Türk Ceza KanunuTürk Ceza Kanunu m. 53: Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

13 Eylül 2025

Türk Ceza Kanunu Madde 53

(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden (…),

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,

yoksun bırakılır.

(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.

(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.

Giriş

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiş ve önceki 765 sayılı Kanun’a kıyasla köklü değişiklikler getirmiştir. Bu değişikliklerden en dikkat çekici olanlardan biri de m. 53’te düzenlenen “belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” müessesesidir.

Kanun koyucu, kasten işlenen suçlardan dolayı verilen hapis cezasının, yalnızca özgürlüğü bağlayıcı yaptırımla sınırlı kalmamasını, bunun yanında kamu hayatı, siyasal haklar, aile ilişkileri ve meslek icrası üzerinde de etkiler doğurmasını öngörmüştür. Bu yönüyle m. 53, cezanın toplumsal fonksiyonunu güçlendiren bir düzenleme niteliğindedir.

Makale boyunca maddenin hukuki niteliği, unsurları, özellikleri, tarafların hak ve borçları, sona erme şartları ve istisnaları ele alınacak; ardından Yargıtay uygulamasına değinilecek ve genel bir sonuç çıkarılacaktır.,

TCK m. 53/1 – Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

53/1-a Kamu Görevinden Yoksunluk


Kişi, hapis cezasına mahkûm olduğunda herhangi bir kamu görevine atanamaz veya seçilemez. Bu kapsam, yalnızca memuriyet değil, belediye başkanlığı, milletvekilliği gibi siyasal görevleri de içerir. Amaç, kamu görevlerinin güvenilir kişilerce yürütülmesini sağlamaktır.

53/1-b Seçme ve Seçilme Hakkından Yoksunluk

Mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak kişi, oy kullanma ve aday olma hakkını kaybeder. Bu durum, demokratik toplum düzeni bakımından önem taşır ve seçimlerin güvenilirliğini sağlamayı hedefler. Ancak anayasal haklarla çatıştığı gerekçesiyle doktrinde sıkça eleştirilmektedir.

53/1-c Velayet, Vesayet ve Kayyımlıktan Yoksunluk

Hükümlü, kendi çocukları üzerindeki velayet hakkını kullanamaz; ayrıca vesayet veya kayyımlık görevini üstlenemez. Bu düzenleme, çocukların ve kısıtlıların korunması amacıyla getirilmiştir. Özellikle aile ilişkilerini doğrudan etkileyen ciddi bir hak yoksunluğu doğurur.

53/1-d Tüzel Kişiliklerde Yönetim ve Denetim Görevlerinden Yoksunluk

Kişi, vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti gibi tüzel kişiliklerde yönetici veya denetçi olamaz. Bu yasak, toplumsal ve ekonomik hayat üzerinde etkili olup, suç geçmişi bulunan kişilerin kurumsal yapılarda söz sahibi olmasını engellemeyi amaçlar.

53/1-e Belirli Meslek veya Sanatın İcrasından Yoksunluk

Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi meslekler –örneğin avukatlık, doktorluk, mühendislik– hükümlü tarafından icra edilemez. Amaç, kamu güvenliğini ve meslek etiğini korumaktır. Bu düzenleme özellikle serbest meslek erbapları ve tacirler için büyük önem taşır.

TCK m. 53/2 – Hak Yoksunluklarının Süresi

Hak yoksunlukları, hapis cezasının infazı süresince geçerlidir. Yani kişi cezasını çektiği müddetçe kamu görevine atanamaz, seçme-seçilme hakkını kullanamaz, velayet ve vesayet görevinde bulunamaz, dernek ya da şirket yöneticiliği yapamaz ve izinli meslekleri icra edemez.

Cezanın tamamen infaz edilmesiyle birlikte bu yasaklar kendiliğinden sona erer; ayrıca bir mahkeme kararına gerek yoktur. Bu durum, hükümlünün infaz sonrası topluma yeniden kazandırılmasını amaçlayan önemli bir ilkedir.

