Türk Ceza KanunuTürk Ceza Kanunu m. 188: Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti

13 Eylül 2025

Yazı İçeriği

Türk Ceza Kanunu 188. Madde Kanun Metni

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti

(1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.

(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.

(4) (Değişik: 27/3/2015-6638/11 md.) 

a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması,

b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi,

hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) (Değişik: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.) Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.

(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Giriş

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 188. maddesi, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imal, ithal, ihracı ve ülke içindeki ticareti ile ilgili suçları düzenlemektedir. İlk haliyle 2005 yılında yürürlüğe giren madde, 2005, 2014 ve 2015 yıllarında çeşitli değişikliklere uğramış; özellikle suçun nitelikli halleri, ceza miktarları ve örgütlü suç bağlamı netleştirilmiştir. Bu düzenleme, kamu sağlığını korumak, toplumsal güvenliği sağlamak ve uyuşturucu suçlarıyla mücadelede caydırıcı bir çerçeve oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır.
Bu makalede, TCK m. 188 hükmü sistematik biçimde incelenecek; hukuki nitelik, unsurlar, özellikler, tarafların hak ve yükümlülükleri, sona erme ve istisnalar ile Yargıtay uygulaması başlıkları altında ele alınacaktır.

Madde Metni ve Alt Başlıklar

TCK m. 188/1 – İmal, İthal, İhrac

TCK m. 188/1’de, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihracı yasaklanmıştır. Bu fiilleri işleyen kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılmaktadır.

İmal

İmal, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin üretilmesi ya da doğrudan tüketilebilir hale getirilmesi anlamına gelir. Bu, hammaddelerin işlenmesi veya kimyasal süreçler sonucunda yeni bir uyuşturucu maddenin elde edilmesi olabilir. Örneğin, afyon bitkisinden morfin veya eroin elde edilmesi imal sayılır.

İthal

İthal, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin yurt dışından Türkiye’ye getirilmesi fiilidir. Bu noktada gümrük kapılarından geçirilmesi şart değildir; deniz yoluyla veya kara sınırlarından sokulması da ithal suçunu oluşturur.

İhrac

İhrac, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin Türkiye’den başka bir ülkeye çıkarılmasıdır. Yargıtay uygulamalarında, uyuşturucunun ülke sınırları dışına fiilen çıkarılmasına başlanmasıyla suç tamamlanmış sayılmaktadır.

Hukuki Nitelik

Bu fiiller seçimlik hareketli olup, herhangi birinin gerçekleştirilmesi suçun oluşması için yeterlidir. Ayrıca bu fiiller soyut tehlike suçu niteliğinde olduğundan, somut bir zarar doğması aranmaz.

Ceza Politikası

Kanun koyucu bu fiiller için çok ağır yaptırımlar öngörmüştür. Bunun nedeni, imal, ithal ve ihracın uyuşturucu suçlarının en tehlikeli boyutunu oluşturması, geniş kitlelerin bağımlılık riskiyle karşı karşıya kalmasıdır. Bu fiiller, uluslararası uyuşturucu ticaretinin de kaynağını teşkil ettiği için, devletler arası iş birliği gerektiren suçlar arasında yer almaktadır.

TCK m. 188/2 – Yurt Dışında Mahsup

TCK m. 188/2’de, uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı suçunun yurt dışında işlenmesi ve aynı fiilin hem Türkiye’de hem de diğer ülkede yargılamaya konu olması halinde ortaya çıkan özel bir durum düzenlenmiştir.

Düzenlemenin İçeriği

Maddede, “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.” hükmü yer almaktadır.

Yani:

  • Failin fiili, Türkiye’de ihracat, yabancı ülkede ise ithalat suçu olarak değerlendirilir.
  • Fail, yabancı ülkede yargılanıp ceza alır ve bu cezanın bir kısmını infaz ederse,
  • Türkiye’de yapılacak yargılamada, yabancı ülkede infaz edilen ceza kısmı mahsup edilir.

Amaç

Bu düzenlemenin amacı, aynı fiilden dolayı çifte cezalandırmayı önlemektir. Failin, farklı devletlerde aynı eylem nedeniyle cezalandırılması halinde adalet ve ölçülülük ilkeleri zedelenebilirdi. Bu nedenle kanun koyucu, yabancı ülkede çekilen cezanın Türkiye’de verilecek cezalardan düşülmesini öngörmüştür.

Hukuki Nitelik

  • Bu fıkra, esas itibariyle uluslararası ceza hukuku işbirliği ve ne bis in idem (aynı fiilden iki kez yargılama yapılamaz) ilkesinin Türk ceza hukukundaki yansımasıdır.
  • Ancak dikkat edilmelidir ki, Türkiye’de yargılama yapılmasına engel değildir; sadece ceza miktarı bakımından mahsup uygulanır.

