Giriş
Konkordato, borçlarını ödeme güçlüğü çeken dürüst borçluların mali durumlarını düzeltmeleri ve ticari hayatlarına devam etmeleri için önemli bir hukuki araçtır. Bu süreç, alacaklıların da alacaklarına belirli bir plan dahilinde kavuşmalarını sağlayarak ekonomik istikrara katkıda bulunur. Bir önceki bölümde konkordatonun mahkemede incelenmesi ve tasdiki aşamalarını detaylı olarak ele almıştık. Bu bölümde ise, konkordatonun tasdik edilmesiyle birlikte ortaya çıkan hukuki hükümleri ve etkilerini, İcra ve İflas Kanunu (İİK) ile ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde derinlemesine inceleyeceğiz. Konkordatonun ne zaman bağlayıcı hale geldiği, hangi alacaklar için mecburiyet taşıdığı, istisnai durumlar, mühlet içinde akdedilen borçların durumu, sonuçlanmayan takiplere etkisi ve konkordato haricinde yapılan vaatlerin hukuki akıbeti bu makalenin ana konularını oluşturacaktır.
Konkordatonun Hükümleri
Konkordato, mahkeme tarafından tasdik edildikten sonra belirli hukuki sonuçlar doğurur ve taraflar için bağlayıcı hale gelir. Bu bağlayıcılık, konkordato projesinin uygulanmasını ve borçlunun mali durumunun yeniden yapılandırılmasını sağlar.
Konkordatonun Bağlayıcı Hale Gelmesi
Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle gelir. Bu, mahkemenin konkordato projesini onaylamasıyla birlikte, projenin içeriğinin hem borçlu hem de konkordatoya katılan alacaklılar için yasal olarak uygulanabilir hale geldiği anlamına gelir. Ancak, İİK m. 308/c/I, bu kurala bir istisna getirmektedir: Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği de kararlaştırılabilir. Bu takdirde, mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar devam eder. Bu esneklik, taraflara projenin uygulanmaya başlama zamanını belirleme konusunda bir seçenek sunar ve özellikle karmaşık projelerde veya itiraz süreçlerinin beklendiği durumlarda faydalı olabilir.
İcra ve İflas Kanunu Madde 308/c/I
Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle gelir. Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar devam eder.
Konkordatonun Mecburiyeti ve İstisnaları
Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir (İİK m. 308/c/II). Bu genel kural, konkordatonun amacına uygun olarak borçlunun mali yükünü hafifletmeyi ve alacaklılar arasında eşitliği sağlamayı hedefler. Konkordato projesinde belirlenen ödeme planı ve tenzilat oranları, bu kapsama giren tüm alacaklılar için geçerli olur.
İcra ve İflas Kanunu Madde 308/c/II
Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.
Ancak, bu genel kuralın önemli istisnaları bulunmaktadır. İİK m. 308/c/III’e göre:
- 206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar: İşçi alacakları, nafaka alacakları gibi özel koruma altına alınmış bu alacaklar, konkordato şartlarına tabi değildir ve tam olarak ödenmeleri gerekir.
- Rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları: Rehinli alacaklılar, rehinli malın değeri kadar olan alacakları için konkordato hükümlerine tabi değildir. Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla alacaklarını tahsil etme hakları saklıdır. Rehnin kıymetini aşan kısım için ise adi alacaklılar gibi konkordato hükümlerine tabi olurlar.
- 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (AATUHK) kapsamındaki amme alacakları: Vergi, prim gibi kamu alacakları da konkordato hükümlerine tabi değildir. AATUHK m. 101, kamu idaresi tarafından iflas talebinde bulunulsa dahi, tasdik edilen konkordatonun kamu (amme) alacakları için mecburi olmadığını açıkça belirtir. Bu durum, devletin kamu alacaklarını tahsil etme konusundaki önceliğini ve güvencesini yansıtır.
İcra ve İflas Kanunu Madde 308/c/III
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Madde 101
Kamu (amme) idaresi tarafından iflâs talebinde bulunulsa dahi, tasdik edilen konkordato kamu (amme) alacakları için mecburi değildir.
Mühlet İçinde Komiserin İzniyle Akdedilen Borçlar
Konkordato sürecinde, borçlunun işletmesinin devamlılığını sağlamak amacıyla yeni borçlanmalara gidilmesi gerekebilir. Bu tür borçlanmaların hukuki statüsü, İİK m. 308/c/IV’te özel olarak düzenlenmiştir. Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dâhil olmak üzere geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir. Bu borçlar, temerrüt hâlinde mühlet sırasında dahi icra takibine konu edilebilir ve 206. madde kapsamında rehinli alacaklardan hemen sonra, diğer bütün alacaklardan önce ödenir. Malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta ise 248. madde kapsamında masa borcu sayılır. Aynı kural, karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerlidir.
