TCK MADDE 12. Yabancı Tarafından İşlenen Suç
(1) Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede Türkiye’nin zararına işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması Adalet Bakanının istemine bağlıdır.
(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen suçun bir Türk vatandaşının veya Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisinin zararına işlenmesi ve failin Türkiye’de bulunması halinde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması koşulu ile suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine fail, Türk kanunlarına göre cezalandırılır.
(3) Mağdur yabancı ise, aşağıdaki koşulların varlığı halinde fail, Adalet Bakanının istemi ile yargılanır:
a) Suçun, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı üç yıldan az olmayan hapis cezasını gerektirmesi.
b) Suçluların geri verilmesi anlaşmasının bulunmaması veya geri verilme isteminin suçun işlendiği ülkenin veya failin uyruğunda bulunduğu devletin hükûmeti tarafından kabul edilmemiş olması.(4) Birinci fıkra kapsamına giren suçtan dolayı yabancı mahkemece mahkûm edilen veya herhangi bir nedenle davası veya cezası düşen veya beraat eden yahut suçu kovuşturulabilir olmaktan çıkan yabancı hakkında Adalet Bakanının istemi üzerine Türkiye’de yeniden yargılama yapılır.
Genel Çerçeve
TCK Madde 12, yabancıların yabancı ülkelerde işlediği suçların hangi hallerde Türkiye’de yargılanabileceğini düzenler. Bu madde, “pasif şahsilik” ve “koruma ilkesi” çerçevesinde uygulanır.
Pasif şahsilik ilkesi, mağdurun Türk vatandaşı veya Türk tüzel kişisi olmasına dayanır.
Koruma ilkesi ise, suçun doğrudan Türkiye’nin veya kamu düzeninin zararına işlenmesi durumunu kapsar.
Böylece, yabancı bir kişi yurt dışında suç işlediğinde, bu suç Türkiye’yi veya Türk vatandaşlarını etkiliyorsa Türk yargısı devreye girebilir.
TCK Madde 12 / 1 – Türkiye’nin Zararına İşlenen Suçlar
Bu hüküm, yabancıların yabancı ülkelerde işlediği suçlarda Türkiye’nin çıkarlarını korumayı amaçlar. Eğer bir yabancı, başka bir ülkede fiil işleyerek doğrudan Türkiye’ye zarar verirse, Türk kanunlarına göre yargılanması mümkündür. Ancak bu durum mutlak değildir, bazı sıkı şartlara bağlanmıştır.
Buradaki temel amaç, Türkiye’nin kamu düzenini, güvenliğini ve devlet menfaatlerini yabancı ülkelerde işlenen suçlara karşı da koruma altına almaktır.
Şartlar
Fail yabancı olmalıdır.
Bu fıkra yalnızca yabancı uyruklu kişiler için geçerlidir. Türk vatandaşlarının yurt dışında işledikleri suçlar TCK m.11 kapsamında değerlendirilir.Suç Türkiye’nin zararına işlenmiş olmalıdır.
Yani suçun mağduru doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devleti veya kamu kurumlarıdır. Örneğin:Türkiye’ye ait resmi belgelerde sahtecilik,
Türkiye’ye karşı ekonomik casusluk,
Türk devletine ait mallara zarar verme,
Türkiye’nin güvenliği veya kamu düzenini hedef alan eylemler.
Suçun alt sınırı en az bir yıl hapis cezası olmalıdır.
Çok hafif nitelikteki suçlar (örneğin basit kabahatler) bu kapsamda değerlendirilmez. Ama nitelikli sahtecilik, kamu malına zarar verme, ekonomik düzeni bozucu fiiller gibi ağır suçlar kapsama girer.Fail Türkiye’de bulunmalıdır.
Failin Türkiye topraklarında bulunması zorunludur. Yurt dışında işlenen suç nedeniyle gıyaben yargılama yapılmaz. Fail Türkiye’ye girdiğinde veya yakalandığında yargılamaya başlanabilir.Adalet Bakanının istemi gerekir.
Bu koşul, maddenin en kritik unsurudur. Yargılama kendiliğinden başlayamaz. Adalet Bakanı’nın istemiyle savcılık harekete geçer. Bunun sebebi, yabancıların işlediği suçların yargılanmasının uluslararası ilişkiler ve diplomatik denge bakımından hassasiyet taşımasıdır.
