info@kubrayildiz.av.tr
Öksüzler Sok. No:37 Hamamönü / ANKARA

Ceza Muhakemesi KanunuCMK 145 Kapsamında İfade veya Sorgu İçin Çağrı

7 Mart 2025

CMK Madde 145 – İfade veya Sorgu İçin Çağrı

(1) İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır.

CMK 145 Kapsamında İfade ve Sorguya Çağrı Süreci

CMK 145, ceza muhakemesi sürecinde şüpheli veya sanığın ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi için çağrılmasını düzenleyen önemli bir hükümdür. Bu madde, kişinin savunma hakkını korumakla birlikte, yargılama sürecine usulüne uygun katılımını sağlamayı amaçlamaktadır.

İfade veya sorguya çağrı, şüpheli veya sanığa yöneltilen suçlamaları öğrenme, savunmasını yapma ve adil yargılanma hakkını kullanma fırsatı sunar. Ancak bu çağrıya uyulmaması hâlinde, zorla getirme tedbiri uygulanabilecektir.

İfade ve Sorgu Çağrısının Hukuki Çerçevesi

İfade Çağrısı Nedir?

İfade, soruşturma aşamasında şüphelinin savcılık veya kolluk tarafından alınan beyanıdır. CMK 145’e göre, şüpheli çağrılırken davetiye gönderilmeli ve çağrılma nedeni açıkça belirtilmelidir.

Şüphelinin çağrıya uymaması hâlinde, zorla getirme tedbiri uygulanacağı davetiyede belirtilmek zorundadır. Bu kural, şüpheliye haklarını bilerek hareket etme imkânı tanımaktadır.

Sorgu Çağrısı Nedir?

Sorgu ise, kovuşturma aşamasında, mahkeme tarafından sanığın dinlenmesi sürecidir. Sorguda sanık, suçlamalar karşısında savunmasını yapar ve delillere yönelik açıklamalarda bulunabilir.

Sorgu aşamasında da sanığın davetiye ile çağrılması esastır. Ancak, mahkeme davetiyeye rağmen gelmeyen sanık hakkında zorla getirme kararı verebilir.

İfade ve Sorgu İçin Çağrının Hukuki Şartları

1. Davetiyenin Gönderilmesi ve İçeriği

  • Şüpheli veya sanık, ifade ya da sorgu için yazılı bir davetiye ile çağrılmalıdır.
  • Davetiyede, kişinin neden çağrıldığı açıkça belirtilmeli ve zorla getirileceği yazılmalıdır.
  • Davetiye, kişinin hukuki güvenliğini sağlamak için açık ve anlaşılır olmalıdır.

2. Çağrıya Uymamanın Sonuçları

  • Şüpheli veya sanık, geçerli bir mazeret göstermeksizin gelmezse zorla getirilebilir.
  • Zorla getirme tedbiri, kişinin özgürlüğünü geçici olarak kısıtlayan bir ceza muhakemesi tedbiridir ve ölçülü uygulanmalıdır.

3. Çağrının Hukuka Uygunluğu

  • Çağrı, hukuka uygun bir şekilde yapıldığı sürece geçerlidir.
  • Davetiyede şüpheli veya sanığın hangi suç nedeniyle çağrıldığı belirtilmelidir.
  • Davetiyesiz yapılan zorla getirme işlemi, hukuka aykırılık teşkil edebilir ve delillerin hukuka aykırı toplanmasına sebep olabilir.

İfade ve Sorgu Çağrısında Zorla Getirme Kararı

CMK 145 uyarınca, ifade veya sorguya çağrılan kişinin gelmemesi durumunda zorla getirme tedbiri uygulanabilir. Ancak bu tedbirin uygulanabilmesi için:

  • Önceden yazılı bir çağrı yapılmış olmalıdır.
  • Kişi, çağrıya uymadığı takdirde zorla getirileceğini bilmelidir.
  • Zorla getirme, hukuka uygun ve ölçülü bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

Zorla getirme kararı, keyfi olarak uygulanamaz ve kişinin temel hak ve özgürlüklerini ihlal etmeyecek şekilde yürütülmelidir.

Sorgu ve İfade Çağrısında Adil Yargılanma Hakkı

Şüpheli veya sanığın ifadeye çağrılması, adil yargılanma hakkının bir parçasıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Anayasa’nın 36. maddesi, adil yargılanma hakkını güvence altına almaktadır.

Bu bağlamda:

  • Şüpheli veya sanık, savunma hakkını tam olarak kullanabilmelidir.
  • İfade ve sorgu sürecinde avukat bulundurma hakkı sağlanmalıdır.
  • Çağrı süreci şeffaf ve yasalara uygun şekilde yürütülmelidir.

Sonuç ve Değerlendirme

CMK 145, ifade veya sorgu için çağrının usul ve esaslarını düzenleyen temel bir hükümdür. Bu düzenleme, ceza muhakemesinin adil ve hukuka uygun şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur.

  • Şüpheli veya sanığın ifadesi alınmadan veya sorgulanmadan önce mutlaka yazılı bir çağrı yapılmalıdır.
  • Davetiyede çağrılma nedeni açıkça belirtilmeli ve çağrıya uymamanın zorla getirme sonucunu doğuracağı yazılmalıdır.
  • Zorla getirme tedbiri, ancak önceden çağrı yapılmış ve şüpheli veya sanık çağrıya uymamışsa uygulanabilir.
  • Bu süreçte, kişinin savunma hakkının korunması esastır ve hukuka aykırı bir uygulama, delillerin hukuka uygunluğunu zedeleyebilir.

CMK 145’in öngördüğü kurallar, hem devletin soruşturma ve kovuşturma yetkisini düzenlemekte hem de bireylerin temel haklarını güvence altına almaktadır.