İşçilerin açtıkları davalarda genellikle haklı oldukları varsayılmaktadır. İşçi lehine yorum her zaman mahkemenin ilk tercihi olmaktadır. Ancak bazı zamanlarda haksız ve kötü niyetli olarak açılan davalara da gerekli işlemlerin yapılması ve dilekçelere İşçilik Alacaklarına İtiraz cevapların verilmesi gerekmektedir. Örnek olarak verilen dilekçe hukukçular için fayda sağlayacağından hukuki bilgisi olmayanların hak kaybına uğramaması için örnek almaları tavsiye edilmemektedir.
İşçilik Alacakları Davasına Cevap Dilekçesi
İŞ BU DAVADA TALEP EDİLEN ALACAKLAR ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ OLUP DAVANIN USULDEN REDDEDİLMESİ GEREKMEKTEDİR.
Davacı tarafın talepleri zamanaşımına uğramıştır. Zamanaşımı itirazlarımız dikkate alınmadan hazırlanmış söz konusu raporun tarafımızca kabulü mümkün olmadığı gibi davanın esasına girilmeden usulden reddedilmesini talep ediyoruz.
HER NE KADAR KIDEM TAZMİNATI HESAPLANMIŞSA DA DAVACI İŞÇİ İŞ AKDİNİ KENDİSİ FESHETTİĞİNDEN İŞÇİLİK ALACAKLARINA HAK KAZANMAMIŞTIR.
Davacı kendisi işini bırakmış olduğundan tazminat talep etmesi de hukuka aykırıdır. Müvekkil şirketin davacının işini sonlandırması söz konusu olmayıp davacı kendi isteği ve arzusu ile işten ayrılmıştır. İş kanunun da kendi isteği ile iş akdinin sonlandırılması halinde tazminat alacaklarının iş veren tarafından ödenmeyeceği aşikardır.
Kaldı ki tanık Mustafa beyanında işten kendisinin çıktığını biliyorum” diyerek davacının işten kendisinin ayrıldığını ispatlamıştır.. İş Kanunu’na göre kendi isteği işten ayrılan kişiye kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazanamaz. Yasanın bu açık hükmüne rağmen davacının iş bu davayla müvekkil şirkete taleplerini yöneltmesi açıkça kötüniyetli olduğunun göstergesidir.
İşverenin İşçilik Alacakları İçin Hazırlaranan Rapora İtirazı
BİLİRKİŞİ RAPORU SADECE DAVACININ TANIK BEYANLARI DİKKATE ALINARAK HAZIRLANDIĞINDAN EKSİK OLUP BU ŞEKİLDE HAZIRLANMIŞ RAPORUN TARAFIMIZCA KABULÜ MÜNKÜN DEĞİLDİR.
Söz konusu rapor usul ve yasaya aykırı bir şekilde eksik hazırlanmıştır. Sadece tanık beyanlarına dikkate alınarak hazırlanmış bu raporun dikkate alınmamasını, davacı tarafından açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep ediyoruz.
HER NE KADAR RAPORDA FESHİN GEÇERLİ BİR NEDENE DAYANDIĞININ İSPATI MÜVEKKİLE YÜKLENMİŞ İSE DE FESHİN GEÇERLİ BİR NEDENE DAYANDIĞININ İSPATI, DAVACI TARAFA AİTTİR.
Davacının bunca yıl sonra, şirketlerin ticari defterler ve belgelerini saklama zorunluğu ortadan kalktıktan sonra böyle bir dava açması kötü niyetli olduğunun apaçık göstergesidir. Bu sebeple davacı tüm iddialarını kendisi ispatlamak zorundadır. Bu nedenle İşçilik Alacaklarına İtiraz ediyoruz.
MÜVEKKİL İŞVERENİN, TİCARİ DEFTERLERİ VE BELGELERİ SAKLAMA SÜRESİ DOLMUŞ OLDUĞUNDAN, İSPAT YÜKÜ MÜVEKKİLİN ÜZERİNDEN KALKMIŞTIR. Bu sebeple Sayın Bilirkişi’nin bu husustaki beyanını kabul etmemekle birlikte itiraz ediyoruz. Şu halde müvekkil işverenin ispat yükü yoktur. ŞİRKETİN TİCARİ DEFTER VE BELGELERİ SAKLAMA SÜRESİ DOLMUŞ OLDUĞUNDAN, DAVACI TÜM İDDİALARINI KENDİSİ İSPATLA YÜKÜMLÜDÜR.