Uygulama Örnekleri
Bir yabancı, yurt dışında Türkiye adına düzenlenmiş resmi belgelerde sahtecilik yapar. Bu fiil Türkiye’nin zararına olduğundan, fail Türkiye’ye giriş yaptığında Bakanlık istemiyle yargılanabilir.
Yabancı bir ülke vatandaşı, yurtdışında Türkiye’ye karşı ekonomik casusluk yapar. Bu suç Türkiye’nin güvenliğiyle doğrudan ilgilidir. Fail Türkiye’ye geldiğinde yargılanabilir.
Türkiye’nin yurt dışındaki elçiliğine ait mallara zarar verilmesi, “Türkiye’nin zararına işlenen suç” kapsamında değerlendirilir. Fail Türkiye’ye gelirse yargılama yapılır.
Adalet Bakanının İstemi Şartı
Bu şart, Türkiye’nin egemenlik hakkını koruma ve diplomatik ilişkilerde esneklik sağlama amacı taşır. Yabancıların işlediği her suç için dava açılması, uluslararası sorunlara yol açabilir. Bu nedenle kanun koyucu, yargılama yapılmasını Bakanlık istemine bağlamıştır.
Adalet Bakanı, somut olayın uluslararası ilişkiler, diplomasi ve kamu düzeni açısından değerlendirmesini yapar ve uygun görürse kovuşturma başlatılır.
Uluslararası Hukuk Boyutu
Bu düzenleme, koruma ilkesinin bir yansımasıdır. Uluslararası ceza hukukunda koruma ilkesi, bir devletin çıkarlarını ve kamu düzenini tehdit eden yabancıların fiillerine kendi hukukunu uygulama yetkisini ifade eder.
TCK m.12/1, bu ilkeyi somutlaştırarak Türkiye’nin milli güvenlik, kamu düzeni ve devlet menfaatlerini ön planda tutar.
TCK Madde 12 / 2 – Türk Vatandaşına veya Türk Tüzel Kişisine Karşı İşlenen Suçlar
Bu fıkra, yabancıların yabancı ülkelerde işledikleri suçlarda mağdurun Türk vatandaşı veya Türk özel hukuk tüzel kişisi olması halinde uygulanır. Yani burada, doğrudan bireyin veya Türk hukukuna göre kurulmuş bir şirketin, derneğin ya da vakfın zarar görmesi söz konusudur.
Amaç, Türk vatandaşlarını ve Türk tüzel kişilerini uluslararası alanda da hukuki koruma altına almak ve yabancı ülkelerde işlenen suçların cezasız kalmasını önlemektir.
Şartlar
Bu fıkranın uygulanabilmesi için bazı özel koşullar vardır:
Fail yabancı olmalıdır.
Türk vatandaşı tarafından işlenen fiiller TCK m.11 kapsamında değerlendirilir.Mağdur Türk vatandaşı veya Türk özel hukuk tüzel kişisi olmalıdır.
Türk vatandaşları: Gerçek kişiler.
Türk özel hukuk tüzel kişileri: Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş şirketler, dernekler, vakıflar.
Suçun yabancı bir ülkede işlenmiş olması gerekir.
Failin yurt dışında gerçekleştirdiği eylem, doğrudan mağduru etkilemiş olmalıdır.Yabancı ülkede hüküm verilmemiş olmalıdır.
Eğer yabancı mahkemede dava sonuçlanmışsa (mahkûmiyet, beraat veya düşme kararı verilmişse), artık Türkiye’de yargılama yapılamaz.Fail Türkiye’de bulunmalıdır.
Failin Türkiye’ye girmiş veya burada yakalanmış olması gerekir. Aksi halde Türkiye’nin yargılama yetkisi işletilemez.Suçtan zarar görenin şikâyeti aranır.
Yargılama, kendiliğinden yapılamaz.
Mağdur Türk vatandaşı veya tüzel kişisi şikâyette bulunmalıdır.
Şikâyet, fail Türkiye’ye girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde yapılmalıdır (m.11/2’ye paralel yorumlanır).
