Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi, vergi yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getiren mükelleflere, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinin %5’i kadar bir tutarın ödenecek vergiden indirilmesi imkânını sağlayan bir teşviktir. Bu düzenleme, 6824 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu (GVK) mükerrer 121. maddeye eklenmiş ve 1 Ocak 2018 itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
Vergiye Uyumlu Mükellef Olma Şartları
Vergiye uyumlu mükellef statüsü kazanmak için aşağıdaki koşullar sağlanmalıdır:
- Beyanname Verme Sürelerine Uyma: İlgili yıl ve önceki iki yıla ait tüm vergi beyannamelerinin zamanında verilmiş olması.
- Son 3 Yılda Kesinleşmiş Tarhiyat Olmaması: İlgili yıl ve önceki iki yıl içinde, kesinleşmiş bir vergi tarhiyatı olmamalıdır. Ancak, kesinleşmiş tarhiyatların toplamı indirim tavanının %1’ini aşmıyorsa bu şart ihlal edilmez.
- Vergi Borcu Bulunmaması: Beyanname verme tarihi itibarıyla vadesi geçmiş vergi borcu 1.000 TL’yi aşmamalıdır.
- Kaçakçılık Suçu İşlenmemiş Olması: Son 5 yıl içinde Vergi Usul Kanunu 359. maddesinde yer alan kaçakçılık suçlarını işleyenler indirimden yararlanamaz.
Vergi İndiriminin Kapsamı ve Oranları
- İndirim Oranı: Gelir veya kurumlar vergisinin %5’i kadardır.
- Azami İndirim Tutarı: 2024 yılı için en fazla 6.900.000 TL olarak belirlenmiştir.
- Hangi Vergilere Uygulanır? Yalnızca gelir ve kurumlar vergisine uygulanır.
- Mahsup ve Kullanım: Öncelikle ilgili beyannamenin ödenecek vergisinden mahsup edilir. Artan tutar, takip eden 1 yıl içinde diğer vergilere mahsup edilebilir, ancak iade edilmez.
Başvuru ve Değerlendirme Süreci
Vergi indirimi için ayrıca başvuru gerekmemektedir. Mükellefler, yıllık beyannamelerinde ilgili indirim satırını doldurarak talepte bulunurlar. Vergi dairesi sistemleri üzerinden otomatik olarak şartların sağlanıp sağlanmadığı kontrol edilir. Şartlar sonradan sağlanmadığı tespit edilirse, indirim iptal edilerek gecikme faiziyle geri alınır, ancak vergi ziyaı cezası uygulanmaz.
Güncel Mevzuat ve Değişiklikler
Vergiye uyumlu mükellef indirimi, 2018’den bu yana çeşitli düzenlemelerle esnetilmiştir:
- 7194 Sayılı Kanun (2019): Vergi borçlarının beyanname verme tarihine kadar ödenmesine izin verilmesi, vadesi geçmiş borç sınırının artırılması.
- 7338 Sayılı Kanun (2021): Kesinleşmiş tarhiyat toleransı getirilmesi (%1 kuralı), indirim kapsamındaki beyannamelerin netleştirilmesi.
Kimler Yararlanabilir, Kimler Yararlanamaz?
Yararlanabilenler:
- Ticari, zirai veya mesleki kazanç sahipleri.
- Kurumlar vergisi mükellefleri.
Yararlanamayanlar:
- Bankalar, sigorta şirketleri, finansal kiralama ve faktoring şirketleri.
- Faaliyete yeni başlayan ve 3 yıllık geçmişi olmayan mükellefler.
- Kaçakçılık suçu işleyenler.
- Kesinleşmiş vergi tarhiyatı veya 1.000 TL üzeri vergi borcu olanlar.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri
- Katı şartlar nedeniyle az mükellefin yararlanabilmesi: Yapılan yasal değişikliklerle küçük tutarlı eksiklikler tolere edilir hale gelmiştir.
- Yeni işletmelerin kapsam dışı kalması: Şu an için çözüm bulunmamış, ancak kademeli indirim gibi öneriler gündemdedir.
- Vergi aflarıyla çelişen yapı: Vergi afları nedeniyle mükelleflerin ya af ya indirim arasında tercih yapmak zorunda kalması tartışma yaratmaktadır.
- İndirimin teşvik edici gücü: %5 oranı yeterli bulunmamakta, ilerleyen dönemde artırılması önerilmektedir.
