İcra İflas Hukukuİhtiyati Haciz Başvurusu ve İcra Takip Süreci

30 Eylül 2025

İhtiyati Haczin Tanımı ve Hukuki Niteliği

İhtiyati haciz, alacaklıyı koruyan bir önleyici tedbirdir. Borçlunun malvarlığına mahkeme kararıyla geçici el konulması anlamına gelir ve amacı alacaklının para alacağının tahsilini güvenceye almaktır. Yani borçlunun malları dondurularak, bu mallar alacaklı lehine satışa çıkmadan önce borcun ödenmesi sağlanmaya çalışılır. Bu işlem, alacaklının alacağı sona ermeden (örneğin mahkeme kararı kesinleşmeden) önce borçlunun mallarını elinden kaçırmasını önler.

Hukuki niteliği itibarıyla ihtiyati haciz, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun özel bir ihtiyati tedbiri olarak düzenlenmiştir. Sadece para alacakları için uygulanabilir; örneğin tazminat ya da gayri maddi hak talepleri gibi durumlarda ihtiyati haciz yolu yoktur. Kararın verilmesi bir mahkeme kararına dayanır ve icra dairesi tek başına bu kararı veremez. İhtiyati haciz, geçici bir işlemdir. Yani ihtiyati haciz konulan mallar alacaklıya geçici olarak bağlı kalır; asıl dava ya da icra takibi sonucunda alacaklı hakkını elde ederse bu haciz kalıcı bir icra haczine dönüşür. Başka bir ifadeyle, mahkeme kararıyla konan ihtiyati haciz, alacağın tahsili tamamlanana kadar malların satışını geçici olarak durdurur. Söz konusu mallar, alacak kesinleşip ödeme aşamasına gelene kadar satılamaz. Sadece istisnai durumlarda (örneğin malların değeri hızla düştüğü veya korunması çok masraflı olduğu hallerde) mahkeme izniyle hemen satış yapılabilir, ancak elde edilen bedel yine güvene alınır. Genel olarak, ihtiyati haciz alacaklının alacağını güvence altına alan dondurucu bir etkiye sahiptir: mallar üzerindeki tasarruf hakkını sınırlar, ancak doğrudan mülkiyet devri oluşturmaz. Alacaklının temel amacı, alacağını zamanında tahsil etmektir ve ihtiyati hacizle borçlu bu süre içinde malları elinden çıkaramaz hale gelir.

İhtiyati Hacize Başvuru Şartları

İhtiyati haciz talebinde bulunmak için kanunda sayılan bazı koşulların bir arada gerçekleşmesi gerekir. Başlıca şartlar şunlardır:

  • Para Alacağı Olması: İhtiyati haciz yalnızca para alacakları için istenebilir. Yani alacaklının elindeki talep, nakdi (TL veya döviz) olarak gösterilebilen bir alacak olmalıdır. Bir hizmetin ücreti, bir borç senedi bedeli veya çek tutarı gibi talep konularında ihtiyati haciz mümkünken, örneğin mülkiyet iadesi talebi, tazminat veya fikri mülkiyet hakkı gibi paraya çevrilemeyen taleplerde ihtiyati haciz yapılamaz. Bu, ilke olarak talebin maddi bir karşılığı, borçtan kaynaklı olması gerektiği anlamına gelir.

  • Alacağın Rehinle Teminatlı Olmaması: İhtiyati haciz, talep konusu alacağın aynı zamanda alacaklı lehine bir rehinle temin edilmiş olmamasına bağlıdır. Başka bir anlatımla, alacak rehinle güvenceye alınmışsa ihtiyaç duyulmadığı için ihtiyati haciz talep edilemez. Bir gayrimenkul veya taşınabilir eşya üzerinde rehin varsa, ihtiyati haciz yoluna gidilemez. (Bunun istisnası, kanunda açıkça belirtilen hallerde “önce rehnin paraya çevrilmesi gerekmez” hükümleridir; bu hallerde alacaklı doğrudan ihtiyati hacize başvurabilir.) Eğer alacağın sadece bir kısmı rehinli ise, rehin dışındaki kısmı için ihtiyati haciz kararı alınabilir.

