Konkordato HukukuKonkordatonun Mahkemede İncelenmesi, Tasdiki ve Hukuki Sonuçları

13 Aralık 2025

Giriş

Borçlarını ödeme güçlüğü çeken dürüst borçluların ticari hayatlarına devam edebilmeleri ve alacaklıların da alacaklarına belirli bir plan dahilinde kavuşabilmeleri amacıyla Türk hukuk sisteminde önemli bir kurum olan konkordato, İcra ve İflas Kanunu (İİK) kapsamında düzenlenmiştir. Konkordato, borçlunun mali durumunu düzeltmek ve iflastan kurtulmak için alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını belirli bir oranda veya vadede ödemeyi taahhüt ettiği bir hukuki süreçtir. Bu süreç, borçlunun ve alacaklıların menfaatlerini dengelemeyi hedeflerken, aynı zamanda ekonomik istikrarın korunmasına da katkıda bulunur.

Konkordato süreci, borçlunun talebi veya alacaklının talebi üzerine başlar ve mahkeme denetiminde ilerler. Komiser atanması, mühlet verilmesi, alacaklılar toplantısı ve konkordato projesinin oylanması gibi aşamalardan sonra, sürecin en kritik evrelerinden biri olan konkordatonun mahkemede incelenmesi ve tasdiki aşamasına gelinir. Bu aşama, projenin hukuki geçerliliğinin ve uygulanabilirliğinin yargısal denetimden geçirilmesini ifade eder. Mahkeme, komiserin raporunu, alacaklıların itirazlarını ve projenin kanunda öngörülen şartlara uygunluğunu titizlikle değerlendirerek bir karar verir. Bu makale, konkordatonun mahkemede incelenmesi, tasdik şartları, tasdik kararının kapsamı, rehinli mallar ve finansal kiralama konusu malların durumu, çekişmeli alacaklar ve konkordatonun tasdik edilmemesi halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçlar ile kanun yollarını detaylı bir şekilde ele alacaktır.

Konkordatonun Mahkemede İncelenmesi

Genel Olarak

Konkordato sürecinde, borçlunun mali durumunun iyileştirilmesi ve alacaklıların alacaklarına kavuşması için hazırlanan konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesinin ardından, dosya mahkemeye sunulur. Mahkeme, komiserin hazırladığı gerekçeli raporu ve tüm dosyayı inceleyerek konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Bu aşama, konkordato sürecinin hukuki denetiminin yapıldığı ve projenin nihai olarak onaylanıp onaylanmayacağının belirlendiği kritik bir evredir.

İcra ve İflas Kanunu’nun 304. maddesi, mahkemenin bu süreçteki görev ve yetkilerini açıkça düzenlemektedir. Mahkeme, öncelikle komiseri dinler. Komiser, konkordato sürecinin başından itibaren borçlunun mali durumunu, projenin hazırlanışını, alacaklılarla yapılan görüşmeleri ve projenin kabul edilme sürecini yakından takip eden, tarafsız ve uzman bir kişidir. Komiserin gerekçeli raporu, mahkemenin karar verme sürecinde temel dayanaklardan birini oluşturur. Bu rapor, projenin uygulanabilirliği, borçlunun ödeme gücü ve alacaklıların menfaatlerinin korunup korunmadığı gibi konularda önemli bilgiler içerir.

Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Bu süre sınırlaması, konkordato sürecinin uzamasını engelleyerek hem borçlunun hem de alacaklıların belirsizlik içinde kalmasını önlemeyi amaçlar. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, İİK m. 288 uyarınca ilân edilir. Bu ilân, alacaklıların ve diğer ilgili kişilerin duruşmadan haberdar olmasını sağlar. İlânda ayrıca, itiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de belirtilir (İİK m. 304/I). Bu düzenleme, alacaklıların haklarını koruma ve itirazlarını mahkeme önünde dile getirme imkânı sunar.

İcra ve İflas Kanunu Madde 304/I

Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.

Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz (İİK m. 304/II). Bu hüküm, mahkemenin yargılama sürecinde karşılaşılabilecek beklenmedik durumlar karşısında esneklik sağlamasına olanak tanır. Özellikle karmaşık dosyalarda veya ek incelemelerin gerektiği durumlarda, mühletin uzatılması, sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanması için önem arz eder. Ancak bu uzatma süresinin altı ayla sınırlı olması, sürecin keyfi olarak uzatılmasının önüne geçmeyi hedefler.

İcra ve İflas Kanunu Madde 304/II

Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.

