info@kubrayildiz.av.tr
Öksüzler Sok. No:37 Hamamönü / ANKARA

Ceza HukukuGenel Af Yasası ve 10. Yargı Paketi: Af Çıkacak Mı Beklentisi

26 Şubat 2025

Türkiye’de yargı reformları, ceza adalet sisteminin işleyişini düzenlemek ve hukukun üstünlüğünü pekiştirmek amacıyla zaman zaman yeniden ele alınmaktadır. Özellikle af yasaları ve infaz düzenlemeleri, kamuoyunda geniş yankı uyandıran konular arasında yer almaktadır. Son dönemde, 10. Yargı Paketi’nin içeriği ve olası düzenlemeleriyle ilgili tartışmalar sürmekte olup, bazı kesimler tarafından kısmi af beklentisi dile getirilmektedir.

Af, hukukun bağışlayıcı bir mekanizması olarak hem toplumsal barışı sağlama hem de cezaevlerindeki yoğunluğu azaltma işlevi görebilmektedir. Ancak, geçmişte çıkarılan af yasalarının bazı mağduriyetlere yol açtığı da bilinmektedir. Bu nedenle, 10. Yargı Paketi kapsamında getirilecek infaz düzenlemelerinin bir af niteliği taşıyıp taşımadığı, kimleri kapsayacağı ve nasıl uygulanacağı büyük önem arz etmektedir.

Bu yazıda, genel af yasasının hukuki niteliği, 10. Yargı Paketi kapsamında ele alınan düzenlemeler ve bu reformların mevcut ceza adalet sistemine etkileri ele alınacaktır.


AF KAVRAMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ

Af, suç işleyen kişilerin cezalarının hafifletilmesi ya da tamamen kaldırılması anlamına gelen bir hukuk müessesesidir. Hukuki olarak “genel af” ve “özel af” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır:

  • Genel Af: Devletin, belirli suçlara ilişkin cezaları ortadan kaldırmasıdır. Genel af, yalnızca cezayı değil, suçu da ortadan kaldırır ve mahkumların sabıka kayıtları silinir.
  • Özel Af: Suçun hukuki varlığını ortadan kaldırmadan, yalnızca cezayı hafifleten ya da tamamen kaldıran bir düzenlemedir. Özel af durumunda, mahkumiyet sabıka kaydında kalmaya devam eder.

Anayasa’nın 87. maddesi uyarınca, genel af ve özel af çıkarma yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) aittir. Af, toplumsal barış, cezaevi yoğunluğu, infaz sistemindeki dengesizlikler veya belirli suç kategorilerinde adaletsizliklerin giderilmesi amacıyla gündeme gelebilmektedir.

Son yıllarda, COVID-19 salgını nedeniyle çıkarılan infaz düzenlemeleri, belirli hükümlülerin cezalarının hafifletilmesine veya tahliye edilmesine olanak sağlamıştı. Ancak, bazı hükümlüler bu düzenlemeden yararlanamamış ve hukuki eşitlik ilkesi açısından eleştiriler gündeme gelmiştir. 10. Yargı Paketi’nin bu dengesizlikleri gidermeye yönelik düzenlemeler içerip içermeyeceği merak konusu olmuştur.


10. YARGI PAKETİ VE İNFAZ DÜZENLEMELERİ

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlıkları sürdürülen 10. Yargı Paketi, kamuoyunda “kısmi af” olarak nitelendirilen bazı düzenlemeler içerdiği iddiasıyla tartışılmaktadır. Ancak, yetkililer bu paketin af niteliğinde olmadığını, yalnızca infaz sistemindeki adaletsizlikleri gidermeye yönelik iyileştirmeler içerdiğini belirtmektedir.