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2022/254 E. , 2024/684 Sayılı Kararı
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrrer 121. maddesi uyarınca hesaplanan kurumlar vergisinin %5’inin (1.202.244,56-TL) vergi indirimi olarak kabul edilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden yapılan tahakkukun 1.202.244,56-TL’lik kısmının iptali ve bu tutarın tecil faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; vergi indiriminden davacının faydalandırılmamasının gerekçesi izah edilerek bu hususa dair bilgi ve belgelerin ibraz edilmesi yönündeki Mahkemenin ara kararı üzerine savunma dilekçesinde indirim hakkından faydalanabilmek için yukarıda belirtilen mavzuat hükümlerinin ihlal edildiğine dair herhangi bir iddiada bulunulmadığı, gerekse savunma ekinde sunulan işlem dosyasında bu hususa dair herhangi bir belge ibraz edilmediği, diğer taraftan davacının külli halefi olduğu şirket tarafından 2017 ve 2018 yılı için indirim hakkının engellenmesinin hukuka aykırı olduğu iddiası ile açılan davaların Mahkemelerince kabul edildiği ve uyuşmazlık dönemi olan 2019 yılı bakımından da davalı idarece yasal koşulların ihlal edildiğinin ispatlanamadığından, vergi indiriminden faydalandırılmaması suretiyle yapılan dava konusu tahakkukta hukuka uygunluk görülmediği, işbu kararla iadesine karar verilen tutarın 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda hesaplanacak yasal faizle birlikte iadesi gerektiği, davanın kabulüne, 2019 yılı kurumlar vergisi tahakkukunun 1.202.244,56-TL’lik kısmının iptali ile bu tutarın ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizle birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının istinaf başvurusunun reddi, davalı idarenin başvurusunun ise tahakkuk işlemine yönelik hüküm fıkrası yönünden reddi gerektiği, davalının istinaf başvurusunun, 1.202.244,56-TL’’nin faizle iadesine ilişkin kısmına gelince; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde, vergi indirimine ilişkin şartları taşıyan mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5inin, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirileceği, indirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutarın belirtilen koşullarda tahakkuk eden diğer vergilerden mahsup edileceği, süresinde mahsup edilemeyen tutarların ise ret ve iade edilmeyeceği kurala bağlandığı, bu düzenlemeye göre indirim hakkı bulunan mükellefler açısından, indirilecek verginin ödenmesi gereken vergiden fazla olduğu takdirde, aradaki farkın nakden iadesinin mümkün olmadığı, mükellefin tahakkuk etmiş veya edecek diğer vergilerinden mahsubunun söz konusu olduğu, bu halde; davacı adına hesaplanan kurumlar vergisinden, önceden ödenen vergilerin mahsubu sonucu ödenmesi gereken kurumlar vergisi 0-TL olduğu için indirime konu tutar ödenmesi gereken vergiden fazla olduğu için nakden iade isteminin reddi gerektiği, aksi yönde verilen istinafa konu kararın iadeye ilişkin hüküm fıkrasında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45/3 ve 4. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen kabulüne, istinaf başvurusuna konu kararın iadeye ilişkin hüküm fıkrası yönünden kaldırılmasına, yeniden yapılan yargılama sonucunda, bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Hukuka aykırı işlemle davacı şirketin zarara uğratıldığı, hukuka aykırı tahsil edilen tutarın tecil faiziyle birlikte iadesi gerektiği, adil yargılanma, hukuki belirlilik ve güvenlik ilkeleriyle beraber mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
DAVALININ İDDİALARI: İhtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesinin sonrada düzeltme beyannamesiyle düzeltildiği ancak düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulmadığı, kanuni süresinden sonra verilen beyannameler olması nedeniyle vergi indiriminden faydalanılamayacağı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davalı tarafından savunma verilmemiştir. Davacının savunması yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket tarafından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrrer 121. maddesi uyarınca hesaplanan kurumlar vergisinin %5’inin (1.202.244,56-TL) vergi indirimi olarak kabul edilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden yapılan tahakkukun 1.202.244,56-TL’lik kısmının iptali ve bu tutarın tecil faiziyle birlikte iadesi istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi” başlıklı mükerrer 121. maddesinde, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’inin, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirileceği, şu kadar ki hesaplanan indirim tutarının, her hâl ve takdirde 1 milyon (310 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 1/1/2020 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 1.400.000 TL )Türk lirasından fazla olamayacağı, indirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutarın, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebileceği, bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarların red ve iade edilmeyeceği, gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarının, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edileceği, söz konusu indirimden faydalanabilmek