Örnek Senaryo

Bir kişi Türkiye’den uyuşturucu maddeyi Almanya’ya ihraç etmiş olsun:

  • Almanya’da yakalanıp 10 yıl hapse mahkûm edildi ve 4 yılını cezaevinde geçirdi.
  • Daha sonra Türkiye’de de aynı fiilden yargılanıp 25 yıl hapse mahkûm edildi.
  • Bu durumda Almanya’da çekilen 4 yıl, Türkiye’deki 25 yıllık cezanın infazından düşülür.

Uygulamada Önemi

Yargıtay, bu hükmü zorunlu mahsup kuralı olarak kabul etmekte; mahkemelerin bu indirimi re’sen uygulaması gerektiğini belirtmektedir. Böylece failin aynı fiil için farklı ülkelerde cezalandırılması, adil yargılanma hakkı ve ölçülülük ilkesi çerçevesinde dengeye oturtulmaktadır.

TCK m. 188/3 – Ülke İçinde Satış ve Bulundurma

TCK m. 188/3, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ülke içinde ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ticaretini ve bulundurulmasını düzenlemektedir. Maddede şu seçimlik hareketler yer alır:

  • Satmak
  • Satışa arz etmek
  • Başkalarına vermek
  • Sevk etmek
  • Nakletmek
  • Depolamak
  • Satın almak
  • Kabul etmek
  • Bulundurmak

Bu fiillerden herhangi birinin işlenmesi hâlinde, fail on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Ek olarak, 18/6/2014 tarihli değişiklik ile getirilen hükme göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması durumunda, fail hakkında verilecek hapis cezası 15 yıldan az olamaz.

Hukuki Nitelik

  • Bu fıkrada düzenlenen fiiller, seçimlik hareketli suç niteliğindedir. Sayılan eylemlerden herhangi biri gerçekleştirildiğinde suç oluşur.
  • Suç, soyut tehlike suçu olup, somut bir zarar doğması aranmaz. Failin bu fiilleri icra etmesi yeterlidir.
  • Ceza miktarlarının yüksek olması, suçun toplumsal tehlikeliliğini göstermektedir.

Satış ve Arz Etme

  • Satış: Uyuşturucunun para karşılığı devridir.
  • Satışa arz: Henüz fiilen satılmamış olsa da alıcıya sunulmasıdır. Örneğin, sokakta paketler halinde hazır bulundurmak veya pazarlama girişiminde bulunmak bu kapsamda değerlendirilir.

Nakletme ve Depolama

  • Nakletmek: Uyuşturucunun bir yerden başka bir yere taşınmasıdır.
  • Depolamak: Belirli bir yerde muhafaza etmek anlamına gelir. Kendi tüketimi için değil, ticari amaçla saklanması cezalandırılır.

Satın Alma, Kabul Etme ve Bulundurma

  • Satın almak: Uyuşturucunun bir bedel karşılığı temin edilmesidir.
  • Kabul etmek: Bedel karşılığı olmasa da, başkası tarafından verileni kabul etmektir.
  • Bulundurmak: Failin uyuşturucuyu kendi hakimiyet alanında tutmasıdır. Bu, ticari amaç güdülmeden de gerçekleşebilir; ancak yasa, kişisel kullanım sınırının aşıldığı hallerde TCK m. 188 kapsamında cezalandırılmayı öngörmektedir.

Çocuklara Yönelik Satış

  • Kanun koyucu, çocuklara yönelik uyuşturucu verilmesini daha ağır yaptırıma bağlamıştır.
  • Buradaki çocuk kavramı, TCK m. 6 uyarınca 18 yaşını doldurmamış kişiler anlamına gelir.
  • Bu durumda hapis cezası mutlaka 15 yılın üzerinde olmak zorundadır.

Uygulamadaki Önemi

Yargıtay uygulamasında, bu fıkradaki fiiller geniş yorumlanmaktadır. Örneğin, uyuşturucunun birkaç kişinin kullanımına sunulması bile “başkalarına verme” kapsamında değerlendirilir. Ayrıca, ticari amaç taşıyıp taşımadığı tartışılmaksızın, belirli miktarların üzerindeki uyuşturucu bulundurmada TCK m. 188 uygulanabilmektedir.

TCK m. 188/4 – Nitelikli Halleri

TCK m. 188/4-a – Belirli Uyuşturucu Maddeler

TCK m. 188/4-a’da, belirli uyuşturucu ve uyarıcı maddeler bakımından cezaların yarı oranında artırılacağı düzenlenmiştir. Bu maddeler şunlardır:

  • Eroin
  • Kokain
  • Morfin
  • Bazmorfin
  • Sentetik kannabinoid ve türevleri
  • Sentetik katinon ve türevleri
  • Sentetik opioid ve türevleri
  • Amfetamin ve türevleri

Bu maddeler üzerinde imal, ithal, ihraç, satış, nakil, bulundurma gibi fiillerin işlenmesi hâlinde, fail hakkında verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Neden Bu Maddeler Ayrı Düzenlenmiştir?