TCK m. 53/3 – Erteleme, Denetimli Serbestlik ve Koşullu Salıverme Hallerinde İstisnalar

Hapis cezası ertelenen, denetimli serbestlik kapsamında infaz edilen veya koşullu salıverilen kişiler açısından velayet, vesayet ve kayyımlık haklarına getirilen sınırlamalar uygulanmaz. Ayrıca hâkim, bu durumda olan hükümlüler bakımından meslek veya sanat icrasına ilişkin yasakları da kaldırabilir. Bu düzenleme, cezadan beklenen topluma kazandırma amacını destekler ve hükümlünün sosyal hayata daha hızlı uyum sağlamasına yardımcı olur.

TCK m. 53/4 – Kısa Süreli Hapis ve Çocuklar İçin İstisna

Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olan kişiler ile suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış failler hakkında hak yoksunlukları uygulanmaz. Bu düzenleme, özellikle çocukların geleceğinin korunması ve rehabilitasyonun öncelenmesi amacını taşır. Ayrıca, fiilen ceza infaz kurumunda bulunmayan kısa süreli hükümlülerin temel haklarının sınırlandırılmasının gereksiz olduğu kabul edilmiştir. Böylece orantılılık ve çocuğun üstün yararı ilkeleri gözetilmiştir.

TCK m. 53/5 – Hak ve Yetkilerin Kötüye Kullanılması Halinde Yasak

Bir kimse, belli bir hak veya yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle suç işlerse, hapis cezasının infazından sonra da bu hak veya yetkiyi kullanması ek süreyle yasaklanabilir. Bu yasak, hükmolunan cezanın yarısı kadarından bir katına kadar belirlenir. Eğer kişi yalnızca adli para cezasına mahkûm edilmişse, yasaklama süresi verilen gün sayısının yarısı ile bir katı arasında uygulanır.

Bu düzenleme, suçun doğrudan belirli bir yetkinin kötüye kullanılmasına dayanması halinde, ceza sonrası dönemde de toplumun korunmasını amaçlar. Örneğin, şirket yöneticiliği görevini kötüye kullanarak suç işleyen bir kişinin, cezadan sonra da bir süre şirket yöneticisi olması engellenebilir.

TCK m. 53/6 – Taksirli Suçlarda Meslek veya Sürücü Belgesine İlişkin Yasak

Taksirle işlenen suçlarda, eğer suçun işlenmesinde belirli bir meslek veya sanatın gereklerini yerine getirmede dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık söz konusuysa, hâkim ek bir yaptırım uygulayabilir. Bu kapsamda, hükümlünün o meslek veya sanatı icrası 3 aydan az, 3 yıldan fazla olmamak üzere yasaklanabilir.

Aynı şekilde trafik düzenine aykırılıktan doğan taksirli suçlarda da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Bu yasak, hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

Amaç, kişiyi cezalandırmaktan öte, benzer ihlallerin önlenmesini sağlamaktır. Özellikle trafik suçları ve mesleki ihmaller bakımından toplum güvenliğinin korunması yönünden büyük önem taşır.

Hukuki Nitelik

TCK m. 53’teki hak yoksunlukları, mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak kabul edilmektedir. Yani hâkim ayrıca hüküm kurmasa bile, kasten işlenen bir suç nedeniyle verilen hapis cezası ile birlikte bu yasaklar kendiliğinden doğar.

Ancak madde tamamen otomatik bir sonuç yaratmaz. Özellikle 53/3 ve 53/6 hükümleri, hâkime belli ölçüde takdir yetkisi tanır. Örneğin ertelenen hapis cezasında, meslek icrasına yönelik hak yoksunluğunun uygulanıp uygulanmamasına hâkim karar verebilir. Dolayısıyla maddenin hukuki niteliği, hem otomatik sonuç hem de kısmen hâkim takdirine dayalı bir karma yapı göstermektedir.

Unsurlar

Hak yoksunluğunun doğması için üç temel unsur aranmaktadır:

  1. Kasten işlenmiş bir suçun varlığı
    TCK m. 53 yalnızca kasten işlenen suçlar için geçerlidir. Taksirli suçlarda uygulanmaz; ancak maddenin altıncı fıkrası, sürücü belgesi geri alma veya meslek yasağı gibi özel haller düzenlemiştir.

  2. Hapis cezasına mahkûmiyet
    Hak yoksunluğu yalnızca hapis cezası sonucunda doğar. Adli para cezası verildiğinde bu sonuç uygulanmaz.

