TCK Madde 16 – Cezadan Mahsup
(1) Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye’de verilecek cezadan mahsup edilir.
Genel Çerçeve
TCK Madde 16, ceza adaletinde çifte cezalandırmanın önlenmesi ve eşitlik ilkesinin korunması amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir. Fail, aynı fiil nedeniyle hem yabancı ülkede hem de Türkiye’de yargılanabilir (özellikle TCK m.11, 12 ve 13’teki durumlarda). Ancak bu durumda, yabancı ülkede geçirilen sürelerin Türkiye’deki cezadan düşülmesi gerekir.
Aksi halde kişi aynı fiil için iki kere ceza çekmiş olur ki bu, hem hakkaniyete hem de insan haklarına aykırıdır.
Mahsup Nedir?
Mahsup, yabancı ülkede geçirilen hürriyeti kısıtlayıcı sürelerin (gözaltı, tutukluluk, hükümlülük) Türkiye’de aynı suçtan verilen cezadan düşülmesidir.
Buradaki en önemli nokta:
Mahsup yalnızca aynı suçtan dolayı mümkündür.
Farklı bir suçtan alınan ceza veya geçen tutukluluk süreleri, bu maddeye göre düşülemez.
Mahsup Kapsamına Giren Haller
Gözaltında Geçirilen Süre
Failin yabancı ülkede kolluk güçlerince gözaltında tutulduğu süreler.Gözlem Altında Geçirilen Süre
Özellikle akıl sağlığına ilişkin değerlendirme için kişiye uygulanan gözlem süreleri.Tutuklulukta Geçen Süre
Yabancı ülkede mahkeme kararıyla verilen geçici özgürlük kısıtlaması süreleri.Hükümlülükte Geçen Süre
Failin yabancı ülkede aynı suçtan dolayı aldığı cezanın infaz edildiği süre.
Bunların hepsi Türkiye’de verilecek cezadan indirilir.
Uygulama Örnekleri
Örnek 1:
Bir Türk vatandaşı Almanya’da uyuşturucu ticareti suçundan yakalanıp 6 ay tutuklu kalıyor, sonra serbest bırakılıyor. Aynı suç nedeniyle Türkiye’de yargılandığında, verilen cezadan 6 ay mahsup edilir.Örnek 2:
Bir yabancı, Fransa’da Türkiye’nin zararına bir suç işler. Fransa’da bu suç nedeniyle 1 yıl hüküm giyer ve cezasını çeker. Daha sonra Türkiye’de aynı suçtan yargılanır ve 5 yıl ceza alır. Bu durumda ceza, 1 yıl indirilerek 4 yıl infaz edilir.Örnek 3:
Fail yabancı bir ülkede farklı bir suçtan dolayı ceza almışsa, bu süre Türkiye’deki cezadan düşülmez. Yalnızca aynı fiilden kaynaklanan hürriyeti kısıtlamalar mahsup edilir.
Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Boyutu
TCK m.16, uluslararası insan hakları belgeleriyle de uyumlu bir düzenlemedir.
AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi),
BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi,
bir kişinin aynı suç nedeniyle mükerrer cezalandırılmaması gerektiğini güvence altına alır.
Mahsup uygulaması, hem “ne bis in idem” (aynı fiilden iki kez yargılama olmaz) ilkesine yaklaşır hem de cezaların adil infazı ilkesini güçlendirir.
Adalet Bakanlığı ve Mahkemelerin Rolü
Mahsup kararı, davayı gören mahkeme tarafından verilir.
Yabancı ülkedeki cezaevinde veya yargı sürecinde geçen süreler belgelerle ispatlanır.
Mahkeme bu belgeleri dikkate alarak Türkiye’de verilecek cezanın infazını belirler.
Yargıtay Uygulaması
Yargıtay içtihatlarında;
Failin yurt dışında aynı fiilden dolayı geçirdiği her türlü sürenin cezadan düşülmesi gerektiği,
Mahsup işleminin infaz aşamasında değil, hüküm kurulurken yapılması gerektiği,
özellikle vurgulanmaktadır.
Örneğin Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2019 tarihli bir kararında, sanığın Almanya’da geçirdiği 14 aylık tutukluluk süresinin Türkiye’de verilen hapis cezasından mahsup edilmemesini hukuka aykırı bularak bozma kararı vermiştir.
Eleştiriler
Bazı hukukçular, yabancı ülkelerde verilen cezaların Türkiye’de “otomatik” olarak mahsup edilmesinin sakıncalar doğurabileceğini savunmaktadır. Çünkü her ülkenin ceza adaleti anlayışı farklıdır.
Ancak çoğunluk görüş, failin aynı fiil için iki defa cezalandırılmaması gerektiği yönündedir. Bu nedenle mahsup uygulaması adalet duygusunu güçlendiren bir düzenleme olarak görülmektedir.
Sonuç
TCK Madde 16, yabancı ülkelerde geçirilen gözaltı, tutukluluk veya hükümlülük sürelerinin Türkiye’de verilen cezadan düşülmesini öngörür.
Mahsup yalnızca aynı suçtan dolayı geçerli olur.
Failin yurtdışında geçirdiği tüm hürriyeti kısıtlayıcı süreler dikkate alınır.
Bu düzenleme, hem adaletin sağlanması hem de insan haklarına uygun infaz bakımından son derece önemlidir.