Kanun koyucu, bu maddeleri ayrı bir bentte sayarak cezaları ağırlaştırmıştır. Bunun temel sebepleri:

  • Bağımlılık yapma gücü: Eroin, kokain ve sentetik maddeler yüksek derecede bağımlılık yapar.
  • Toplumsal ve bireysel zarar: Kullanımı kısa sürede ciddi sağlık sorunlarına ve ölümlere yol açabilir.
  • Organize suç bağlantısı: Bu maddeler genellikle uluslararası suç örgütlerinin kontrolünde üretilip dağıtılmaktadır.

Dolayısıyla, toplum üzerindeki yıkıcı etkileri nedeniyle kanun koyucu ceza politikasında ağırlaştırmaya gitmiştir.

Hukuki Nitelik
  • Bu bent, nitelikli hal hükmüdür.
  • Suçun unsurlarına eklenmez; yalnızca cezayı ağırlaştırıcı sonuç doğurur.
  • Failin hangi maddeyi işlediğinin tespit edilmesi, cezanın belirlenmesinde kritik önemdedir.
Yargıtay Uygulaması

Yargıtay, özellikle sentetik kannabinoid (Bonzai) ve türevleri bakımından bu bent uyarınca artırımlı ceza verilmesini zorunlu görmekte, mahkemelerin suç konusu maddenin türünü laboratuvar raporları ile kesin biçimde belirlemesini istemektedir. Aksi hâlde hükmün bozulmasına karar verilmektedir.

Örnek

Bir kişi ülke içinde 100 gram eroin satarken yakalanırsa, normalde TCK m. 188/3’e göre 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası öngörülür. Ancak maddenin eroin olması nedeniyle, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

TCK m. 188/4-b – Belirli Mekânlara Yakın Yerlerde İşlenme

TCK m. 188/4-b’ye göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddeye ilişkin fiillerin (örneğin satma, satışa arz etme, nakletme, depolama gibi) belirli mekânlarda veya bu mekânların yakın çevresinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu mekânlar şunlardır:

  • Okul
  • Yurt
  • Hastane
  • Kışla
  • İbadethane

Buna ek olarak, sadece bu binaların içinde değil, çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engellerle belirlenen sınırlarına 200 metreye kadar yakın olan umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi de ağırlaştırıcı neden sayılmıştır.

Düzenlemenin Amacı

Kanun koyucu, toplumun hassas ve korunması gereken kesimlerinin bulunduğu alanlarda uyuşturucu suçlarının daha büyük tehlike doğuracağını kabul etmiştir.

  • Okul ve yurtlar: Çocuklar ve gençler korunmak istenir.
  • Hastane: Tedavi görenlerin sağlığı bakımından özel risk vardır.
  • Kışla: Askerî disiplin ve güvenlik açısından önemlidir.
  • İbadethane: Toplumsal huzur ve saygı nedeniyle korunur.

Dolayısıyla, bu alanlarda uyuşturucu ticaretinin yapılması daha ağır cezalandırılmıştır.

Hukuki Nitelik
  • Bu bent, nitelikli hal düzenlemesidir.
  • Suçun esas unsurlarına dokunmaz; yalnızca cezayı artırıcı etki doğurur.
  • Failin bu mekânlarda veya yakın çevresinde fiili işlemesi cezayı artırmak için yeterlidir; ayrıca bu mekânlarda bulunan kişilere verilmiş olması şart değildir.
Yargıtay Uygulaması

Yargıtay, bu hükmün uygulanabilmesi için:

  • Suçun işlendiği yerin tespiti,
  • Bu yer ile ilgili mekân (örneğin okul veya hastane) arasındaki mesafenin uygun ölçümle belirlenmesi,
  • Bu hususun dosyada kesin delillerle ispat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Eğer mesafe 200 metrenin üzerinde ise, bu bent uygulanmaz. Ancak şüphe hâlinde sanık lehine yorum ilkesi geçerlidir.

Örnek

Bir kişi okulun bahçesinde veya okulun çevre duvarına 150 metre mesafede bulunan parkta uyuşturucu satarken yakalanırsa, normal cezanın üzerine yarı oranında artırma uygulanacaktır.

TCK m. 188/5 – Birlikte İşlenme ve Örgütlü Suç

TCK m. 188/5’e göre:

  • Üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
  • Suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ise verilecek ceza bir kat artırılır.

Yani kanun koyucu, fail sayısının artması ve örgütlü yapı ile suçun işlenmesini daha tehlikeli görerek cezaları ağırlaştırmıştır.

