TMK 2. Madde
B. Hukukî ilişkilerin kapsamı I. Dürüst davranma
Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
Giriş
Türk Medeni Hukuku’nun temelini teşkil eden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun TMK 2. maddesi, “Dürüst Davranma” ilkesini düzenleyerek, hakların kullanılmasında ve borçların yerine getirilmesinde uyulması gereken temel bir ahlaki ve hukuki standardı belirler. Bu madde, hukukun sadece yazılı kurallardan ibaret olmadığını, aynı zamanda toplumsal yaşamın gerektirdiği iyi niyet ve güven esaslarına dayandığını vurgular. Maddenin ikinci fıkrası ise “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” hükmüyle, dürüstlük kuralının bir uzantısı olarak hakkın kötüye kullanılması yasağını getirir.
Bu madde, hukukun sadece şekli kurallardan ibaret olmadığını, aynı zamanda maddi adaleti ve toplumsal ahlakı da gözeten bir yapıya sahip olduğunu gösterir. Dürüstlük kuralı, hakimin takdir yetkisini kullanmasında da önemli bir rehberdir ve hukuki ilişkilerde tarafların birbirlerine karşı güvene dayalı hareket etmelerini sağlar. Yargıtay kararları da bu maddenin uygulanışına dair önemli örnekler sunmaktadır.
TMK 2. MADDESİ BAĞLAMINDA DÜRÜSTLÜK KURALI VE HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI YASAĞI
Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesi, medeni hukukun en temel ve evrensel ilkelerinden biri olan “dürüstlük kuralını” düzenler. Bu kural, hukuki ilişkilerde tarafların birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen, yazılı hukuk kurallarının yorumlanmasında ve uygulanmasında hakime yol gösteren, aynı zamanda hakkın kötüye kullanılmasını engelleyen üstün bir ilkedir. Bu makalede, TMK m. 2’nin unsurları, dürüstlük kuralının kapsamı, hakkın kötüye kullanılması yasağı ve bu ilkenin hukuki sistemimizdeki yeri doktrin ve Yargıtay içtihatları ışığında incelenecektir.
Dürüstlük Kuralının Kapsamı ve Niteliği
TMK m. 2/1, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” hükmünü içerir. Bu kural, objektif iyi niyet olarak da adlandırılır ve bir kişinin belirli bir durumda, toplumun genel ahlak anlayışına, örf ve adetlere, karşılıklı güvene ve hakkaniyete uygun olarak nasıl davranması gerektiğini ifade eder.
- Objektif Nitelik: Dürüstlük kuralı, sübjektif iyi niyetten (TMK m. 3) farklı olarak, kişinin iç dünyasındaki inancını değil, dışa yansıyan davranışlarını ve bu davranışların toplumdaki karşılığını esas alır. Yani, bir kişinin “iyi niyetli olduğunu düşünmesi” değil, davranışlarının objektif olarak iyi niyetli kabul edilip edilmediği önemlidir.
- Kapsayıcılık: Dürüstlük kuralı, sadece hakların kullanılmasında değil, borçların yerine getirilmesinde de geçerlidir. Sözleşmelerin kurulmasından ifasına, hatta sona ermesine kadar tüm hukuki süreçlerde tarafların dürüst davranma yükümlülüğü bulunur.
- Tamamlayıcı ve Düzeltici İşlev: Dürüstlük kuralı, yazılı hukuk kurallarının yetersiz kaldığı veya adaletsiz sonuçlar doğurduğu durumlarda devreye girerek hukuku tamamlayıcı ve düzeltici bir işlev görür. Kanun boşluklarının doldurulmasında (TMK m. 1 ile birlikte) ve kanun hükümlerinin yorumlanmasında hakime rehberlik eder.
Yargıtay, dürüstlük kuralını, hukuki ilişkilerde tarafların birbirlerine karşı güvene dayalı, makul ve adil davranma yükümlülüğü olarak tanımlamaktadır. Bu kural, özellikle sözleşme hukukunda, vekaletsiz iş görmede, temsil yetkisinin kullanılmasında ve mülkiyet hakkının sınırlandırılmasında sıkça uygulama alanı bulur.
Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı
TMK m. 2/2, “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” hükmüyle, dürüstlük kuralının en önemli yaptırımını ve uzantısını düzenler. Bu ilke, bir hakkın, yasal sınırlar içinde dahi olsa, dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde, başkasına zarar verme veya sırf rahatsız etme amacıyla kullanılması durumunda hukuk düzeni tarafından korunmayacağını ifade eder.
Hakkın kötüye kullanılması için şu unsurların bir arada bulunması gerekir:
- Bir Hakkın Varlığı: Kötüye kullanılan, hukuk düzeni tarafından tanınmış bir hak olmalıdır.
- Hakkın Kullanılması: Bu hak, fiilen kullanılmış olmalıdır.
