, enerji hukuku ve kişisel verilerin korunması hukuku ile de bağlantılıdır.
Özellikle karbon fiyatlandırması ve veri yönetimi, ilerleyen dönemde hem yargı kararlarıyla hem de ikincil mevzuatla somutlaşacaktır. Avukatlık pratiği açısından, bu alanlarda şirketlere uyum danışmanlığı sunmak ve olası uyuşmazlıklarda hukuki temsil sağlamak önemli olacaktır.
Bu düzenlemeler, Türkiye’nin iklim politikalarının şeffaf, katılımcı ve uluslararası standartlarla uyumlu bir zeminde ilerlemesini hedeflemektedir.