Birlikte İşlenme (Üç veya Daha Fazla Kişi)

  • Burada kastedilen, en az üç kişinin birlikte hareket etmesidir.
  • Bu kişilerin arasında hiyerarşik bir yapılanma veya süreklilik olması şart değildir; geçici bir işbirliği de yeterlidir.
  • Amaç, uyuşturucu ticaretinin birden fazla kişiyle yapılmasının, dağıtım ve yayılma riskini artırdığı için daha ağır şekilde cezalandırılmasıdır.

Örgüt Faaliyeti Çerçevesinde İşlenme

  • Bu durumda suç, örgütlü suç niteliği kazanır.
  • Örgüt, TCK m. 220’de tanımlanan şartlara göre; hiyerarşik yapı, süreklilik, planlı faaliyet ve birden çok suç işleme amacı taşımalıdır.
  • Örgüt kapsamında işlenen uyuşturucu suçları, yalnızca basit bir işbirliği değil, profesyonel ve sistematik bir organizasyon anlamına gelir. Bu nedenle ceza bir kat artırılır.

Hukuki Nitelik

  • Bu fıkra, bir nitelikli hal hükmüdür.
  • Suçun temel şekli TCK m. 188/1-3 arasında tanımlanmıştır. Fail sayısının artması veya örgütlü yapı, yalnızca ceza miktarını artırır.
  • Dolayısıyla suçun unsurları değişmez, sadece cezai sonuç ağırlaşır.

Yargıtay Uygulaması

  • Yargıtay, “üç kişi” şartının somut olarak ispat edilmesini aramaktadır. İki kişiyle işlenen fiiller bu kapsamda değildir.
  • Örgüt faaliyeti kapsamında işlenip işlenmediğinin tespitinde, örgütün sürekliliği, iş bölümü, gizlilik ve planlılık unsurları araştırılır. Basit bir ortaklık ya da birkaç kişinin bir defalık anlaşması örgüt olarak kabul edilmez.
  • Yargıtay kararlarında sıkça vurgulandığı üzere, örgütlü suçlarda yalnızca fail değil, örgüt yöneticileri de ayrıca sorumludur.

Örnek

  • Üç kişi tarafından satış: Üç arkadaş bir araya gelip uyuşturucu maddeyi satarken yakalanırsa, normal ceza yarı oranında artırılır.
  • Örgüt faaliyeti: Bir suç örgütü, şehirler arası uyuşturucu nakli organize ediyorsa, verilen ceza bir kat artırılır.

TCK m. 188/6 – Reçeteli veya İzne Bağlı Maddeler

TCK m. 188/6, yalnızca eroin, kokain gibi klasik uyuşturucu maddeleri değil; resmî makamların iznine bağlı olarak üretilen veya yalnızca yetkili tabip reçetesiyle satılabilen, uyuşturucu/uyarıcı etki doğuran ilaçları da kapsama alır.
Bu durumda fail, diğer fıkralara göre cezalandırılır ancak hâkim, verilecek cezayı yarısına kadar indirebilir.

Düzenlemenin Amacı

Kanun koyucu, bazı ilaçların:

  • Tedavi edici yönü ile kullanıldığında topluma faydalı,
  • Kötüye kullanıldığında ise bağımlılık ve toplumsal tehlike doğurduğunu kabul etmiştir.
    Bu sebeple, bu ilaçların kötüye kullanımını önlemek amacıyla TCK m. 188 kapsamına almıştır.

Uyuşturucu Etkili İlaçlara Örnekler

a) Opioid İçerikli Ağrı Kesiciler

  • Morfin (Morfin sülfat tabletler – MST Continus vb.)
  • Oksikodon (OxyContin, Targinact)
  • Fentanil (Durogesic bant)
  • Metadon (Metadol, Heptadon)
  • Kodein (Kodein fosfat tablet, bazı öksürük şurupları)
  • Petidin (Dolantin)

b) Amfetamin Türevleri (Uyarıcı Niteliğinde İlaçlar)

  • Metilfenidat (Ritalin, Concerta – dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tedavisinde kullanılır)
  • Amfetamin tuzları (Adderall – Türkiye’de ruhsatlı değildir ancak bazı ülkelerde tıbbi kullanımı vardır)

c) Benzodiazepinler (Sakinleştirici / Uyku İlacı Grubu)

  • Diazepam (Valium)
  • Alprazolam (Xanax)
  • Lorazepam (Ativan)
  • Midazolam (Dormicum)

d) Barbitüratlar

  • Fenobarbital (Luminal)
  • Pentobarbital

e) Diğer İlaçlar

  • Ketamin (anestezik, kötüye kullanımda halüsinojen etkili)
  • GHB (Gamma-hidroksibutirat) – aslında tıbbi kullanımda nadir ama kötüye kullanımda “parti ilacı” olarak bilinir.

Hukuki Nitelik

  • Bu ilaçların reçeteli ve doktor gözetiminde kullanımı suç teşkil etmez.
  • Ancak sahte reçete, yetkisiz satış, toplu bulundurma veya ticaretini yapma hâlinde TCK m. 188 uygulanır.
  • Verilecek ceza, hâkimin takdiriyle yarıya kadar indirilebilir.