  • Borçlunun Mal Kaçırma Tehlikesi ve Vade Durumu: Kural olarak alacağın vadesinin gelmiş (muaccel) olması, yani borçlunun ödemekle yükümlü hale gelmesi gerekir. Bu haliyle en yaygın şart “vadesi gelmiş para alacağı” istenir. Vade gelmemiş borçlar için ise istisnalar vardır. Borçlunun yerleşim yeri yoksa, yasal muhatap adresini belli etmiyorsa ya da alacağını ödemekten kurtulmak amacıyla mallarını gizliyorsa, kaçırmaya çalışıyorsa veya yurt dışına çıkma hazırlığındaysa alacağın henüz vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz talep edilebilir. Bu tür hallerde borçlunun kötü niyetini gösteren kanıtlar sunulmalıdır. Kısaca, vade gelmiş borçlar öncelikle gerekliyken, vadesi gelmemiş borçlarda ihtiyati haciz için ek bir tehlike veya hileli hareket şartı aranmaktadır.

  • Alacağın Varlığı Konusunda Yaklaşık Kanı: Mahkeme, ihtiyati haciz kararı verebilmek için alacağın gerçekten var olduğuna dair yaklaşık bir kanaat edinmelidir. Bu, “tam ispat” değil, “yaklaşık ispat” standardıdır. Alacaklı başvuruda, iddiasını destekleyen delilleri (sözleşme, faturalar, senetler, e-postalar vb.) sunmalı, borcun varlığı konusunda mahkemece kanaat oluşturmalıdır. Yargıtay uygulaması da genellikle alacağın varlığının yaklaşık olarak ispatını yeterli görür. Uygulamada örneğin imzalı çekler, kabul edilmiş senetler, taahhütlü faturalı işler bir arada dosyaya konursa mahkeme kanaat edebilir. Tek taraflı hazırlanan belgelerin (örneğin, sadece alacaklının düzenlediği fatura veya yazışma) ise yeterli olmayabileceği dikkate alınmalıdır.

  • Borçlunun Adı Soyadı, Adresi ve Tayin Edilebilirlilik: Başvurunun yapılabilmesi için borçlunun adresinin belli olması gerekir. Eğer borçluya yönelik bir tebligat yapılamıyorsa veya borçlu hiç tespit edilemiyorsa ihtiyati haciz talebi gündeme gelmez. Kanunda “yerleşim yeri bulunmaması” halinin istisna teşkil ettiği belirtilmiştir; ancak bu bir eksiklik olmadığından, genellikle borçlunun adresi ve kimlik bilgileri tam olarak dilekçede gösterilir.

  • Mahkeme Yetkisi: İcra ve İflas Kanunu’nda (m.258) belirtilen mahkeme yetki kurallarına göre başvuru yapılmalıdır. Yetkili mahkeme normalde borçlunun yerleşim yerindeki icra mahkemesidir. Eğer alacaklının başvurduğu mahkeme yetkili değilse, borçlu yetki itirazında bulunabilir.

Bu şartların tümü sağlandığında, mahkeme ihtiyati haciz kararı verebilir. Eğer herhangi biri eksikse, başvuru reddedilir. Gerektiğinde alacaklı reddedilen karara Bölge Adliye Mahkemesi düzeyinde itiraz edebilir.

Mahkemeye Yapılacak Başvuru Süreci (Deliller, Teminat, Yetkili Mahkeme vs.)

İhtiyati haciz istemi mahkemeye yazılı dilekçe ile yapılır. Süre kısıtlaması yoktur, yani dava açılmadan veya açıldıktan sonra herhangi bir anda başvurulabilir. Başvuru süreci şu ana başlıkları içerir:

  1. Başvurulacak Mahkeme ve Yetki: Yukarıda belirtildiği gibi, yetkili mahkeme borçlunun yerleşim yerindeki İcra Hukuku Mahkemesidir (İİK m.50). Eğer alacaklı aynı konu hakkında bir hukuk davası veya icra takibi içindeyse, ihtiyati haciz talebini o mahkemeye/dava dosyasına sunabilir. Aksi halde, yeni bir ihtiyati haciz dosyası açmak için icra mahkemesine başvurulur. Adliyeler arası ikametgâh farkı veya taşınmazın bulunduğu yer gibi ayrıntılı yetki kurallarında özel durumlar çok sınırlıdır; genelde tek yetkili mahkeme borçlunun adresindekidir.