Örnek Olaylar
Bir yabancı, Almanya’da yaşayan bir Türk vatandaşına ağır yaralama suçunu işler. Fail daha sonra Türkiye’ye gelir. Mağdur şikâyetçi olursa, yabancı Türkiye’de yargılanabilir.
Bir yabancı, Fransa’da kurulu bir Türk şirketinin malvarlığına zarar verir. Bu kişi Türkiye’ye girdiğinde, şirket şikâyetçi olursa Türkiye’de yargılama yapılabilir.
Bir yabancı, yurt dışında bir Türk vatandaşının malını çalar. Fail Türkiye’de bulunduğunda, mağdurun şikâyeti üzerine dava açılabilir.
Bu örneklerde görüldüğü gibi, korunan değer Türk bireyleri ve tüzel kişilerinin haklarıdır.
Şikâyet Şartının Önemi
Fıkrada en kritik nokta şikâyet koşuludur. Devlet, kendiliğinden kovuşturma başlatmaz. Çünkü bu tür suçlar doğrudan Türkiye’nin kamu düzeniyle ilgili değildir; bireysel haklara yöneliktir.
Bu nedenle:
Mağdur şikâyet etmezse yargılama yapılamaz.
Şikâyetin süresi kaçırılırsa (altı ay), dava hakkı düşer.
Bu sistem, uluslararası ilişkilerde sorun yaratmamak ve yargı organlarını gereksiz iş yükünden korumak amacıyla getirilmiştir.
Uluslararası Hukuk Bağlantısı
Bu düzenleme, uluslararası ceza hukukunun pasif şahsilik ilkesinin açık bir örneğidir. Pasif şahsilik ilkesi, mağdurun vatandaşlığına dayanır. Yani suç mağdurunun Türk vatandaşı olması, Türkiye’ye yargılama yetkisi tanır.
Aynı ilke, Türk şirketleri gibi tüzel kişiler için de uygulanmaktadır. Böylece hem bireyler hem de Türk ekonomisi koruma altına alınır.
TCK Madde 12 / 3 – Mağdur Yabancı Olduğunda Uygulama
TCK Madde 12/3, yabancıların yabancı ülkelere karşı işledikleri suçlarda mağdurun da yabancı olduğu durumları düzenler. Burada devletin koruduğu değer doğrudan Türkiye veya Türk vatandaşları değil, evrensel ceza adaleti ve uluslararası suçlulukla mücadeledir.
Ancak bu durumda Türkiye’nin yargılama yetkisi çok sınırlı tutulmuştur. Çünkü başka ülkelerin egemenlik haklarına müdahale edilmemesi gerekir. Bu nedenle kanun koyucu, iki sıkı şart ve Adalet Bakanının istemi koşulunu öngörmüştür.
Şartlar
Mağdur yabancı olmalıdır.
Yani fiilin doğrudan zarar verdiği kişi veya tüzel kişi Türkiye ile bağlantılı değildir.Suç ağır olmalıdır.
Suçun alt sınırı en az 3 yıl hapis cezası olmalıdır.Basit suçlar (örneğin hakaret, basit yaralama) bu kapsamda değildir.
Kasten öldürme, nitelikli dolandırıcılık, büyük çaplı uyuşturucu ticareti gibi ağır suçlar kapsama girer.
Failin iadesi mümkün olmamalıdır.
Türkiye ile suçun işlendiği ülke arasında suçluların iadesine ilişkin anlaşma bulunmamalı,
Veya iade talebi yapılmış ama ilgili ülke ya da failin vatandaşı olduğu ülke tarafından reddedilmiş olmalıdır.
Fail Türkiye’de bulunmalıdır.
Fail Türkiye’de bulunmuyorsa Türk yargısının yetkisi söz konusu olmaz.Adalet Bakanının istemi gerekir.
Bu şart, diplomatik ilişkilerin korunması açısından çok önemlidir. Türkiye ancak Bakanlık onayı ile bu yargılamayı yapabilir.
Hukuki Dayanak ve Amaç
Bu fıkra, uluslararası ceza hukukunda evrensellik ilkesinin sınırlı bir yansımasıdır. Evrensellik ilkesi, bazı ağır suçların nerede ve kime karşı işlendiğine bakılmaksızın tüm devletler tarafından cezalandırılabileceğini kabul eder.
