info@kubrayildiz.av.tr
Öksüzler Sok. No:37 Hamamönü / ANKARA

Hukuk Muhakemeleri KanunuHMK Madde 179 Islahın Etkisi

20 Mart 2025

HMK MADDE 179: Islahın etkisi

(1) Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur.

(2) Ancak ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getireceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz.

(3) Şu kadar ki, ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılır.

Giriş

Hukuk davalarında tarafların dava sürecinde taleplerini değiştirme veya usul işlemlerini düzeltme hakkı bulunmaktadır. Islah, bu hakkın kullanılmasını sağlayan önemli bir hukuk kurumudur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 179, ıslahın etkilerini ve sınırlarını açık bir şekilde düzenlemektedir. Bu yazıda, ıslahın tanımı, etkileri, sınırları ve uygulanma şekli detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

Islah Nedir?

Islah, bir davada tarafların dava dilekçesindeki, cevaba ilişkin beyanlarındaki veya diğer usul işlemlerindeki eksiklikleri veya hataları düzeltmelerine olanak tanıyan hukuki bir mekanizmadır. Islah, davanın esasını değiştirmeksizin, tarafların yanlış veya eksik yaptığı işlemleri düzeltme imkanı sunar.

Türk hukukunda ıslah, kısmi ıslah ve tam ıslah olmak üzere ikiye ayrılır:

  1. Tam Islah:

    • Bir tarafın, tüm dava işlemlerini baştan itibaren düzelterek, yeni bir başlangıç yapmasını sağlar.
    • Davanın baştan itibaren düzeltilmiş haliyle devam etmesine neden olur.
  2. Kısmi Islah:

    • Sadece belirli bir usul işleminin düzeltilmesini veya değiştirilmesini içerir.
    • Örneğin, delil listesinde değişiklik yapmak, talep sonucunu artırmak gibi.

Islahın Hukuki Etkileri (HMK Madde 179)

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 179. maddesi, ıslahın dava sürecindeki etkilerini ve sınırlarını belirlemektedir. Buna göre, ıslahın temel etkileri şunlardır:

Islahın Genel Sonucu: Önceki Usul İşlemlerinin Yapılmamış Sayılması

  • Islah yapıldığında, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren önceki tüm usul işlemleri yapılmamış sayılır.
  • Yani, tarafın sunduğu dilekçeler, deliller ve diğer usul işlemleri hükümsüz hale gelir.
  • Davanın yeniden şekillenmesi söz konusu olur ve mahkeme, bundan sonra yapılan işlemleri dikkate alır.

Islahın Etkisinden Muaf Tutulan İşlemler (İstisnalar)

HMK 179/2’ye göre, aşağıdaki işlemler ıslah nedeniyle geçersiz hale gelmez:

  • İkrar

Taraflardan birinin, karşı taraf lehine yaptığı bağlayıcı bir kabul beyanı, ıslah nedeniyle ortadan kalkmaz. Örneğin, bir tarafın borcunu kabul etmesi, ıslah sonrasında dahi geçerliliğini korur.

  • Tanık İfadeleri

Islah yapılmış olsa bile, önceden dinlenmiş tanıkların beyanları hukuki geçerliliğini sürdürür. Bu, mahkemeye sunulan delillerin güvenilirliği açısından önemlidir.

  • Bilirkişi Raporları ve Beyanları

Dava sürecinde sunulan bilirkişi raporları ve bilirkişilerin beyanları, ıslah ile hükümsüz hale gelmez. Bu nedenle, bilirkişi incelemesi yapılan konular, ıslah sonrasında da mahkeme tarafından dikkate alınmaya devam eder.

  • Keşif ve İsticvap Tutanakları

Mahkeme tarafından gerçekleştirilen keşif (yerinde inceleme) ve isticvap (tarafların sorgulanması) işlemleri ıslah yapıldığında geçerliliğini korur.

  • Yeminle İlgili İşlemler

Islah sonrasında yemin teklifi, reddi veya iadesi geçerliliğini kaybetmez. Ancak, karşı taraf yemini yerine getireceğini ıslah yapılmadan önce bildirmemişse, bu durum değişebilir.