  2. Dilekçenin Hazırlanması: Alacaklı (veya vekili) yazılı bir dilekçe ile mahkemeye başvurur. Bu dilekçede alacaklının ve borçlunun kimlik bilgileri (TC Kimlik/Vergi No, adres vb.), takip konusu alacak tutarı ve niteliği, alacağın doğduğu hukuki sebep, vade durumu vb. anlatılır. Ayrıca “ihtiyati haciz kararı verilmesi için gereken şartların oluştuğuna” dair gerekçeler özetlenir. Sonuç ve talep kısmında, mahkemeden özellikle borçlunun malvarlığına ihtiyati haciz konulmasını istediği belirtilir.

  3. Delillerin Sunulması: Dilekçeye, alacağın varlığını gösteren tüm belgeler eklenir. Örnek olarak çek, senet, sözleşme, satış faturası, borç ikrar senedi gibi resmi ya da özel belgeler, alacaklının alacağını kanıtlayacak şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca ihtiyati haciz gerekçesini destekleyecek belgeler de (örneğin borçlunun taşınmaz tapu kaydı fotokopisi, şirket kayıtları, banka hareketleri, tanık beyanları vb.) eklenebilir. Mahkeme yaklaşık ispata dayanacağından, alacağın mahkemece kabul edilebilmesi için elinizden gelen her delili sunmanız yararlıdır.

  4. Teminatla İlgili Beyan: Dilekçede, mahkemenin gerek görmesi halinde bir teminat talep edeceği kabul edilerek bu konuda taahhüt verilir. Mesela “alacaklı ihtiyati haciz kararı verilirse, gerekli görülecek miktarda teminatı mahkeme veznesine yatıracaktır” şeklinde bir beyan eklenebilir. Bu beyan mahkeme kararıyla gerçekleşecek bir zorunluluğu önceden kabul etme özelliğindedir.

  5. Takip Talebi ve İlamın Durumu: İhtiyati haciz dilekçesinde, eğer alacak yargı kararı ile tespit edilmişse bunun (ilamın) takip dosyasında kullanılacağı belirtilir. İlam yoksa dilekçede “ilamsız icra takibi” olduğu gibi bir ibare yerine, sadece alacak talebi üzerine ihtiyati haciz istendiği ifade edilir. İḢ̇ talebi genellikle esas taleple aynı anda değil, önleyici bir istek olarak yapılır.

  6. Mahkeme İdrakı ve Karar: Mahkeme, sunulan belgelerle yetinerek tarafları dinlemeyebilir. Ancak gerekirse karşı taraf (borçlu) dinlenebilir. Hâkim, alacaklı tarafından getirilen delillere bakarak ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığına karar verir. Eğer şartlar varsa ve alacaklı ileri sürdüğü kanıtlarla ikna olmuşsa, mahkeme ihtiyati haciz kararı verir. Bu karar yazılı hale getirilir ve kararda mahkeme mührü bulunur.

  7. Teminat Kararı: İhtiyati haciz kararını veren mahkeme çoğunlukla alacaklıdan teminat yatırmasını ister. Teminatın miktarı kanunda net olarak belirlenmemiştir; uygulamada mahkeme genellikle alacak miktarının yaklaşık %10-%15’i oranında teminat talep eder (İİK m.258). Burada şu durumlar göz önüne alınır:

    • Alacak ilama dayanıyorsa: Mahkeme, karar kendi payına kesinleştiği için teminat istemez.

    • Alacak ilam niteliğindeki belgeye dayanıyorsa (örneğin icra dosyasındaki bir belge): Teminata gerek olup olmadığı mahkemenin takdirindedir.

    • Diğer hallerde: Alacak, ilam veya ilam gibi belgeye bağlı değilse mahkeme zorunlu olarak teminat ister. Bu durumda teminat miktarını belirlemek mahkemenin yetkisindedir.