için; 1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) olmasının, 2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmamasının (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.), 3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla, (1) numaralı bent kapsamındaki vergi beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilerin ödenmiş olması (Ödemenin, ilgili mevzuatı gereği istenilen bilgi ve belgelerin tam ve eksiksiz olarak ibraz edilmiş olması koşuluyla, vergi kanunları gereği doğan iade alacaklarından mahsuben yapılmış olması ve indirimden yararlanıldıktan sonra söz konusu iade alacağı tutarının mahsuben ödemesi talep edilen vergi borcu tutarının altına düşmesi hâlinde, eksik ödenmiş duruma gelen vergilerin mahsuben ödenmek istenilen tutarın %10’unu aşmaması kaydıyla, eksik ödenmiş vergiler dolayısıyla veya vergi kanunları gereğince, tecil edilerek belirlenen şartların gerçekleşmesine bağlı olarak terkin edilecek vergilerin, şartların sağlanamaması hâlinde kanunlarında belirlenen tecil süresinin sonunu takip eden onbeşinci günün bitimine kadar ödenmesi şartıyla, bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.), ayrıca, vergi aslı (vergi cezaları ile fer’i alacaklar dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmamasının şart olduğu, bu maddede geçen vergi beyannameleri ibaresinin, yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi beyannamelerini; vergi ibaresinin, anılan Bakanlığa bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade edeceği, birinci fıkrada yer alan tutarın, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı, bu şekilde hesaplanan tutarın %5’ini aşmayan kesirlerin dikkate alınmayacağı Cumhurbaşkanının, birinci fıkrada yer alan oranı ve tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye; Maliye Bakanlığının, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu ifade edilmiştir.
Madde gerekçesinde, yapılan düzenleme ile ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler hariç olmak üzere, kurumlar vergisi mükelleflerinden, maddede yer alan şartları taşıyanların verecekleri yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’inin, ödenmesi gereken vergiden indirilmesi, indirilemeyen tutarların ise yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilmesi imkanı sağlanmakta, mahsup edilemeyen tutarların ise iade edilmemesi öngörüldüğü, indirim uygulamasından şartları taşımadığı halde yararlananlar ile uygulamadan yararlandıktan sonra haklarında ikmalen, re’sen veya idarece tarhiyat yapılan ve yapılan tarhiyatı kesinleşenlerden zamanında ödenmeyen vergilerin, vergi ziyaı cezası da uygulanmak suretiyle aranılacağı, ayrıca, maddede geçen 1 milyon liralık tutarın, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanması öngörülmekte ve Bakanlar Kuruluna, indirim oranını ve 1 milyon liralık tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye; Maliye Bakanlığına, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetki verildiği ifade edilmiştir.
Maddenin yorumlanmasından, vergisel ödevlerini düzenli olarak yerine getirip vergilerini süresinde ödeyen mükelleflere vergi indirimi sağlayarak, bu mükelleflerin üzerindeki vergi yükünü hafifleterek ödüllendirmek, vergilerin beyana dayalı tahakkuk ettirilerek vergilerin kayıt ve beyan dışı bırakılmasının engellenmek, bunun yanı sıra, mükelleflerce vergisel ödevlerin düzenli olarak yerine getirilmesinin özendirilmek istenildiği anlaşılmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden yapılan tahakkukun 1.202.244,56-TL’lik kısmının iptali istemine yönelik davalının temyiz istemi yönünden;
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin üretimde petrol koku kullandığı, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli I sayılı listede petrol koku için özel tüketim vergisi tutarının, kg başına 0-TL olarak belirlendiği, 2016/Mart 2. onbeş günlük için özel tüketim vergisine ilişkin beyannamenin 12/04/2017 tarihinde; 2017/Aralık 2. onbeş günlük için özel tüketim vergisine ilişkin beyannamenin 15/01/2018 tarihinde; 2018/Ağustos 2. onbeş günlük için özel tüketim vergisine ilişkin beyannamenin 11/09/2018 tarihinde verildiği, verilen beyannameler üzerinden ödenecek özel tüketim vergisinin çıkmadığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davalı tarafından sunulan savunma dilekçesinde bu beyannamelerin kanuni süresinden sonra verildiğinden vergi indiriminden yararlanma hakkı bulunmadığı ileri sürülmüşse de; kanuni süresinden sonra verilse dahi verilen beyannamelerden kaynaklı herhangi bir özel tüketim vergisinin doğmadığı, davacı şirketin geç beyanname vermesindeki amacının vergi kaybına sebebiyet vermek olmadığı, vergi doğmayan beyannamelerin geç verilmesi dışındaki diğer bütün vergisel yükümlülüklerini süresinde yerine getiren davacı şirketin vergi indiriminden faydalandırılmamasının düzenlemedeki amaca ters düşeceğinden, 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden yapılan tahakkuk işleminin dava konusu edilen kısmında hukuka uygunluk görülmediğinden, bu kısım yönünden davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında sonucu itibarıyla yasal isabetsizlik bulunmamaktadır.