Yargıtay Uygulaması

Yargıtay, özellikle:

  • Sahte reçetelerle topluca alınan kodein şuruplarını TCK m. 188 kapsamında değerlendirmekte,
  • Ritalin ve benzeri metilfenidat içerikli ilaçların kötüye kullanımını “uyuşturucu madde ticareti” saymaktadır.
    Ancak kişisel kullanım sınırlarında kalan, tek reçeteli ve tıbbi amaçla kullanılan miktarlar için cezalandırma yoluna gidilmez.

TCK m. 188/7 – Prekürsör Maddeler

TCK m. 188/7, doğrudan uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmayan; ancak uyuşturucu madde üretiminde kullanılan öncül maddeler (prekürsörler) ile ilgilidir. Bu maddeleri:

  • İthal eden,
  • İmal eden,
  • Satan,
  • Satın alan,
  • Sevk eden,
  • Nakleden,
  • Depolayan,
  • İhraç eden kişiler,

sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Prekürsör Maddelerin Önemi

  • Prekürsörler tek başına uyuşturucu değildir; fakat kimyasal işlemden geçirildiklerinde eroin, kokain, amfetamin gibi uyuşturucuların üretiminde kullanılır.
  • Bu nedenle, uluslararası sözleşmelerde (örneğin 1988 tarihli Viyana Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Sözleşme) sıkı denetim altına alınmışlardır.

Prekürsör Maddelere Örnekler

a) Amfetamin ve Sentetik Uyarıcıların Üretiminde Kullanılanlar

  • Efedrin
  • Psödoefedrin
  • Safrol
  • BMK (Benzyl Methyl Ketone / Fenilaseton)
  • Piperonal

b) Kokain Üretiminde Kullanılanlar

  • Potasyum permanganat
  • Aseton
  • Etil eter

c) Eroin Üretiminde Kullanılanlar

  • Asetik anhidrit
  • Asetil klorür

d) Genel Çözücüler ve Kimyasal Katkılar

  • Toluen
  • Metanol
  • Hidroklorik asit (HCl)
  • Sülfürik asit
  • Amonyak

(Bu maddelerin bir kısmı sanayide ve laboratuvarlarda yasal olarak da kullanılır; ancak uyuşturucu üretiminde kullanılabilecekleri için sıkı denetime tabidirler.)

Hukuki Nitelik

  • Bu suç da soyut tehlike suçu niteliğindedir. Yani failin maddeyi gerçekten uyuşturucu üretiminde kullanması gerekmez; bu maddelerin izinsiz imal veya ticareti başlı başına suçtur.
  • Failin kastı, maddenin uyuşturucu üretiminde kullanılabileceğini bilmesi ile oluşur.

Yargıtay Uygulaması

Yargıtay kararlarında, failin bulundurduğu veya naklettiği kimyasal maddenin gerçekten “prekürsör” niteliğinde olup olmadığının uzman raporlarıyla tespit edilmesi zorunlu görülmektedir. Örneğin:

  • Sanayide kullanılan sıradan bir kimyasalın, uyuşturucu üretiminde de kullanılma ihtimali varsa, failin kastı araştırılır.
  • Şayet sanayi amaçlı bulundurulduğu ispatlanırsa, suç oluşmaz.

Örnek

Bir kimya şirketi sahibi, ruhsatsız şekilde asetikanhidrit ithal edip depoluyorsa, bu maddenin eroin yapımında kullanıldığı bilindiğinden TCK m. 188/7 kapsamında en az 8 yıl hapis ve ağır para cezası ile cezalandırılır.

TCK m. 188/8 – Sağlık Mesleği Mensupları Tarafından İşlenme

TCK m. 188/8, uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarının sağlık mesleği mensupları veya kimya/eczacılık alanında çalışanlar tarafından işlenmesi hâlinde cezanın artırılmasını öngörür.

Buna göre, suçun şu kişiler tarafından işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır:

  • Tabip (doktor)
  • Diş tabibi
  • Eczacı
  • Kimyager
  • Veteriner
  • Sağlık memuru
  • Laborant
  • Ebe
  • Hemşire
  • Diş teknisyeni
  • Hastabakıcı
  • Sağlık hizmeti veren diğer kişiler
  • Kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal edenler

Düzenlemenin Amacı

  • Sağlık çalışanları ve eczacılık/kimya sektörü mensupları, meslekleri gereği uyuşturucu ve uyarıcı maddelere erişim imkânına sahiptir.
  • Bu kişilerin bilgilerini ve yetkilerini kötüye kullanarak suça katılmaları, suçun yayılma riskini artırır.
  • Ayrıca topluma örnek olması gereken meslek gruplarının suçu işlemesi, güven ihlali doğurur.
    Bu nedenle kanun koyucu, bu kişiler için ağırlaştırıcı sebep öngörmüştür.