  8. Kararın Tevdii: Mahkeme karar verdikten sonra karar metni düzenlenir ve taraflara tebliğ edilir. Alacaklı bu kararı alır almaz 10 günlük sürede icra dairesine başvurmalıdır. Borçluya kararın tebliğ edilmesi halinde, borçlu 7 gün içinde itiraz edebilir. Ancak karar borçluya tebliğ edilmemişse, mahkeme 10 günlük başvuru süresi muhatap olmadan işlem yapabilir.

Kararın İcrası: Nasıl ve Nereye Uygulanır?

İhtiyati haciz kararının mahkemece verilmesinin ardından icra dairesine başvurulmalıdır; aksi halde karar kendiliğinden düşer. İcra ve İflas Kanunu’nun 261. maddesine göre, alacaklı ihtiyati haciz kararını aldığı tarihten itibaren 10 gün içinde ilgili icra müdürlüğünden kararın infazını talep etmek zorundadır. Bu süre geçerse karar hükümsüz hale gelir.

  • Başvurulacak İcra Dairesi: Yetkili icra dairesi, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerdeki icra müdürlüğüdür. Misal, mahkeme İstanbul’da ise, İstanbul’daki ilgili icra müdürlüğü başvuruya yetkilidir. Yetki konusundaki hata, ciddi hak kaybına yol açabilir; bu yüzden başvurulan dairenin doğru seçilmesi çok önemlidir.

  • Başvuru Şekli: Alacaklı veya vekili, ihtiyati haciz kararının aslı veya onaylı bir örneği ile icra müdürlüğüne yazılı başvuruda bulunur. Başvuruda belirlenecek husus, mahkeme kararının incelenerek karar gereğince haczin uygulanmasıdır. Başvuru yapılınca icra müdürü üç gün içinde dosyaya ihtiyati haciz kararını işler ve işlemi uygulamaya başlar.

  • İcra Müdürlüğünün İşlemleri: İcra müdürü ihtiyati haciz kararını dosyaya aldıktan sonra, genel haciz usullerine göre işleme geçer. Öncelikle karar gereğince borçlunun malvarlığına haciz şerhi konulur. Bu kapsamda icra memuru şunları yapar:

    • Taşınır mallar: Borçlunun araçları, makine-teçhizat, değerli demirbaşlar, nakit para, işletme stokları vb. elle dolaylı olarak haczedilebilir. Gerekiyorsa ilgili eşyalar alınıp mahkemenin belirlediği bir depoya konulur ve haciz tutanağı düzenlenir.

    • Taşınmaz mallar: Borçlunun sahip olduğu gayrimenkuller için ilgili tapu müdürlüğüne yazı yazılır. Tapu siciline, haczin konulduğu bir şerh düşülür; böylece borçlu bu taşınmazları satamaz veya devredemez. Haciz şerhi ipotek gibi bir tedbir niteliğindedir.

    • Banka hesapları, alacaklar: Borçlunun çeşitli banka ve finans kuruluşlarındaki hesaplarına haciz gönderilir. Banka hesapları bloke edilir. Borçlunun üçüncü kişilere karşı olan alacakları (örneğin kira alacağı, senet bedeli) varsa bunlara da haciz tatbik edilir.

    • Kambiyo senetleri: Eğer borçlu çek veya bono ödememişse, bu senetler için de icra dairesi gerekli işlemleri yapar (örneğin bizzat senetlere ihtiyati haciz konulması).

    • Ücret ve Gelir: Borçlunun SGK’daki prim gelirleri, KİT’lerdeki alacakları gibi durumlardan da haciz yoluna gidilebilir.

    • Haciz Tutanağı: Tüm tespit edilen mallar için bir haciz tutanağı tutulur. Bu tutanak borçlunun elinde olan veya üçüncü kişilerde geçebilecek malların listesini içerir.

İcra müdürü aynı zamanda borçlunun bildirimi üzerine veya tespiti yapıldıktan sonra bu malların fiili teslimine (örneğin demirbaşların kamyonla taşınıp muhafaza altına alınması) yönelik işlemleri başlatır. İcra takibi içerisinde ihtiyati haciz, genel haciz hükümlerine tabidir, yani özel bir usul gerekmez. Borçlunun itirazları ve borçlunun ödemesi gibi durumlarda icra müdürü yasal sorumluluklarına göre hareket eder.