  3. Hükmün kesinleşmesi
    Yasaklılık, hüküm kesinleştikten sonra doğar ve infaz süresince devam eder.

Özellikler

Otomatik Sonuç

Maddenin en önemli özelliği, hak yoksunluğunun mahkûmiyetin tabii sonucu olmasıdır. Bu durum, cezanın sadece bireye değil, toplumun güvenlik ve düzenine de etki etmesini sağlar.

Kapsamlılık

Kamu görevine atanamama, seçme ve seçilme hakkının kaybı, velayet ve vesayet yetkisinin sınırlanması, şirket veya derneklerde yöneticilik yasağı, belirli meslekleri icra edememe gibi geniş kapsamlı sonuçlar doğurur.

Geçicilik ve Süreklilik

Hak yoksunlukları, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam eder. Bu nedenle geçici nitelikte bir yaptırım sayılabilir. Ancak özellikle kamu görevinden men gibi bazı sonuçlar, kişinin toplumsal konumu üzerinde kalıcı etkiler yaratabilir.

İstisnalara Açıklık

Maddenin çeşitli fıkralarında erteleme, denetimli serbestlik veya koşullu salıverme hallerinde hak yoksunluklarının uygulanmaması mümkündür. Böylece ceza adalet sistemi içerisinde esnek bir denge sağlanmıştır.

Tarafların Hak ve Borçları

Hükümlü Açısından

Hak yoksunluğu, hükümlünün hem özel hem de kamusal hayatını doğrudan etkiler. Kişi kamu görevine atanamaz, seçme ve seçilme hakkını kaybeder, şirket ya da derneklerde yönetici olamaz. Ayrıca bazı meslekleri icra edememesi, ekonomik faaliyetlerini de kısıtlar.

Devlet Açısından

Devletin amacı, toplumsal güvenliği korumaktır. Özellikle kamu görevine güvenilir kişilerin getirilmesi ve siyasi hayatın suçla lekelenmemesi bakımından bu hüküm bir güvenlik mekanizması işlevi görür.

Üçüncü Kişiler Açısından

Velayet ve vesayet haklarının sınırlandırılması, doğrudan altsoy ve aile ilişkilerini etkiler. Örneğin, hükümlünün velayet hakkının kaybolması halinde çocukların korunması için farklı hukuki düzenlemeler devreye girer.

Sona Erme / İstisnalar

Sona Erme

Hak yoksunluğu, hapis cezasının infazı tamamlandığında kendiliğinden sona erer. Bu noktada ayrıca bir mahkeme kararına gerek yoktur; kişi hukuken tüm haklarına kavuşur.

İstisnalar

  • Kısa süreli hapis cezası ertelenmişse, hak yoksunluğu uygulanmaz.

  • 18 yaşını doldurmamış failler için madde hükmü geçerli değildir.

  • Erteleme ve denetimli serbestlik hallerinde, hâkim meslek yasağını uygulamama yönünde karar verebilir.

  • Taksirli suçlar bakımından, yalnızca 53/6’da özel olarak öngörülen sürücü belgesi geri alma veya meslek yasağı gündeme gelir.

Sonuç ve Değerlendirme

TCK m. 53, ceza hukukunda cezanın yalnızca bireysel değil, toplumsal etkilerini de düzenleyen önemli bir hükümdür. Suç işlemiş kişilerin kamu görevlerinde veya belirli mesleklerde bulunmalarını engelleyerek, toplumun güvenini korumayı amaçlar.

Bununla birlikte, maddenin otomatik hak yoksunluğu doğurması, özellikle anayasal haklar bağlamında eleştirilere yol açmaktadır. Seçme ve seçilme hakkı ile meslek özgürlüğünün bu kadar kolay sınırlandırılması, bazı durumlarda ölçülülük ilkesine aykırı görülebilir.

Avukatların da sıklıkla dikkat çektiği üzere, bu hüküm kimi zaman bireylerin topluma yeniden kazandırılmasını engelleyici sonuçlar doğurabilmektedir. Dolayısıyla, maddenin amacı kamu düzenini korumak olsa da, orantısız hak kayıplarını önlemek için yeniden gözden geçirilmesi gerektiği açıktır.

Sonuç itibarıyla, TCK m. 53’ün toplumsal güvenliği koruma yönü güçlü olmakla birlikte, bireysel hak ve özgürlüklerle dengeli bir şekilde uygulanması hukuk devleti ilkesinin gereğidir.

 

author avatar
Kübra YILDIZ ÇOLAK