Konkordatonun Tasdiki Şartları

Konkordato projesinin mahkeme tarafından tasdik edilebilmesi için İcra ve İflas Kanunu’nun 305. maddesinde belirli şartlar öngörülmüştür. Bu şartlar, konkordatonun amacına uygun olarak hem borçlunun mali durumunu düzeltmesini sağlamayı hem de alacaklıların haklarını korumayı hedefler. Mahkeme, bu şartların her birini titizlikle inceleyerek projenin tasdikine karar verir.

Adi Konkordatoda Alacaklıların Elde Edeceği Miktarın İflas Halinden Fazla Olması

Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir. Malvarlığının terki suretiyle konkordatoda ise paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması şarttır (İİK m. 305/I-a). Bu şart, konkordatonun alacaklılar açısından iflastan daha avantajlı bir çözüm sunması gerektiğini vurgular. Aksi takdirde, alacaklıların konkordatoyu kabul etmeleri için makul bir sebep kalmayacaktır. Mahkeme, bu değerlendirmeyi yaparken borçlunun aktif ve pasiflerini, piyasa koşullarını ve iflas halinde tasfiye sürecinin maliyetlerini göz önünde bulundurur.

Teklif Edilen Tutarın Borçlunun Kaynakları ile Orantılı Olması

Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekmektedir. Bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder (İİK m. 305/I-b). Bu şart, konkordato projesinin gerçekçi ve uygulanabilir olmasını sağlamayı amaçlar. Borçlunun ödeme gücünü aşan bir teklif, projenin başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açabilir. Yargıtay kararları da bu hususa dikkat çekmektedir. Örneğin, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10/04/2023 tarihli, 2023/1319 E. ve 2023/1351 K. sayılı ilamında, borçlunun varlıklarının borçlarını karşılama oranının yüksek olmasına rağmen, ödemelerin uzun vadeye yayılması ve ek faiz verilmemesi nedeniyle teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığına karar verilmiştir. Yargıtay, konkordato kurumunun “ucuz kredi temini yolu” olmadığını vurgulayarak, projenin borçlunun gerçek ödeme gücüne uygun olması gerektiğini belirtmiştir.

T.C. Yargıtay 6. H.D.’nin 10/04/2023 T.’li 2023/1319 E. ve 2023/1351 K. sayılı İlamı

Somut olayda; hakkında projenin tasdiki kararı verilen davacı şirketin varlıklarının borçlarını karşılama oranı %142 olup borca batık durumda değildir. Tasdik edilen proje ile davacı şirketin ek faiz vermeksizin anapara borçlarını faizsiz konkordato tasdik tarihinden 3 ay sonra başlamak üzere 48 aylık vade içerisinde ödenmesine karar verilmiştir. Mahkemece tasdikine karar verilen proje, ibraz edilen komiser heyeti raporları dikkate alındığında, şirket borçları, aktifi n değerine göre düşük seviyede kalmış ve ödemeler uzun vadeye yayılmıştır. Bu durumda teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartının gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir. Zira kanun koyucunun konkordato kurumuyla amaçladığı husus gerçek ve tüzel kişiler lehine bir nevi ucuz kredi temini yolu değildir.

Konkordato Projesinin Gerekli Çoğunlukla Kabul Edilmiş Olması

Konkordato projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması şarttır (İİK m. 305/I-c). İİK m. 302, alacaklılar toplantısında projenin kabulü için gerekli olan nisapları düzenler. Buna göre, konkordato projesi, kaydedilmiş alacaklıların ve alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edilmelidir. Ayrıca, alacaklıların üçte ikisini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından da kabul edilmesi mümkündür. Bu çoğunluk şartları, projenin alacaklılar arasında geniş bir destek bulduğunu ve dolayısıyla uygulanabilirliğini gösterir.

İmtiyazlı Alacaklıların Alacaklarının Teminata Bağlanması

206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir (İİK m. 305/I-d). İİK m. 206’nın birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklar, işçi alacakları, nafaka alacakları gibi özel koruma altına alınmış alacaklardır. Bu alacakların tam olarak ödenmesi veya yeterli teminata bağlanması, sosyal adaletin sağlanması ve bu tür alacaklıların mağduriyetinin önlenmesi açısından büyük önem taşır.

Yargılama Giderleri ve Harçların Depo Edilmesi

Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması şarttır (İİK m. 305/I-e). Bu şart, konkordato sürecinin maliyetlerinin karşılanmasını ve devletin alacaklarının güvence altına alınmasını sağlar.

Mahkeme, konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir (İİK m. 305/II). Bu hüküm, mahkemeye projenin eksikliklerini giderme ve daha uygulanabilir hale getirme konusunda aktif bir rol tanır. Bu sayede, küçük eksiklikler nedeniyle projenin tamamen reddedilmesinin önüne geçilerek, konkordatonun başarı şansı artırılır.