İşveren İşçilik Alacakları Davası İspata İlişkin İtiraz
SÖZLEŞMEYİ FESHEDEN İŞÇİ DAVACI İŞÇİ OLDUĞUNDAN BU SEBEPLE DE İŞVERENİN İSPAT YÜKÜ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
Davacı işçi, sözleşmeyi kendisi feshtemiş olduğundan, İş Kanunu uyarınca haklarını kaybetmiş olup, alacaklara dayalı taleplerde bulunamayacaktır. Aynı zamanda davacı işçinin sözleşmeyi feshetmesine dayalı olarak ispat yükü işveren tarafın üzerinden kalkmış olup, davacı işçiye aittir.
KALDI Kİ MÜVEKKİL İŞVEREN TARAFINDAN DAVACI TARAFA ÖDENMESİ GEREKEN HERHANGİ ALACAK DA BULUNMAMAKTADIR.
Davacı işçi, her ne kadar alacakları yönünde iş bu davayı açmış olsa da, müvekkil şirket tarafından davacıya tüm ücret ve alacakları eksiksiz ödenmiştir. Müvekkil işveren tarafından davacı tarafa ödenmesi gereken herhangi alacak bulunmamaktadır. Bu sebeplerle İşçilik Alacaklarına İtiraz ediyoruz.
TARAFIMIZCA TANIK İSMİ BİLDİRİLMESİNE VE TALİMAT YAZILMASI İÇİN GİDER AVANSI YATIRILMASINA RAĞMEN TANIKLARIMIZ DİNLENİLMEMİŞTİR.
Mahkemenize tanık ismi bildirmemize rağmen tanıklarımız için talimat yazılmamış ve tanıklarımız dinlenmemiştir. İş bu dosya, tanıklarımız dinlenmeden, delillerimiz toplanmadan bilirkişiye gönderilmiş olduğundan söz konusu bilirkişi raporunun tarafımızca kabulü mümkün değildir.
Nitekim Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/36077 Esas ve 2016/6837 Karar Sayılı ilamında; “… Somut olayda, davalı taraf cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmıştır. Mahkemece tanıkların bildirilen adreslerine beyanları alınmak üzere talimat yazılmış ancak adreste bulunmadıklarından bahisle beyanları alınamamıştır. Dosya içeriğinden DAVALININ İTİRAZ DİLEKÇESİNDE TANIKLARININ YENİ ADRESLERİNİ BİLDİREREK DİNLENMELERİNİ TALEP ETTİĞİ ANLAŞILDIĞINDAN, DAVALI TANIKLARININ YÖNTEMİNE UYGUN OLARAK DİNLENMESİ VE ALACAKLAR YÖNÜNDEN DAVALI TANIK BEYANLARI DA DİKKATE ALINARAK KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN, TANIK DİNLETME İSTEĞİNİN KARARA DAHİ BAĞLANMADAN YERİNE GETİRİLMEMESİ SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASINA YOL AÇMIŞTIR. Bu halde mahkemece, davalının savunmaya yönelik olarak dinlenmesini istediği tanıklar da dinlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir….” şeklinde hüküm vermiş olup, iş bu karar mağduriyetimizi kanıtlar niteliktedir.
Uyap sisteminde yani dosya içinde masraf olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından tanığımızın dinlenilmesi için gereken işlemler yapılmamıştır.
Bu sebeple eksik inceleme sonucu hazırlanan raporun itirazlarımız doğrultusunda, tanığımızın dinlenilmesinden sonra tekrardan ek rapor için bilirkişiye gönderilmesini talep ediyoruz.
SONUÇ:Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; EK RAPOR için tekrar Bilirkişiye gönderilmesini talep ediyoruz. Aksi halde müvekkil şirket zarar göreceğinden taleplerimiz doğrultusunda İşçilik Alacaklarına İtiraz dilekçemizi sunar ek rapor alınmasını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederiz.
DAVALI VEKİLİ
Avukat Kübra YILDIZ ÇOLAK