Amaç, ağır suçların cezasız kalmamasıdır. Ancak Türkiye, kendi hukukunda bu yetkiyi sınırlı kullanmayı tercih etmiş ve yalnızca ciddi suçlarda, failin iade edilmemesi halinde devreye girmiştir.
Uygulama Örnekleri
Bir yabancı, İtalya’da başka bir yabancıyı öldürür. Fail Türkiye’ye gelir. Türkiye ile İtalya arasında iade anlaşması vardır ama İtalya iade talebini reddeder. Suçun alt sınırı 3 yıldan fazla olduğu için Türkiye, Bakanlığın istemiyle bu kişiyi yargılayabilir.
Bir yabancı, Rusya’da büyük çaplı uyuşturucu ticareti yapar. Rusya iade talebini kabul etmez. Fail Türkiye’de bulunduğu için Türk mahkemeleri devreye girebilir.
Ancak basit suçlarda (örneğin küçük çaplı hırsızlık) veya alt sınırı 3 yıldan az olan suçlarda Türkiye’nin yargı yetkisi yoktur.
Adalet Bakanının İstemi
Bu koşulun varlığı, uluslararası diplomasiyi dikkate almak içindir. Türkiye her olayda otomatik olarak dava açmaz. Bakanlık, olayın:
Uluslararası ilişkiler,
Adaletin sağlanması,
Kamu yararı,
açılarından değerlendirmesini yapar ve uygun görürse yargılama başlatılır.
Bu sistem, devletin hem adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunmasını hem de diplomatik ilişkilerde sorun yaşamamasını sağlar.
Eleştiriler
Bazı hukukçular, “3 yıl sınırının” daraltılması gerektiğini savunur; çünkü bazı 2 yıl alt sınır cezalarda da ciddi mağduriyetler doğabilir.
Diğer yandan, Türkiye’nin kendi vatandaşları veya menfaatleri doğrudan zarar görmediği halde yargılama yetkisi kullanmasının, başka devletlerle sorun yaratabileceği ileri sürülür. Bu nedenle maddenin sınırlı uygulanması gerektiği görüşü ağırlıktadır.
TCK Madde 12 / 4 – Yabancı Mahkeme Kararlarının Etkisi
Bu hüküm, Türkiye’nin zararına işlenen suçlarda yabancı mahkemelerin verdiği kararların Türkiye açısından bağlayıcı olmadığını ortaya koyar. Yani, bir yabancı kişi Türkiye’ye zarar veren bir fiili yurt dışında işlemiş ve bu fiilden dolayı yabancı bir mahkemede yargılanmış olsa bile, Türkiye kendi yargılama yetkisini ortadan kaldırmaz.
Böylece devlet, kendi çıkarlarına karşı işlenen suçlarda yargı yetkisinden vazgeçmeme iradesini net bir şekilde ortaya koyar.
Yeniden Yargılama Zorunluluğu
Bu fıkraya göre, fail yabancı bir ülkede:
Mahkûm olmuş,
Beraat etmiş,
Davası veya cezası düşmüş,
Kovuşturulabilirlik ortadan kalkmış (örneğin zaman aşımı nedeniyle),
olsun; Türkiye’de yeniden yargılama yapılacaktır.
Bunun için iki temel koşul vardır:
Suç, TCK 12/1 kapsamına giren suçlardan biri olmalıdır (yani Türkiye’nin zararına işlenen suç).
Yargılama Adalet Bakanının istemi üzerine yapılmalıdır.
Adalet Bakanının İstemi
Buradaki en kritik unsur yine Adalet Bakanı’nın istemidir. Çünkü yabancı ülkelerde görülen davaların Türkiye’de yeniden görülmesi, diplomatik ve hukuki açıdan hassasiyet taşır.
Bakanlık istemi olmadan yargılama yapılamaz.
Bakanlık, olayın uluslararası ilişkiler, Türkiye’nin çıkarları ve kamu yararı bakımından değerlendirmesini yapar.
Yalnızca gerekli görülen durumlarda yeniden yargılama süreci başlatılır.