İcra ve İflas Kanunu Madde 305

302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:

a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.

b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).

c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.

d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).

e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.

Konkordatonun Tasdiki Kararı, Kapsamı ve İlânı

Tasdik Kararının İçeriği

Mahkeme, konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartların yerine getirildiğine kanaat getirdiğinde, konkordatonun tasdikine karar verir. Bu karar, İcra ve İflas Kanunu’nun 306. maddesi uyarınca belirli unsurları içermek zorundadır. Tasdik kararında, alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği açıkça belirtilir (İİK m. 306/I). Bu detaylar, konkordatonun uygulanabilirliğini ve şeffaflığını sağlamak açısından büyük önem taşır. Alacaklılar, bu karar sayesinde alacaklarının ne kadarını ve ne zaman alacaklarını net bir şekilde görebilirler. Borçlu ise, ödeme planına uygun hareket etmekle yükümlü olur.

İcra ve İflas Kanunu Madde 306/I

Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir.

Kayyım Tayini ve Görevleri

Tasdik kararında, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler (İİK m. 306/II). Kayyım tayini, konkordatonun başarıyla uygulanmasını temin etmek amacıyla önemli bir güvence mekanizmasıdır. Kayyım, borçlunun faaliyetlerini denetleyerek projenin aksamadan yürütülmesini sağlar ve alacaklıların menfaatlerini korur. Düzenli raporlama yükümlülüğü sayesinde, mahkeme ve alacaklılar, borçlunun mali durumundaki gelişmeleri ve projenin ilerleyişini takip edebilirler.

İcra ve İflas Kanunu Madde 306/II

Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.

Tasdik Kararının İlânı

Tasdik kararı mahkemece, 288. madde uyarınca ilân olunur ve ilgili yerlere bildirilir (İİK m. 306/III). Bu ilân, konkordatonun tasdik edildiğini kamuoyuna ve özellikle alacaklılara duyurur. İlânın yapılması, kararın hukuki sonuçlarının doğması ve konkordatonun uygulanmaya başlanması için zorunlu bir adımdır. İlgili yerlere bildirim ise, kararın resmi kurumlar ve diğer ilgili taraflar tarafından bilinmesini sağlar.

İcra ve İflas Kanunu Madde 306/III

Tasdik kararı mahkemece, 288 inci madde uyarınca ilân olunur ve ilgili yerlere bildirilir.

Rehinli Malların Muhafaza ve Satışı ile Finansal Kiralama Konusu Malların İadesinin Ertelenmesi

Konkordato sürecinde, borçlunun işletmesinin devamlılığı için kritik öneme sahip rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların durumu özel olarak düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 307. maddesi, bu malların muhafaza ve satışının veya iadesinin ertelenmesine ilişkin şartları ve usulü belirler.

Rehinli Malların Muhafaza ve Satışının Ertelenmesi

Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir (İİK m. 307/I):

  • Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır. Bu şart, konkordato sürecinin kötüye kullanılmasını önlemeyi amaçlar.
  • Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır. Bu, borçlunun iyi niyetli olduğunu ve borçlarını ödeme konusunda çaba gösterdiğini gösteren bir kriterdir.
  • Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır. Bu şart, ertelemenin amacını, yani borçlunun işletmesinin devamlılığını sağlamayı vurgular.

Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez (İİK m. 307/II). Bu düzenleme, erteleme süresince rehinli alacaklının satış hakkını kullanmasını engelleyerek borçlunun işletmesini korur.

Finansal Kiralama Konusu Malların İadesinin Ertelenmesi

Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iadesi, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir (İİK m. 307/III):

  • Borçlu finansal kiralama sözleşmesinin aynen ifasını 294. maddenin yedinci fıkrası uyarınca üstlenmiş olmalıdır. Bu, borçlunun sözleşmeye bağlı kalma niyetini gösterir.
  • Finansal kiralamadan doğan kira alacağı konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
  • Ödenmemiş kira borcu, üç aylık tutarı aşmamalıdır. Bu, borçlunun kira ödemelerinde ciddi bir aksaklık yaşamadığını gösterir.
  • Bu erteleme nedeniyle finansal kiralama konusu malın değer kaybından kaynaklanabilecek zarar, teminat altına alınmış olmalıdır. Bu, finansal kiralama şirketinin olası zararlarının karşılanmasını güvence altına alır.
  • Borçlu finansal kiralama konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve iade edilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.