Islahın Tahkikat Aşamasındaki Etkisi

  • Mahkeme, ıslah sonrası yapılan tahkikata (delil inceleme sürecine) göre bazı işlemleri değerlendirmeyebilir.
  • Eğer mahkeme, tahkikat aşamasında ıslah ile değiştirilen hususların dikkate alınmaması gerektiğini düşünürse, bazı önceki işlemleri de geçersiz sayabilir.

Islahın Uygulama Alanları

Islah, birçok farklı hukuki davada kullanılabilir:

  1. Maddi Hata Düzeltme: Dilekçelerde yapılan yazım veya hesaplama hatalarını düzeltmek için kullanılabilir.
  2. Taleplerin Değiştirilmesi veya Artırılması: Davacı, tazminat talebini artırabilir veya farklı bir hukuki sebep ileri sürebilir.
  3. Delil Listesinde Değişiklik Yapma: Yeni delil eklemek veya eski delilleri geri çekmek için kullanılabilir.
  4. Yanlış Tarafa Dava Açılması Durumunda: Davalı veya davacı tarafın yanlış yazılması halinde, ıslah ile düzeltme yapılabilir.

Islah Yapılamayan Durumlar

Her ne kadar ıslah önemli bir hukuki imkan olsa da, bazı durumlarda uygulanamaz:

  • Kesin hüküm oluşmuş davalarda ıslah yapılamaz.
  • Karşı tarafın onayını gerektiren işlemler (örneğin feragat ve kabul) ıslah yoluyla değiştirilemez.
  • Ceza davalarında ıslah uygulanamaz, sadece hukuk davalarında geçerlidir.

Islahın Önemi ve Stratejik Kullanımı

  • Davacı açısından: Taleplerini daha açık hale getirmek ve dava sürecinde yanlışlarını düzeltmek için büyük bir avantaj sağlar.
  • Davalı açısından: Savunmasını güçlendirmek ve önceki hatalarını gidermek için fırsat sunar.
  • Mahkeme açısından: Usul ekonomisini koruyarak, davaların gereksiz yere uzamasını önleyebilir.

Ancak, ıslah stratejik bir şekilde kullanılmalıdır. Çünkü, yanlış bir noktada yapılan ıslah işlemi, davanın gidişatını olumsuz etkileyebilir. Taraflar, ıslahın zamanlamasını iyi belirlemeli ve hukuki danışmanlık alarak hareket etmelidir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2022/3632 E. – 2022/4951 K. Kararı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve velayetler yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, tarafların dava veya cevap dilekçelerinde (HMK m. 119/l-e-f, HMK m. 129/1-e-f) iddia ve savunmanın dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça göstermek zorunluluğu bulunmaktadır. Davacı kadın, 26.12.2018 tarihli dava dilekçesinde herhangi bir delil bildirmemiş, tazminat talebinde bulunmamış olup, 29.03.2019 tarihli dilekçe ile delilerimiz ve taleplerimizin ıslahı adı altında talepte bulunmuştur. Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. ( HMK 176 mad) Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur. (HMK 179 mad) Kadın dilekçeler aşamasında delil bildirip tazminat talebinde bulunmadığından, ıslah yoluyla tazminat isteyemez ve delil bildiremez. Bu nedenle usulüne uygun şekilde süresinde ileri sürülmeyen tanık beyanları esas alınıp, davalı erkeğe kusur yüklenilerek, davacı kadının TMK 166/1. maddesine dayalı davasının reddi gerekirken kabulü usul ve kanuna aykırı ise de, bu husus temyiz kapsamı dışında bırakıldığından bozma sebebi yapılmamış ve eleştirmekle yetinilmiştir.
3-Taleple bağlılık ilkesine göre hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26).Yukarıda 2 bentte belirtildiği üzere dava dilekçesinde kadının tazminat ve yoksulluk nafakasına ilişkin bir talebi bulunmamaktadır. Bu durumda davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 2. ve 3. bentte gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 26.05.2022 (Per.)

Karın İncelenmesi

Bu olayda davacı kadın, dava dilekçesinde tazminat ve nafaka taleplerini hiç ileri sürmemiştir. Ancak, daha sonra “ıslahta bulunarak” bu talepleri eklemiştir. Mahkeme de bu talepleri dikkate alarak karar vermiştir.