  • Dondurucu Etki: İhtiyati haczine karar verilen mallar, alacaklı talep etmediği veya icra takibi tamamlanmadığı sürece satılamaz. Sadece ihtiyaç halinde (örneğin mal hızla bozuluyorsa veya muhafazası zorsa) mahkeme kararıyla istisnai satım yapılabilir. Bu istisnai satımda elde edilen bedel mahkeme emrine veya güvenilir bir hesapta tutulur. Normal şartlarda ise mallar sadece icra takibi kesinleştiğinde satışa çıkarılır.

  • Genel İcra Hükümleri: İhtiyati haciz kararı uygulandıktan sonra takip, İcra ve İflas Kanunu’nun diğer hükümleri çerçevesinde devam eder. Yani alacaklı icra takibini sürdürmek, ödeme emri göndermek, borçlu itiraz ettiğinde itirazı kaldırmak gibi adımları atar. Bu şekilde dondurulmuş mallar, icra satışı aşamasına kadar bekletilir.

Süreçte Dikkat Edilmesi Gerekenler (Süreler, İtiraz Yolları, Teminatın İadesi vb.)

İhtiyati haciz ve takip sürecinde belirli zamanlamalar ve prosedürler önem taşır. Tarafların bunlara dikkat etmesi gerekir:

  • 10 Günlük Süre (İcra Takibine Başvuru): Mahkeme kararı kendisine tebliğ edilen alacaklı, 10 gün içinde icra dairesine başvurarak kararın infazını istemelidir. Bu süre geçmezse ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar. (İcra takibine konu bir dava varsa, kararla birlikte 1 ay içinde takip açılmalı; dava açılmamışsa 7 gün içinde takip talebinde bulunulmalıdır, İİK m.264.) Alacaklı bu süreyi iyi hesaplamalıdır.

  • Borçlunun İtiraz Süresi (7 Gün): Borçlu, ihtiyati haciz kararının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edebilir. İtiraz sadece “mahkemenin yetkisi”, “haczin dayandırıldığı sebepler” (alacak konusu, şartlar) veya “teminat miktarı” gibi sınırlı noktalara ilişkin olabilir. Yani borçlu itirazında alacağını tamamen reddetse bile, mahkemenin yetkisi ve haciz şartları dikkate alınır. İtiraz başvurusu yasal süre içinde yapılmalı; aksi halde hakkı düşer.

  • Üçüncü Kişilerin İtirazı: İhtiyati hacze konu mal veya haklar, o mallarla ilgili hukukî menfaati bulunan üçüncü kişiler tarafından da itiraz edilebilir. Bu kişiler, haczi öğrendikleri tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz edebilirler. Örneğin borçlunun eşi, ortağı veya icradaki malları üzerinde hukuki sınırları olan bir kişi haklarının ihlal edildiğini iddia ederse itiraz şansı vardır.

  • İtirazın İncelenmesi: Hâkim, itirazı gerekçeleriyle birlikte değerlendirir. Gerekirse tarafları duruşmaya çağırır veya dosya üzerinden inceleme yapar. İtiraz yerinde bulunursa ihtiyati haczi tamamen veya kısmen kaldırabilir. Örneğin borçlu alacağını ödeyeceğini yazılı teminat göstererek belgelemişse, haciz kaldırılabilir. Karara karşı taraflar istinaf hakkını kullanabilir; ancak bu süreç icra takibinin durmasına yol açmaz.

  • Mal Beyanı: Ödeme emri süresi dolduktan ve itiraz hali netleştiğinde borçlunun mal beyanı vermesi beklenir. Normalde borçlu, ödeme emrine itiraz etmediyse ödeme emri tebliğinden itibaren 7 gün içinde, itiraz ettiyse itirazın reddedilmesi kararından itibaren 3 gün içinde mal beyanı yapmakla yükümlüdür (M.74). Mal beyanı, borçlunun kendisinde veya başkasında tuttuğu tüm mal, taşınmaz, alacak ve gelirleri ayrıntılı olarak yazılı veya sözlü bildirmesidir. Örneğin arabalar, tapular, banka hesapları, kira gelirleri detaylandırılır. Borçlunun, borç tutarına eşit veya fazla şekilde mal beyan etmesi gerekir; aksi takdirde cezaî sorumluluk (icra cezası) doğar. Borçlunun mal beyanı dolaysız olarak borca dönüştürülmez ancak haciz memurunun hangi mallara yönelmesi gerektiğini gösterir.