Birinci ve üçüncü fıkrada belirtilen alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin duruşmadan önce sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına çağırılırlar (İİK m. 307/IV). Bu, ilgili alacaklıların haklarını korumak ve görüşlerini mahkemeye sunmalarını sağlamak amacıyla yapılan bir düzenlemedir.

Borçlu, rehinli veya finansal kiralama konusu malı rızasıyla devreder, iflâs eder veya ölürse, erteleme kendiliğinden hükümsüz hâle gelir (İİK m. 307/V). Bu durumlar, ertelemenin amacının ortadan kalktığı veya borçlunun durumunda esaslı bir değişiklik meydana geldiği hallerdir.

Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, ilgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu da davet ederek aşağıdaki hâllerden birinin varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi kaydıyla erteleme kararını kaldırır (İİK m. 307/VI):

  • Borçlu ertelemeyi yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse.
  • Borçlunun serveti ve gelirleri artmış ve borçlu, ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan borcu ödeyebilecek hâle gelmişse.
  • Rehinli malın paraya çevrilmesi veya finansal kiralama konusu malın iadesi, borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.

Bu hükümler, erteleme kararının koşullarının ortadan kalkması veya borçlunun kötü niyetli davranışları durumunda ertelemenin kaldırılabilmesine olanak tanır.

Çekişmeli Alacaklar Hakkında Dava

Konkordato sürecinde, bazı alacakların varlığı veya miktarı konusunda itirazlar ortaya çıkabilir. Bu tür çekişmeli alacaklar, konkordatonun tasdikinden sonra özel bir hukuki sürece tabi tutulur. İcra ve İflas Kanunu’nun 308/b maddesi, çekişmeli alacaklar hakkında dava açma ve bu alacaklara ilişkin payların akıbetini düzenler.

Dava Açma Süresi ve Usulü

Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler (İİK m. 308/b/I). Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, süresi içinde dava açılmaması halinde alacaklı, alacağını konkordato kapsamında talep etme hakkını kaybeder. Dava, alacağın varlığını ve miktarını ispatlamak amacıyla açılır ve genel hükümlere göre yargılaması yapılır. Bu dava, konkordato projesinin uygulanabilirliğini etkilememekle birlikte, çekişmeli alacaklıların haklarını yargı yoluyla aramasını sağlar.

İcra ve İflas Kanunu Madde 308/b/I

Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler.

Çekişmeli Alacaklara İsabet Eden Payın Depo Edilmesi

Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir (İİK m. 308/b/II). Bu düzenleme, çekişmeli alacaklıların haklarının güvence altına alınmasını sağlar. Eğer alacaklı, süresi içinde dava açmazsa, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemez ve yatırılan pay borçluya iade edilir. Bu durum, alacaklıların haklarını aktif bir şekilde takip etmelerini teşvik ederken, borçlunun da gereksiz yere bloke edilen paralarla mağdur olmasını engeller.

İcra ve İflas Kanunu Madde 308/b/II

Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.

Konkordatonun Tasdik Edilmemesi ve Borçlunun İflası

Konkordato sürecinin her zaman başarıyla sonuçlanması mümkün değildir. Mahkeme, konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartların oluşmadığına kanaat getirirse, konkordato talebini reddeder. Bu durumun hukuki sonuçları, İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesinde detaylı olarak düzenlenmiştir.

Konkordato Talebinin Reddi ve İlânı

Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilir (İİK m. 308/I). Konkordato talebinin reddi, borçlunun mali durumunu düzeltme çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığı anlamına gelir. Bu ilân, alacaklılara ve diğer ilgili taraflara konkordato sürecinin sona erdiğini ve borçlunun durumunun değiştiğini duyurur.

İcra ve İflas Kanunu Madde 308/I

Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir.

Borçlunun İflâsı

Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir (İİK m. 308/I). Bu hüküm, konkordato sürecinin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, borçlunun mali durumunun iflası gerektirecek kadar kötüleştiği varsayımına dayanır. Doğrudan doğruya iflas sebepleri, İİK’da belirtilen ve mahkemenin başka bir işleme gerek kalmaksızın iflas kararı verebileceği durumlardır. Bu, konkordatonun bir nevi iflas erteleme mekanizması olarak işlev gördüğünü ve başarısız olması halinde iflasın kaçınılmaz hale geldiğini gösterir.

Konkordato süreci iflâsla sonuçlandığı takdirde, iflâs kararını veren mahkeme tasfiyenin basit veya adi tasfiye usulüne göre yapılmasına ve gerektiğinde adi tasfiyenin komiserler tarafından yerine getirilmesine karar verir. Bu hâlde iflâs idaresine ait görev ve yetkiler komiserler tarafından kullanılır (İİK m. 308/II). Bu düzenleme, konkordato sürecinde görev yapan komiserlerin bilgi ve deneyimlerinden iflas tasfiyesi sürecinde de yararlanılmasını sağlar. Bu, sürecin daha hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunabilir.

