Türk Ceza KanunuTCK 26. Madde: Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası

23 Eylül 2025

TCK 26. Madde: Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası

(1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.

(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.

Ceza hukukunun temel işlevi, toplum düzenini korumak ve bireylerin haklarını güvence altına almaktır. Ancak bazı durumlarda, ilk bakışta suç gibi görünen fiiller aslında hukuka uygunluk nedeni sayılır. Türk Ceza Kanunu’nun 26. maddesi, bu kapsamda iki önemli düzenleme getirir: hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası.

Bu madde, bireylerin sahip oldukları hakları özgürce kullanabilmelerini ve bazı fiillerin, ilgilinin açık rızasıyla ceza sorumluluğu doğurmamasını garanti altına alır.


TCK 26/1 – Hakkın Kullanılması

Maddenin birinci fıkrası, “Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.” hükmünü içerir. Kişinin kanun tarafından tanınan bir hakkı kullanması durumunda, bu fiil suç teşkil etse dahi cezalandırılması mümkün değildir. Bu düzenleme, hukuk düzenince korunan hakların kullanılmasının cezai sorumluluk doğurmayacağını güvence altına alır. Bir hakkın kullanılması, ceza hukukunda hukuka uygunluk sebeplerinden biridir ve failin fiilinde hukuka aykırılık unsurunu ortadan kaldırır. Böylece kişi, yetkili olduğu sınırlar içinde hareket ettiği sürece ceza tehdidi altında bulunmaz. Bu madde, bireylerin haklarını özgürce kullanabilmelerini sağlayarak hukuki güvenliği ve adalet dengesini korur.

  • Kişi, hukuk düzeni tarafından kendisine tanınan bir hakkı kullanıyorsa, bu kullanım sırasında işlenen fiil suç oluşturmaz.
  • Hukuka uygun davranışın temel kaynağı bizzat kanunun kendisidir.

Örnekler

  • Bir hekimin, hastasını tedavi etmek amacıyla ameliyat yapması. Normalde bedene dokunmak “yaralama” gibi görünebilir; ancak hekim tıbbi müdahale hakkını kullandığı için suç değildir.
  • Sporda rakibin kurallar çerçevesinde sert müdahalede bulunması. Normalde darp gibi algılanabilecek bu fiil, spor yapma hakkının kullanılmasıdır.
  • İcra memurunun, mahkeme kararına dayanarak borçlunun malına el koyması.

Bu hallerde hakkın kullanılması hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilir.


TCK 26/2 – Mağdurun Rızası

Maddenin ikinci fıkrası, ilgilinin rızasını düzenler. Kişinin, üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olarak verdiği rıza kapsamında işlenen fiiller cezai sorumluluk doğurmaz. Bu hüküm, bireyin kendi hak ve özgürlükleri üzerinde irade açıklamasına hukuk düzeni tarafından değer verilmesini sağlar. Ancak rızanın geçerli olabilmesi için özgür iradeyle verilmiş olması, hukuken tasarruf edilebilecek bir hakka ilişkin bulunması ve fiilin rıza sınırlarını aşmaması gerekir. Böylece ceza hukuku, bireyin kendi hakkını koruma veya kullanma yönündeki tercihine saygı gösterir ve hukuka aykırılığı ortadan kaldırır.

Şartları

  1. Kişinin rızası açık olmalı → Zımni veya varsayılan rıza yeterli değildir.
  2. Rıza, hukuken tasarruf edilebilir bir hakka ilişkin olmalı → Kişinin mutlak surette tasarruf edemeyeceği konularda rıza geçerli değildir.
  3. Rıza fiil öncesinde veya en geç fiil anında açıklanmalı.

Örnekler

  • Bir kişinin saçını kestirmesi için kuaföre izin vermesi. Normalde vücut dokunulmazlığına müdahaledir; ancak rıza olduğundan suç değildir.
  • Spor müsabakalarında oyuncuların kurallar çerçevesinde müdahalelere rıza göstermesi. Bir boks maçında atılan yumruk veya tekvando karşılaşmasında kurallar içinde atılan tekme, rıza kapsamında değerlendirilir ve cezai sorumluluk doğurmaz.
  • Tıbbi bir ameliyat için hastanın bilgilendirilmiş onay vermesi.

Geçerli Olmayan Rıza Örnekleri

  • Bir kişinin “öldürülmeyi” kabul etmesi. Yaşam hakkı mutlak bir haktır; rıza bu hakkı ortadan kaldırmaz.
  • Spor kurallarını aşan, kural dışı ve ağır zarar doğuran müdahaleler
  • Ağır bedensel zarar verilmesine yönelik rıza. Hukuk düzeni buna izin vermez.

Hakkın Kullanılması ile İlgilinin Rızası Arasındaki Fark

  • Hakkın Kullanılması: Kaynağını kanundan alır. Fail, kanunun verdiği yetkiyi kullanır.
  • İlgilinin Rızası: Kaynağını kişinin kendi iradesinden alır. Kişi, kendi hakkı üzerinde tasarrufta bulunarak izin verir.

Her ikisinde de ortak nokta, fiilin hukuka uygun hale gelmesi ve failin ceza sorumluluğunun ortadan kalkmasıdır.


Uygulamada Önemi

  • Tıbbi müdahaleler: Hekimlerin ceza sorumluluğu doğmaması için hastanın rızası aranır.
  • Spor faaliyetleri: Yaralanma riski bulunan spor dallarında, oyuncuların rızaları hukuka uygunluk sebebidir.
  • Borçlar ve icra işlemleri: Borçlu aleyhine yapılan işlemler, kanunun verdiği yetkiye dayanır.

Bu örnekler, TCK 26’nın günlük yaşamda ne kadar geniş bir uygulama alanına sahip olduğunu gösterir.


Sonuç

TCK 26. Madde, hukuka uygunluk nedenleri arasında yer alan önemli bir düzenlemedir.

  • Hakkın kullanılması halinde, kişi ceza sorumluluğundan muaf tutulur.
  • İlgilinin rızası varsa, kişinin tasarruf edebileceği haklar üzerindeki müdahaleler suç oluşturmaz.
  • Ancak yaşam hakkı gibi mutlak haklar bakımından rıza geçerli değildir.

Bu madde, bireylerin özgürlük alanlarını korurken aynı zamanda ceza hukukunun sınırlarını da netleştiren bir güvence niteliği taşır.

TCK 26. Madde Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası
TCK 26 Madde Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası
author avatar
Kübra YILDIZ ÇOLAK