Davalı erkek, bu hususları temyiz etmiş ve Yargıtay 179. madde kapsamında şu değerlendirmeleri yapmıştır:

Islah, yalnızca daha önce yapılmış bir usul işlemini düzeltmek için kullanılabilir. Ancak hiç ileri sürülmemiş bir talebin ıslah yoluyla eklenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, davacı kadının ıslah yoluyla tazminat ve nafaka talebinde bulunması hukuka aykırıdır.


HMK 179 Açısından Değerlendirme

a) Islah Yapılan Noktadan İtibaren Usul İşlemlerinin Geçersiz Sayılması

HMK 179/1’e göre ıslah edilen noktadan itibaren önceki işlemler geçersiz sayılır. Ancak burada sorun, hiç ileri sürülmemiş bir talebin sonradan ıslah yoluyla eklenip eklenemeyeceğidir. Davacı kadın, dava dilekçesinde hiçbir tazminat veya nafaka talebinde bulunmamıştır. Bu nedenle, HMK 179’un ıslahın kapsamına ilişkin hükmü burada geçerli değildir. Çünkü HMK 179, ancak var olan bir talebin düzeltilmesi için uygulanabilir.


b) Islah ile Geçersiz Kılınamayan İşlemler

HMK 179/2’ye göre tanık beyanları, bilirkişi raporları, ikrar gibi işlemler ıslahla hükümsüz hale getirilemez. Bu kararda, kadın dava dilekçesinde delil bildirmemiş ancak sonradan ıslah ile delil bildirmiştir. Yargıtay, bunun usule aykırı olduğunu belirtmiştir çünkü deliller ilk aşamada sunulmalıdır. Bu yüzden, kadının ıslah ile delil bildirmesi ve bu delillere dayanılarak erkek aleyhine kusur belirlenmesi hukuka aykırı bulunmuştur.


c) Islah Sonrası Tahkikat ve Önceki İşlemlerin Geçersizliği

HMK 179/3’e göre ıslah sonrası yapılacak tahkikat önceki işlemleri gereksiz kılıyorsa, önceki işlemler de geçersiz sayılabilir. Ancak burada, ıslahın usulüne uygun olmaması nedeniyle böyle bir durum ortaya çıkmamıştır. Kadının ıslahı, tamamen yeni talepler ekleme anlamına geldiği için geçerli sayılmamıştır. Dolayısıyla tahkikat sonrası önceki işlemlerin geçersiz sayılması durumu burada oluşmamıştır.


Sonuç: Yargıtay’ın Kararı HMK 179 Açısından Doğru Mudur?

Evet, Yargıtay kararı HMK 179’a uygundur.

Çünkü:

  1. Islah, mevcut bir usul işlemini değiştirmek için kullanılabilir ancak hiç ileri sürülmemiş bir talebi eklemek için kullanılamaz.
  2. Kadın, dava dilekçesinde tazminat ve nafaka talep etmediğinden, sonradan ıslah yoluyla bu talepleri eklemesi hukuka aykırıdır.
  3. Islah sonrası yapılan tahkikat, önceki işlemleri geçersiz kılsa bile, burada ıslahın geçerli olmaması nedeniyle böyle bir durum söz konusu olmamıştır.
  4. Tanık beyanlarının geçersiz kılınamayacağı ve ilk aşamada delil bildirilmemişse sonradan ıslah ile delil eklenemeyeceği Yargıtay tarafından doğru şekilde tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, Yargıtay, HMK 179’a uygun bir şekilde mahkemenin verdiği kararı bozmuş ve ıslahın sınırlarını belirten önemli bir içtihat oluşturmuştur.

Sonuç

Islah, Türk hukuk sisteminde önemli bir yer tutan ve davaların adil bir şekilde yürütülmesine katkı sağlayan bir usul işlemidir. HMK 179. madde çerçevesinde, ıslahın etkileri, hangi işlemleri geçersiz kılabileceği ve hangi işlemleri istisna olarak kabul ettiği açıkça belirlenmiştir. Taraflar, ıslah hakkını bilinçli kullanarak, hukuki süreçlerde hak kayıplarının önüne geçebilirler.

Özetle, ıslah kurumu, hukuk davalarında adaletin sağlanmasına yardımcı olan önemli bir araçtır ve doğru kullanıldığında tarafların lehine sonuçlar doğurabilir