Bu düzenleme, konkordato sürecinde borçluya finansman sağlayan veya borçluyla iş ilişkisine giren üçüncü kişilerin güvencesini artırmayı amaçlar. Komiserin izniyle yapılan bu borçlanmalar, konkordatonun başarısı için kritik öneme sahip olduğundan, özel bir koruma altına alınmıştır. Bu sayede, borçlunun işletme faaliyetlerini sürdürmesi ve konkordato projesini başarıyla uygulaması kolaylaştırılır.
İcra ve İflas Kanunu Madde 308/c/IV
Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dâhil olmak üzere geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir, temerrüt hâlinde mühlet sırasında dahi icra takibine konu edilebilir ve 206 ncı madde kapsamında rehinli alacaklardan hemen sonra, diğer bütün alacaklardan önce ödenir; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta 248 inci madde kapsamında masa borcu sayılır. Aynı kural karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerlidir.
Konkordatonun Sonuçlanmayan Takiplere Etkisi
Konkordatonun tasdik edilmesi ve bağlayıcı hale gelmesi, borçlu aleyhine daha önce başlatılmış olan icra takiplerini de etkiler. İİK m. 308/ç, bu etkiyi detaylı olarak düzenler.
Hacizlerin Hükümden Düşmesi
Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hâle gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür (İİK m. 308/ç/I). Bu düzenleme, konkordatonun amacına uygun olarak borçlunun malvarlığı üzerindeki baskıyı kaldırmayı ve konkordato projesinin uygulanmasını kolaylaştırmayı hedefler. Hacizlerin hükümden düşmesiyle, borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi genişler ve konkordato projesinde öngörülen ödemelerin yapılması için gerekli kaynaklar serbest kalır.
İcra ve İflas Kanunu Madde 308/ç/I
Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hâle gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür.
İstisnai Hacizler
Ancak, bu kuralın da bir istisnası bulunmaktadır. İİK m. 308/ç/II’ye göre, birinci fıkra hükmü, 308/c maddesinin üçüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar için konulan hacizler hakkında uygulanmaz. Yani, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları için konulan hacizler, konkordatonun bağlayıcı hale gelmesiyle hükümden düşmez. Bu alacakların özel statüsü, hacizlerin de korunmasını gerektirir.
İcra ve İflas Kanunu Madde 308/ç/II
Birinci fıkra hükmü, 308/c maddesinin üçüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar için konulan hacizler hakkında uygulanmaz.
Konkordato Haricinde Yapılan Vaatler
Konkordato sürecinin şeffaflığını ve alacaklılar arasında eşitliği sağlamak amacıyla, borçlunun konkordato projesi dışında alacaklılara yaptığı vaatler hakkında özel bir düzenleme bulunmaktadır.
Hükümsüzlük İlkesi
Borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatler hükümsüzdür (İİK m. 308/d/I). Bu hüküm, konkordato projesinin temelini oluşturan eşitlik ilkesini korumayı amaçlar. Borçlunun bazı alacaklılara ayrıcalıklı muamele yapmasını engelleyerek, tüm alacaklıların konkordato projesinde belirlenen şartlara tabi olmasını sağlar. Bu tür vaatlerin hükümsüz olması, hem borçluyu hem de alacaklıyı bu tür anlaşmalardan caydırır ve konkordato sürecinin güvenilirliğini artırır.
İcra ve İflas Kanunu Madde 308/d/I
Borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatler hükümsüzdür.
Sonuç
Konkordatonun tasdik edilmesiyle birlikte ortaya çıkan hükümler ve etkiler, borçlunun mali durumunun yeniden yapılandırılması ve alacaklıların haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Tasdik kararıyla bağlayıcı hale gelen konkordato, belirli istisnalar dışında tüm alacaklılar için mecburidir. Özellikle imtiyazlı alacaklar, rehinli alacakların rehin kıymetini karşılayan kısmı ve kamu alacakları bu mecburiyetin dışında tutulmuştur.
Mühlet içinde komiserin izniyle akdedilen borçlar, konkordato şartlarına tabi olmayarak özel bir koruma altına alınmıştır. Bu durum, borçlunun işletme faaliyetlerini sürdürmesi için gerekli finansmanı sağlamasına yardımcı olur. Konkordatonun bağlayıcı hale gelmesiyle, geçici mühlet kararından önce konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizler hükümden düşerken, belirli istisnai alacaklara ilişkin hacizler varlığını sürdürür. Son olarak, konkordato projesi dışında yapılan ayrıcalıklı vaatler hükümsüz kabul edilerek, alacaklılar arasında eşitlik ilkesi korunur.
Bu düzenlemeler bütünü, konkordato kurumunun hem borçlunun rehabilitasyonunu sağlamayı hem de alacaklıların menfaatlerini adil bir şekilde dengelemeyi amaçladığını göstermektedir. Konkordato, Türk hukuk sisteminde ekonomik zorluklarla mücadele eden işletmeler için önemli bir çıkış yolu sunarken, sürecin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesini temin eden güçlü hukuki güvencelerle donatılmıştır.