Hukuki Nitelik

  • Bu fıkra, nitelikli hal niteliğindedir.
  • Failin sıfatı (örneğin doktor olması), suçu daha ağır cezayı gerektiren hâle dönüştürür.
  • Failin meslek sıfatı olmasa bile aynı fiil cezalandırılır; ancak sıfat varsa ceza yarı oranında artırılır.

Uygulamada Görülen Haller

  • Doktorun sahte reçete düzenlemesi: Opioid içerikli ilaçların (örneğin morfin, oksikodon, fentanil) sahte veya usulsüz reçetelerle yazılması.
  • Eczacının kaçak ilaç satışı: Reçetesiz şekilde, bağımlılara ilaç verilmesi.
  • Kimyagerin yasa dışı üretime katılması: Laboratuvarda sentetik uyuşturucu imalatında görev almak.
  • Veterinerin ilaç kötüye kullanımı: Hayvan tedavisinde kullanılan bazı maddelerin (örneğin ketamin) yasa dışı şekilde elden çıkarılması.

Yargıtay Uygulaması

Yargıtay, sağlık mesleği mensuplarının sahte reçete düzenleyerek ilaç temin etmeleri hâlinde bu fıkranın uygulanması gerektiğini birçok kararında vurgulamaktadır. Ayrıca failin meslek sıfatının gerçekten var olup olmadığının resmî belgelerle ispatlanması zorunlu görülmektedir.

Örnek

Bir eczacı, reçetesiz olarak kodein içeren öksürük şurubunu toplu şekilde bağımlılara satarsa, TCK m. 188/6 kapsamında suç oluşur; ayrıca eczacı sıfatı nedeniyle cezası yarı oranında artırılır.

Hukuki Nitelik

TCK m. 188, soyut tehlike suçu niteliğindedir. Kanun koyucu, toplumun sağlığını tehdit eden uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imal, ithal, ihraç ve ticaretine ilişkin eylemleri doğrudan cezalandırarak fiilin gerçekleşmesini suçun oluşumu için yeterli görmektedir. Herhangi bir zararın fiilen doğması aranmaz.

Maddenin sistematiği, uyuşturucu suçlarının sadece bireysel bağımlılık veya kullanım açısından değil, toplumsal düzen açısından da ağır tehlikeler doğurabileceği kabulüne dayanmaktadır. Bu sebeple, cezaların alt sınırları yüksek tutulmuştur. Ayrıca örgütlü suç ve nitelikli haller için artırımlı hükümler öngörülerek caydırıcılık güçlendirilmiştir.

Unsurlar

Maddi Unsur

  • Fail: Herkes olabilir. Ancak 8. fıkrada sağlık mesleği mensupları bakımından nitelikli hal düzenlenmiştir.
  • Mağdur: Toplumun tamamıdır. Kamu sağlığı ve güvenliği korunmaktadır.
  • Fiil: İmal, ithal, ihraç, satma, satışa arz etme, sevk etme, nakletme, depolama, bulundurma gibi seçimlik hareketlerle işlenebilir.
  • Konu: Uyuşturucu veya uyarıcı maddeler, bunların türevleri ve imalatında kullanılan prekürsör maddelerdir.

Manevi Unsur

Suç kasten işlenebilir. Failin uyuşturucu niteliğini bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir. Taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Özellikler

  • Seçimlik hareketli suç: Kanunda sayılan fiillerden herhangi birinin yapılmasıyla suç oluşur.
  • Tehlike suçu: Fiilin icrası kamu sağlığını tehlikeye soktuğundan netice aranmaz.
  • Örgütlü suç bağlantısı: Maddenin 5. fıkrasında, suçun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir.
  • Nitelikli halleri: Suçun okul, yurt, hastane gibi toplu yaşam alanlarına yakın işlenmesi veya belirli uyuşturucu türleri bakımından cezalar yarı oranında artırılır.

Tarafların Hak ve Borçları

  • Sanık açısından: Adil yargılanma hakkı, isnadın öğrenilmesi, delil sunma ve sorgulanma hakları saklıdır.
  • Mağdur açısından: Toplumun korunması hedeflenir. Doğrudan bireysel bir hak sahibinden ziyade kamu düzeni gözetilmektedir.
  • Avukatların rolü: Bu tür davalarda kanun gereği avukat ile savunulma zorunluluğu vardır.

Müdafi (Avukat) ile Savunma Zorunluluğu

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (“CMK”) m. 150/3’e göre:

  • Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, şüpheli veya sanığa bir müdafi (avukat) görevlendirilmesi zorunludur.
  • Bu durumda kişinin avukatı yok ise baro tarafından resen bir müdafi atanır.