İcra ve İflas Kanunu Madde 308/II

Konkordato süreci iflâsla sonuçlandığı takdirde, iflâs kararını veren mahkeme tasfiyenin basit veya adi tasfiye usulüne göre yapılmasına ve gerektiğinde adi tasfiyenin komiserler tarafından yerine getirilmesine karar verir. Bu hâlde iflâs idaresine ait görev ve yetkiler komiserler tarafından kullanılır.

Kanun Yolları

Konkordato hakkında verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurma imkânı bulunmaktadır. Bu, tarafların haklarını korumak ve yargısal denetimin devamlılığını sağlamak açısından önemlidir. İcra ve İflas Kanunu’nun 308/a maddesi, konkordato kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yollarını düzenler.

İstinaf Yolu

Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir (İİK m. 308/a). İstinaf, ilk derece mahkemesi kararının hem maddi vakıa hem de hukuki denetiminin yapıldığı bir kanun yoludur. Bu sayede, ilk derece mahkemesinin kararında olası hataların düzeltilmesi ve adaletin sağlanması amaçlanır. İstinaf süresi, kararın tebliği veya ilânı tarihinden itibaren işlemeye başlar ve hak düşürücü niteliktedir.

Temyiz Yolu

Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir (İİK m. 308/a). Temyiz, bölge adliye mahkemesi kararının hukuka uygunluğunun Yargıtay tarafından denetlendiği bir kanun yoludur. Temyiz incelemesi, genellikle hukuki denetimle sınırlıdır ve maddi vakıaların yeniden incelenmesini içermez. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır. Bu, genel yargılama usul kurallarının konkordato davalarında da uygulanacağı anlamına gelir.

İcra ve İflas Kanunu Madde 308/a

Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.

Sonuç

Konkordato, borçlunun mali sıkıntılarını aşarak ticari hayatına devam etmesini ve alacaklıların da alacaklarına belirli bir düzen içinde kavuşmasını sağlayan önemli bir hukuki mekanizmadır. Bu sürecin en kritik aşamalarından biri olan konkordatonun mahkemede incelenmesi ve tasdiki, projenin hukuki geçerliliğini ve uygulanabilirliğini güvence altına alır. Mahkeme, komiserin raporunu, alacaklıların itirazlarını ve kanunda öngörülen tasdik şartlarını titizlikle değerlendirerek bir karar verir.

Tasdik şartları, projenin alacaklılar açısından iflastan daha avantajlı olmasını, borçlunun ödeme gücüyle orantılı olmasını, gerekli çoğunlukla kabul edilmesini, imtiyazlı alacakların teminata bağlanmasını ve yargılama giderlerinin karşılanmasını zorunlu kılar. Mahkeme, bu şartların eksikliği halinde projenin düzeltilmesini isteyebilir veya tasdik talebini reddedebilir.

Tasdik kararı, alacaklıların alacaklarından vazgeçme oranlarını ve ödeme takvimini belirler, ayrıca konkordatonun uygulanmasını denetlemek üzere bir kayyım atanmasına karar verebilir. Rehinli ve finansal kiralama konusu malların muhafaza ve iadesinin ertelenmesi, borçlunun işletmesinin devamlılığı için hayati öneme sahiptir ve belirli şartlara tabidir. Çekişmeli alacaklar ise, tasdik kararının ilânından itibaren bir ay içinde dava yoluyla çözüme kavuşturulur.

Konkordatonun tasdik edilmemesi halinde, mahkeme talebi reddeder ve borçlunun iflasa tabi olması ve doğrudan iflas sebeplerinin bulunması durumunda resen iflasına karar verir. Bu durumda, konkordato sürecinde görev yapan komiserler, iflas tasfiyesinde de görevlendirilebilir. Konkordato hakkında verilen kararlara karşı istinaf ve temyiz yollarına başvurma imkânı, hukuki denetimin devamlılığını ve tarafların hak arama özgürlüğünü güvence altına alır.

Türk hukuk sisteminde konkordato, ekonomik kriz dönemlerinde işletmelerin ayakta kalmasına ve istihdamın korunmasına katkıda bulunan, dinamik ve sürekli gelişen bir alandır. Bu nedenle, konkordato hukukuna ilişkin güncel mevzuat değişiklikleri ve Yargıtay içtihatları yakından takip edilmeli, uygulamada ortaya çıkan sorunlara yönelik çözümler üretilmelidir.

author avatar
Kübra YILDIZ ÇOLAK