- Kullanımın Dürüstlük Kuralına Aykırılığı: Hakkın kullanılış biçimi, objektif dürüstlük kuralına aykırı olmalıdır. Bu aykırılık genellikle şu durumlarda ortaya çıkar:
- Amaç Dışı Kullanım: Hakkın, tanınma amacına aykırı bir şekilde kullanılması (örneğin, bir hakkı sırf başkasına zarar vermek için kullanmak).
- Orantısızlık: Hakkın kullanılmasından elde edilecek menfaat ile başkasına verilecek zarar arasında aşırı bir orantısızlık bulunması.
- Menfaat Yokluğu: Hakkın kullanılmasında hak sahibinin hiçbir meşru menfaatinin bulunmaması.
- Güvenin İhlali: Hakkın, taraflar arasında oluşan güven ilişkisini ihlal edecek şekilde kullanılması.
- Açıkça Kötüye Kullanma: Hakkın kötüye kullanılması, herkes tarafından kolayca anlaşılabilecek, bariz bir şekilde dürüstlük kuralına aykırı olmalıdır.
Hakkın kötüye kullanılması yasağı, hukuki güvenlik ile adalet arasındaki dengeyi sağlar. Bir hakkın kötüye kullanıldığı tespit edildiğinde, hukuk düzeni bu kullanıma hukuki sonuç bağlamaz; hatta bazı durumlarda tazminat sorumluluğu veya hakkın kaybı gibi yaptırımlar uygulanabilir.
Yargıtay, hakkın kötüye kullanılması yasağını birçok farklı alanda uygulamıştır. Örneğin, bir davanın sırf karşı tarafı yıpratmak amacıyla açılması, bir taşınmaz üzerindeki hakkın komşuyu rahatsız etmek için kullanılması veya bir sözleşmeden doğan hakkın, sözleşmenin ruhuna aykırı bir şekilde kullanılması hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/1000 E. , 2017/1000 K.
…Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Bu ilke, tüm hukuki ilişkilerde geçerli olup, özellikle dava hakkının kullanılmasında da gözetilmelidir. Davanın sırf karşı tarafı rahatsız etmek, yıpratmak veya hukuki süreci uzatmak amacıyla açıldığı durumlarda, hakkın kötüye kullanılması söz konusu olabilir…
Dürüstlük Kuralının Hukuk Sistemindeki Yeri ve Önemi
Dürüstlük kuralı, sadece medeni hukukun değil, tüm özel hukukun temelini oluşturan bir ilkedir. Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu gibi diğer özel hukuk dallarında da bu ilke, sözleşmelerin yorumlanmasında, edimlerin ifasında ve genel olarak hukuki ilişkilerin düzenlenmesinde merkezi bir rol oynar.
- Hukuki Güvenlik ve Adalet Dengesi: Dürüstlük kuralı, hukuki güvenliği sağlarken aynı zamanda somut olay adaleti için de bir araçtır. Kanunların katı ve şekilci uygulanmasının yol açabileceği adaletsizlikleri önler.
- Hukukun Gelişimi: Dürüstlük kuralı, değişen toplumsal koşullara ve ihtiyaçlara göre hukukun yorumlanmasına ve gelişmesine olanak tanır.
- Kamu Düzeni ve Ahlak: Bu ilke, kamu düzeni ve genel ahlakın hukuki ilişkilerdeki yansımasıdır. Toplumun temel değerlerini hukuka taşır.
Sonuç / Özet
Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi, “dürüstlük kuralı” ve “hakkın kötüye kullanılması yasağı” ile medeni hukuk sistemimizin temel direklerinden birini oluşturur. Bu madde:
- Hukuki İlişkilerde Tarafların birbirlerine karşı objektif iyi niyetle, makul ve adil davranma yükümlülüğünü getirir.
- Bir Hakkın Kullanımının dürüstlük kuralına aykırı olması durumunda, hukuk düzeninin bu kullanıma koruma sağlamayacağını açıkça belirtir.
- Kanunların Yorumlanmasında ve uygulanmasında hakime yol göstererek, hukukun şekilcilikten uzaklaşarak maddi adaleti gerçekleştirmesine yardımcı olur.
- Hukuki Güvenlik ile Somut Olay Adaleti arasında bir denge kurarak, hukukun toplumsal yaşamdaki işlevini güçlendirir.
TMK m. 2, hukukun sadece kurallar bütünü olmadığını, aynı zamanda etik değerlere ve toplumsal vicdana dayanan yaşayan bir sistem olduğunu gösteren evrensel bir ilkedir.
Kaynaklar:
- 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu.
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, E. 2017/1000, K. 2017/1000, T. 2017/1/1.
- Oğuzman, M. K., & Seliçi, Ö., & Oktay-Özdemir, S. (2020). Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler). Filiz Kitabevi.
- Dural, M., & Öğüz, T. (2021). Türk Özel Hukuku, Cilt I, Temel Kavramlar ve Medeni Kanunun Başlangıç Hükümleri. Filiz Kitabevi.
- Kılıçoğlu, A. (2020). Medeni Hukuk. Turhan Kitabevi.