Sona Erme / İstisnalar

  • Etkin pişmanlık: TCK m. 192’de düzenlenmiş olup, failin gönüllü olarak suçun ortaya çıkmasını sağlaması halinde cezada indirim yapılabilmektedir.
  • Mahsup: Yurt dışında aynı fiilden ötürü verilen cezanın infaz edilen kısmı Türkiye’deki cezadan mahsup edilir (TCK m. 188/2).
  • Reçeteli maddeler: Tabip reçetesiyle verilmesi mümkün olan maddelerde ceza yarıya kadar indirilebilir (TCK m. 188/6).

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/533 E., 2019/1029 K.

“İçtihat Metni”

İİtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER
Sanıklar …, …, Savcan Ünüvar ve … hakkında Konya 1. ACM’nin 08/12/2016 tarih ve 2016/394 E., 2016/548 K. sayılı kararı ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan yargılama sonucunda; … ve … hakkında TCK‘nın 188/3, 188/4-a, 188/5, 62, 52/2, 53 maddeleri gereğince ayrı ayrı 18 yıl 9 ay hapis ve 160 TL adli para cezasına, … ve … hakkında TCK‘nın 188/3, 188/4-a, 188/5, 31/3, 62, 52/2. maddeleri gereğince ayrı ayrı 12 yıl 6 ay hapis ve 100 TL adli para cezasına karar verildiği; kararın süresi içinde istinaf yoluna başvurulduğu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. CD’nin 29/05/2017 tarih ve 2017/776 E., 2017/765 K. sayılı kararı ile … ve … hakkında istinaf başvurularının esastan reddine, … ve … hakkında davanın yeniden görülmesine karar verdiği; yargılama sonucu 12/07/2017 tarihli karar ile …’ın CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine, …’ın ise TCK‘nın 188/3, 188/4-a, 188/5, 31/3, 62, 52/2. maddeleri gereğince 10 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği;
Kararın süresinde temyizi üzerine, Yargıtay 10. CD’nin 23/10/2018 tarih ve 2018/1929 E., 2018/7284 K. sayılı ilamı ile sanık … hakkında, temyiz dilekçesinde temyiz nedenlerinin belirtilmemesi nedeniyle CMK’nın 298. maddesi gereğince temyiz talebinin reddine, sanık … hakkında hükmün onanmasına, sanık … hakkında da sanığın eyleminin suç delillerini gizlemeye teşebbüs suçunu oluşturduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verildiği;
Bozma kararına uyan Ankara BAM 3. CD’nin sanık … hakkında suç delillerini gizlemeye teşebbüs suçundan mahkûmiyet kararı verdiği ve bu kararın kesinleştiği görülmüştür.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yazısında;
”Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraat kararı verilip bu kararın kesinleşmesi, sanık … hakkında da suç delillerini gizlemeye teşebbüs etme suçundan karar verilip bu kararın kesinleşmesi nedeniyle sanıklar … ve… hakkında TCK‘nın 188/5 maddesinde öngörülen “üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenme” unsuru kalktığından sanıklar hakkında TCK‘nın 188/5 maddesinin uygulanma olanağı kalmadığından, sanık … hakkında verilen onama kararının TCK‘nın 188/5 maddesinin uygulanması nedeniyle kaldırılarak bozulması ve verilen bozma kararının hakkında TCK‘nın 188/5 maddesi uygulanan sanık …’a sirayet etmesine karar verilmesi gerekmektedir” denilerek, Dairemizin sanıklar hakkındaki ONAMA kararının kaldırılarak, söz konusu kararının bozulması istenmiştir.
C) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Dairemizce sanık … hakkındaki hükmün onanmasına, sanık … hakkındaki hükmün temyizin reddine karar verilmesinden sonra, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca UYAP üzerinde yapılan inceleme sonucu, sanık … hakkında suç delillerini gizlemeye teşebbüs etme suçundan karar verilip bu kararın kesinleşmesi nedeniyle sanıklar Medet ve Rabia hakkında TCK‘nın 188/5 maddesinde öngörülen “üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenme” unsuru kalktığından TCK‘nın 188/5 maddesinin uygulanma olanağı kalmamıştır.
Sonuç olarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Dairemizin 23.10.2018 tarihli, 2018/1929 esas ve 2018/7284 karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık … hakkındaki hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenlerin dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK‘nın 188/5. maddesinin uygulanması için müşterek faillerin “aynı yönde” hareket etmeleri ve bir olay üzerinde aynı amaç doğrultusunda 3 sanığın da iradelerinin birleşmesi gerektiği, somut olayda ise, sanık … hakkında da suç delillerini gizlemeye teşebbüs etme suçundan karar verilip bu kararın kesinleşmesi nedeniyle sanıklar Medet ve … hakkında TCK‘nın 188/5 maddesinde öngörülen “üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenme” unsuru kalktığından,TCK‘nın 188/5 maddesinin uygulanma olanağı kalmadığından, sanık … hakkında hükmolunan cezanın TCK‘nın 188/5. maddesi uyarınca artırılması suretiyle, fazla ceza tayin edilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bu bozmanın temyiz talebi reddedilen diğer sanık …’e CMK’nın 306. maddesi gereğince SİRAYETİNE, 19/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Olayın Özeti

Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan TCK m. 188/3, 188/4-a ve 188/5 kapsamında cezalar vermiştir. İlk derece kararları istinaf edilmiş, Ankara BAM 3. Ceza Dairesi bazı sanıklar hakkında beraat veya cezalandırma kararı vermiştir.
Yargıtay 10. CD daha sonra bir sanığın eyleminin “suç delillerini gizlemeye teşebbüs” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek bozma kararı vermiştir. Bu bozma sonrası BAM, ilgili sanık hakkında mahkûmiyet kararı vermiş ve bu hüküm kesinleşmiştir.

Bu süreç sonunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, TCK m. 188/5’te öngörülen “üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenme” şartının ortadan kalktığını, dolayısıyla sanıklara verilen cezaların fazla olduğunu ileri sürerek itiraz etmiştir.

Hukuki Sorun

Uyuşmazlık, TCK m. 188/5’in uygulanabilmesi için gerekli olan “üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenme” koşulunun, sanıklardan birinin beraati ve diğerinin farklı bir suçtan mahkûmiyeti sonrası geçerliliğini koruyup korumadığı noktasında toplanmaktadır.

Yargıtay’ın Gerekçesi

Yargıtay 10. Ceza Dairesi, itirazı kabul ederek şu gerekçelere dayanmıştır:

  • TCK m. 188/5’in uygulanabilmesi için en az üç failin aynı yönde, aynı amaç doğrultusunda iradelerinin birleşmesi gerekir.
  • Somut olayda bir sanık beraat etmiş, diğer sanık ise suç delillerini gizlemeye teşebbüs suçundan mahkûm olmuştur.
  • Bu durumda sanıklar bakımından “üç veya daha fazla kişiyle işlenme” şartı ortadan kalkmıştır.
  • Dolayısıyla, geriye kalan sanıklar hakkında TCK m. 188/5 uygulanamaz.

Bu nedenle sanıklar hakkında TCK m. 188/5 uyarınca fazla ceza tayin edilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay, hükmü bozmuş ve bu bozmanın CMK m. 306 gereğince diğer sanığa da sirayet etmesine karar vermiştir.

Kararın Önemi

Bu karar, uyuşturucu madde ticareti suçunda cezayı ağırlaştıran nitelikli halin (TCK m. 188/5) uygulanabilmesi için fiilen üç veya daha fazla sanığın aynı suçun faili olması gerektiğini net biçimde ortaya koymaktadır.

  • Yalnızca sanık sayısının çokluğu değil, bu kişilerin aynı suç fiilinde birlikte hareket etmeleri önemlidir.
  • Bir sanığın beraati veya farklı bir suçtan mahkûm olması, diğer sanıkların cezasında TCK m. 188/5’in uygulanmasını engelleyebilir.
  • Uygulamada, sanık sayısına dayalı ağırlaştırıcı nedenlerin titizlikle incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Kararın Değerlendirmesi

Yargıtay 10. CD’nin bu içtihadı, TCK m. 188 uygulamalarında adaletli ceza tayini açısından önem taşır. Zira “birlikte işlenme” unsurunun şekli değil, maddi ve iradi birliktelik olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bu bağlamda karar, uygulamada:

  • Sanık lehine yorum ilkesinin,
  • Ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesinin,
  • Ve ağırlaştırıcı nedenlerin dar yorumlanması gerektiği ilkesinin somut yansımasıdır.

Sonuç olarak, karar TCK m. 188’in uygulanma alanını daraltarak, ağırlaştırıcı nedenlerin keyfi genişletilmesini engelleyen önemli bir içtihat niteliği taşımaktadır.

Sonuç ve Değerlendirme

TCK m. 188, uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarıyla mücadelenin temel ceza normudur. Madde, toplum sağlığını ve genç nesilleri koruma amacıyla yüksek cezalar öngörmektedir. Özellikle nitelikli hallerde ve örgütlü suç bağlamında ağırlaştırıcı hükümler getirilerek, uyuşturucu suçlarının organize yapılarla bağlantısının önlenmesi hedeflenmiştir.

Yargıtay kararları incelendiğinde, maddenin uygulamasında seçimlik hareketlerin geniş yorumlandığı, failin fiili üzerinde herhangi bir aşamada rol almasının suçun oluşumu için yeterli kabul edildiği görülmektedir. Bununla birlikte, orantılılık ilkesi ve delil değerlendirmesi bağlamında savunma haklarının korunması önem arz eder. Bu noktada avukatların gerek soruşturma gerek kovuşturma aşamasında hukuki yardım sunmaları, adil yargılanma güvencesi bakımından hayati rol oynamaktadır.

author avatar
Kübra YILDIZ ÇOLAK