Bu bağlamda, 10. Yargı Paketi ile ele alınması beklenen bazı düzenlemeler şunlardır:

  • İnfaz sürelerinde yeni düzenlemeler: Mevcut denetimli serbestlik ve koşullu salıverme kurallarının gözden geçirilmesi, belirli suçlar için yeni düzenlemeler getirilmesi.
  • Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik reformlar: 2 yılın altındaki suçlarla ilgili denetimli serbestlik uygulamalarının daha etkin hale getirilmesi.
  • COVID-19 infaz düzenlemelerinden yararlanamayan hükümlüler için eşitlik ilkesi doğrultusunda düzenlemeler.

Yetkililer, 10. Yargı Paketi’nin kesinlikle bir genel af getirmeyeceğini, yalnızca infaz sistemindeki adaletsizliklerin giderilmesini amaçladığını vurgulamaktadır. Ancak, infaz düzenlemeleri fiilen ceza sürelerinin kısaltılmasına neden olabileceğinden, kamuoyunda “örtülü af” olarak da değerlendirilmektedir.


GENEL AF BEKLENTİLERİ VE TOPLUMSAL TARTIŞMALAR

Af yasaları, toplumda hem destek bulan hem de ciddi eleştirilere maruz kalan düzenlemeler arasındadır. Af beklentisinde olan hükümlüler ve aileleri, ceza sisteminde daha adil bir yaklaşım talep ederken, mağdur taraflar ve kamu düzeni açısından bazı çekinceler de gündeme gelmektedir.

Af beklentilerini artıran başlıca faktörler şunlardır:

  • Cezaevlerinde kapasite aşımı ve aşırı doluluk oranları.
  • Bazı suç kategorileri için infaz sistemindeki eşitsizlikler.
  • Adaletin daha hızlı işlemesi için alternatif infaz modellerine duyulan ihtiyaç.
  • Toplumsal barışın sağlanması amacıyla belirli suç gruplarına yönelik af talepleri.

Ancak, af düzenlemelerinin adalet sistemine zarar verebileceği yönünde de önemli eleştiriler bulunmaktadır:

  • Suç mağdurlarının adalet beklentilerinin zedelenmesi.
  • Af beklentisi nedeniyle suç işleme oranlarında artış riski.
  • Suçun karşılıksız kalması durumunda ceza sistemine duyulan güvenin azalması.

Bu nedenle, af yasalarının titizlikle ele alınması ve yalnızca belirli hukuki gereklilikler çerçevesinde uygulanması gerektiği vurgulanmaktadır.


AF VE İNFAZ REFORMLARININ GELECEĞİ

Türkiye’de geçmişte çıkarılan af yasaları incelendiğinde, genel af düzenlemelerinin çok nadir uygulandığı ve genellikle özel af veya infaz indirimi şeklinde düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. 10. Yargı Paketi’nin içeriği tam olarak netleşmemekle birlikte, yetkililerin açıklamalarına göre kapsamlı bir af getirmeyeceği anlaşılmaktadır.

Bunun yerine, infaz sürelerinde kısmi düzenlemeler, denetimli serbestlik sürecinin yeniden değerlendirilmesi ve belirli suç grupları için ceza indirimi gibi çözümler öne çıkmaktadır. Özellikle, COVID-19 infaz düzenlemelerinden yararlanamayan hükümlüler için bir düzenleme getirilmesi ihtimali üzerinde durulmaktadır.


SONUÇ

Af yasaları, hem hukuki hem de toplumsal açıdan dikkatle ele alınması gereken konular arasındadır. 10. Yargı Paketi kapsamında af niteliğinde bir düzenleme yapılmayacağı yetkililer tarafından belirtilse de, infaz sürelerinde düzenlemeler ve belirli suç grupları için yeni uygulamaların devreye girmesi beklenmektedir.

Af beklentisinde olan hükümlüler ve aileleri açısından bu düzenlemeler bir umut kaynağı olurken, suç mağdurları ve kamu düzeni açısından riskler taşıyabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu nedenle, af ve infaz reformlarının dengeli bir şekilde ele alınması, adalet sistemine olan güvenin korunması açısından kritik bir öneme sahiptir.