  • Haczin Kesin Hale Dönüşmesi: Borçlu itiraz etmezse veya itirazı kaldırıldıysa, artık ihtiyati haciz kesinleşmiş icra haczine dönüşür. Bu durumda alacaklı, icra dairesine başvurarak haczedilen malların satışını talep edebilir. Yani ihtiyati haciz, icra takibinin normal aşamalarında icra haczi olarak devam eder.

  • Teminatın İadesi: İstendiği takdirde alınan teminat, ihtiyati haciz kararı ortadan kalktığında iade edilir. Örneğin alacaklı alacağını tahsil etmişse veya ihtiyati haciz mahkemece iptal edilmişse, yatırılan teminat alacaklıya veya teminatı gösterene geri verilir. Yasada teminat iadesi için özel süre bulunmamakla birlikte genel uygulamada ihtiyati haciz kararının kesinleştiği tarihten itibaren makul bir süre içinde (genellikle bir yıl içinde) iade talep edilir. İade başvurusu mahkemeye dilekçe ile yapılır; dilekçede teminat miktarı ve banka hesap bilgileri gibi ayrıntılar belirtilir. Teminat iadesi, alacaklının alacağına kavuştuğu veya ihtiyati haczin kaldırıldığı kesinleştiği zaman yapılır.

  • İtiraz ve Şikayet Yolları: Hangi aşamada olursa olsun, taraflar usul hatası görürse icra mahkemesine şikayet edebilir. Örneğin, borçlu kendisine tebliğ edilmeyen bir ihtiyati haciz kararına karşı icra mahkemesine başvurabilir. Alacaklı da icra müdürünün işlem hatası veya süre ihlali yapması halinde icra mahkemesinden (şikayet yoluyla) düzeltilmesini isteyebilir. Genelde ısrarlı hacizlerde şikâyet usulleri uygulanır.

Bu süreçte, tüm sürelerin yakından takibi esastır. Ödeme emri gelince acilen cevap vermek, mal beyanı yapılması gerekirse zamanında iletmek önemlidir. Gerektiğinde itiraz veya şikayet hakları düzgün kullanılmalıdır. Teminat yatırma ve iade işlemleri de düzgün takibi gerektirir. Alacaklı ve borçlu bu hususlara dikkat ederek hak kaybı yaşanmasının önüne geçebilir.

İcra Takip Sürecinin Başlatılması

İhtiyati haciz işlemleri alacaklının asıl alacağının takip sürecini tamamen ortadan kaldırmaz. Alacaklı, alacağını tahsil etmek için icra takibini başlatmak zorundadır. İcra takibi başlatma aşaması şöyle işler:

  1. Takip Talep Dilekçesi Verme: Alacaklı, talebiyle ilgili icra müdürlüğüne bir icra takip talep dilekçesi verir. Bu dilekçede alacaklının ve borçlunun kimlik bilgileri, talep konusu alacağın miktarı ve kaynağı, varsa temerrüdüne düşürme belgeleri belirtilir. Örneğin borç senedi, sözleşme, fatura, mahkeme kararı veya devlete verilmesi gereken bir belgeye dayalı alacak olarak gösterilir. Dilekçe ile birlikte alacaklı var ise asıl alacak konusunu kanıtlayan belgeler icra dairesine sunulur.

  2. Hukuki Dayanağa Göre Takip Türü:

    • İlamlı Takip: Eğer alacak, önceden mahkeme kararıyla kesinleşmişse (örneğin bir mahkeme ilamı veya icra mahkemesi kararı varsa), bu kararın fotokopisi takibe eklenir. Mahkeme kararı üzerinde yazılı miktar aynen takip edilir. Böylece ilamlı takip başlar. Bu durumda icra müdürü, borçluya ödeme emri göndermekle görevlidir.