Vergi indirimine isabet eden 1.202.244,56-TL’nin tecil faiziyle birlikte iadesi istemine yönelik davacının temyiz istemi yönünden;
Yukarıda aktarılan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinin birinci fıkrasında, maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’ine isabet eden vergi indirim tutarını, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirileceği, indirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutarın, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebileceği düzenlenmiştir.
Olayda, davacının 2019 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin incelenmesinden, mahsup edilecek vergiler toplamının hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olması nedeniyle ödenmesi gereken kurumlar vergisinin çıkmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi şartlarını sağlayan davacı şirketin, davalı idare tarafından şartları sağlamadığından bahisle vergi indiriminden faydalandırılmaması sonucunda, 2019 yılı kurumlar vergi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde beyan üzerine tahakkuk eden diğer vergilerden, vergi indirimine isabet eden tutarın mahsup edilmesi imkanından yoksun bırakıldığından; davacının vergi indiriminden faydalandırılmaması nedeniyle 2019 yılı kurumlar vergi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergileri ödeyip ödemediği ve ödediği tutarın miktarı ile ödenen tutarın iadesine ilişkin bir başvurusunun bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak oluşacak sonuca göre bu kısım yönünden yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalının temyiz isteminin reddine,
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; vergi indirimine isabet eden …-TL’nin tecil faiziyle birlikte iadesi istemine yönelik kısmının BOZULMASINA, diğer kısmının ise yukarıda yazılı gerekçeyle ONANMASINA,
Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 20/02/2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Bu karara dayanarak, Danıştay 9. Daire’nin Vergiye Uyumlu Mükellef İndirimi uygulamasına dair değerlendirmelerini ve özellikle geç verilen beyannamelerle ilgili önemli bir içtihat oluşturduğunu söyleyebiliriz.
Danıştay Kararı Özeti
Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi Uygulaması:
- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesi gereğince, vergi yükümlülüklerini süresinde yerine getiren mükellefler, hesaplanan kurumlar vergisinin %5’ini ödenecek vergiden indirebilir.
İndirim sonrası kalan tutar, bir yıl içinde mahsup edilebilir ancak nakden iade edilmez.
Davaya Konu Olan Hususlar:
- Davacı şirket, vergi indiriminden yararlanamadığı için 1.202.244,56 TL’nin iptalini ve tecil faiziyle birlikte iadesini talep etti.
- Vergi idaresi, geç verilen beyannameler nedeniyle vergi indirimine hak kazanılamayacağını savundu.
- Vergi Mahkemesi ise, vergi kaybına yol açmayan geç verilen beyannamelerin, vergi indiriminden yararlanmayı engellememesi gerektiğini belirterek davayı kabul etti.
Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay’ın Kararı:
- Bölge İdare Mahkemesi: Vergi indirimine hak kazanıldığına hükmetti ancak nakden iade talebini reddetti.
- Danıştay 9. Daire:
- Vergi indirimine dair kararın hukuka uygun olduğuna onama verdi.
- Nakden iade konusunda eksik inceleme yapıldığını belirterek bu kısmı bozdu ve ilgili mahkemeye geri gönderdi.
Önemli İçtihat:
- Geç verilen beyannamelerden doğan vergi kaybı yoksa, mükellefin vergi indiriminden yararlanmasını engellememelidir.
- Vergi indirimi nakden iade edilmez ancak mahsup edilebilir; dolayısıyla mükellefin mahsup hakkını kullanıp kullanmadığı detaylı incelenmelidir.
Bu karar, vergi indirimi uygulamalarında vergi idaresinin sıkı yorumunu esneterek mükellefler lehine içtihat niteliği taşıyan bir emsal oluşturmuştur.
Sonuç
Vergiye uyumlu mükelleflere yönelik %5’lik indirim, vergisini düzenli beyan eden mükellefleri ödüllendirmek ve vergi ahlakını teşvik etmek için önemli bir adımdır. Yapılan düzenlemelerle daha erişilebilir hale gelen bu sistemden yararlanmak isteyen mükelleflerin, vergi yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmeleri gerekmektedir. Vergi indirimine hak kazanmak, uzun vadede finansal planlamada avantajlar sağlayacaktır.