Yabancı Mahkeme Kararlarının Bağlayıcılığı
Normalde ceza hukukunda ne bis in idem ilkesi (aynı fiilden iki kere yargılama olmaz) geçerlidir. Ancak bu fıkrada Türkiye, yabancı mahkeme kararlarını tanımamakta ve aynı fiil için yeniden yargılama yapılmasını öngörmektedir.
Bunun sebebi, suçun mağdurunun doğrudan Türkiye olmasıdır. Türkiye, kendi zararına işlenen suçlarda başka ülkelerin verdiği kararlarla bağlı kalmak istememektedir. Bu durum, devletin egemenlik hakkının bir parçası olarak kabul edilmektedir.
Örnek Olaylar
Bir yabancı ülke vatandaşı, Almanya’da Türkiye’ye ait bir resmî belgeyi sahte olarak düzenler. Almanya’da bu suçtan yargılanıp beraat eder. Ancak Türkiye’ye giriş yaptığında, Bakanlık istemiyle aynı fiil nedeniyle Türkiye’de yeniden yargılanır.
Bir yabancı, Fransa’da Türkiye’nin ekonomik çıkarlarına zarar veren bir dolandırıcılık yapar. Fransa’da ceza alır ve cezası infaz edilir. Fail Türkiye’ye gelirse, yine de Türk mahkemeleri bu kişi hakkında yeniden dava açabilir.
Bir kişi, Türkiye’nin zararına işlenen bir suç nedeniyle yabancı bir ülkede zamanaşımı gerekçesiyle kovuşturulamaz hale gelmişse, Türkiye’de yargılanması mümkündür.
Eleştiriler
Bu düzenleme, bazı hukukçular tarafından çifte yargılama yasağına (ne bis in idem) aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir. Çünkü kişi aynı fiilden dolayı iki ayrı devlette yargılanmış olmaktadır.
Buna karşılık kanun koyucu, Türkiye’nin zararına işlenen suçlarda ulusal çıkarların korunmasını daha üstün tutmuş ve yabancı kararların bağlayıcı olmamasını tercih etmiştir.
Böylece Türkiye, kendi kamu düzenine yönelik tehditleri yabancı mahkemelere bırakmamış, mutlak yargılama yetkisini saklı tutmuştur.
Uygulamada Karşılaşılabilecek Durumlar
Bir yabancı, yurtdışında Türkiye’ye karşı mali dolandırıcılık yapar. Fail Türkiye’ye gelince Adalet Bakanı’nın istemiyle yargılanır.
Bir yabancı, yurt dışında Türk vatandaşını öldürür; ancak orada yargılanmamıştır. Fail Türkiye’ye geldiğinde mağdur yakınlarının şikâyetiyle yargılama yapılır.
Bir yabancı, başka bir yabancıya karşı işlediği ağır suçtan sonra Türkiye’ye gelir. İade edilmesi mümkün değildir. Bu durumda üç yıl ve üzeri hapis cezası öngören suç için Adalet Bakanının istemiyle Türkiye’de yargılanabilir.
Uluslararası Hukukla Bağlantısı
TCK m.12, uluslararası ceza hukukundaki koruma ve pasif şahsilik ilkelerine uygundur. Aynı zamanda devletler arasında işbirliği ve egemenlik dengelerini gözetir.
Adalet Bakanı’nın istemi şartı, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde diplomatik hassasiyetleri dikkate aldığını gösterir.
Sonuç
TCK Madde 12, yabancıların yabancı ülkelerde işledikleri suçların Türkiye’de hangi koşullarda yargılanabileceğini düzenler.
Türkiye’ye zarar veren suçlarda Adalet Bakanı’nın istemi gerekir.
Türk vatandaşına veya Türk şirketine karşı işlenen suçlarda mağdurun şikâyeti aranır.
Mağdur yabancı olduğunda ise daha ağır şartlar ve yine Bakanlık istemi aranır.
Yabancı mahkemelerin kararları Türkiye için bağlayıcı değildir; Türkiye’de yeniden yargılama yapılabilir.
Bu madde, Türkiye’nin cezai egemenliğini ve adalet anlayışını koruyan, aynı zamanda uluslararası hukukla uyumlu bir düzenlemedir.