    • İlamsız Takip: Eğer mahkeme kararı yoksa, ilamsız takip açılır. Bu durumda alacaklı, temel dayanağı olan belgeleri (senet, çek, sözleşme vs.) göstererek alacağını kanıtlamaya çalışır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği, ilamsız takipte bir şarta bağlanmaksızın mahkeme kararına eşdeğer belgeye sahip olması gerekmez. Ancak kesin takip sonucunda borçlu ödemeye ikna edilmelidir.

  3. Masraf ve Harç Ödenmesi: Takip talep dilekçesi ile birlikte ilgili harç ve masraflar ödenir. İlamsız takip için İcra ve İflas Kanunu’na göre harçlar, ilamlı takip için harç ve dosya masrafları yatırılır. Bunlar yerine getirildikten sonra takibe geçilir.

  4. Ödeme Emrinin Çıkarılması: İcra müdürü icra dosyasını açar ve eğer talepler usule uygunsa bir ödeme emri düzenler. Ödeme emri, borçluya tebliğ edilmek üzere hazırlanır. Bu emirde borçluya borcunu ödeme veya itiraz etme süresi tanınır. Süreler normalde 7 gün civarındadır (tüketici veya kambiyo alacaklarında daha uzun olabilir). Borçlu ödeme emrini aldıktan sonra ya borcunu öder, ya itirazda bulunur, ya da hiçbir işlem yapmaz.

  5. Takip Numarasının Verilmesi: İcra dairesi başvuruyu kabul edip takibe koyduğunda borçluya ödeme emri tebliğ edilir ve takip numarası verilir. Bu aşamadan sonra icra takibi resmen başlamış olur. Alacaklının ihtiyati haczini boş yere alan bir talepten öteye götürmek için şimdi icra sürecini takip etmesi gerekecektir.

Özetle, ihtiyati haciz alındıktan sonra alacaklı icra takibine devam eder. İcra takibi, alacağı tahsil edebilmenin esas yoludur. Mahkeme kararıyla alınan ihtiyati haciz, icra takibi devam ederken bir koruma görevi görür; icra takibinin en sonunda alacağı tahsil edilebilecek duruma getirir.

İcra Takibinde Dikkat Edilmesi Gerekenler (Ödeme Emrine İtiraz, Mal Beyanı, Haciz vs.)

İcra takibinde borçlu ve alacaklı adına önemli işlemler bulunmaktadır. Önemli adımlar ve hususlar şunlardır:

  • Ödeme Emri ve İtiraz Süreci: Borçlu, ödeme emrini aldıktan sonra genellikle 7 gün içinde borcunu ödeyebilir veya itiraz edebilir. İtiraz ederse icra mahkemesi devreye girer; itiraz etmeyen borçlu ödeme yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılır. İtirazın iletilmesiyle icra takibi geçici olarak durur ve alacaklının itirazı kaldırma başvurusu beklenir. Alacaklı itirazı kaldırmak için 15 gün içinde icra mahkemesine başvurmalı, mahkeme kaldırmazsa alacaklı asıl davayı açmalıdır. İtiraz yolu kullanılmazsa, borçluya ödeme emri tebliğinden itibaren devam edilir.

  • Borçlunun Mal Beyanı (İcra Beyanı): Borçlu, ödeme emrinin süresi içinde ödeme yapmaz veya itiraz ederse, borçlunun belirli süre içinde mal beyanında bulunması gerekir. Normal şartlarda 7 gün süresi vardır; kambiyo senetlerinde ise 10 gündür. Mal beyanı, borçlunun kendisinde veya başkalarına devrettiği tüm taşınır, taşınmaz, alacak ve gelirlerini detaylıca beyan etmesidir. Beyan; örneğin araçlar, gayrimenkuller, banka hesapları, sigorta alacakları, kira gelirleri gibi maddi varlıkları içerir. Amaç, borca yetecek mal varlığının tespiti ve takip edilecek malların belirlenmesidir. Borçlu, borç miktarı kadar ya da daha fazla değerde mal göstermelidir. Mal beyanında doğru bilgi verilmelidir; yanıltıcı beyan cezaî yaptırımı (tazyik hapsi) doğurur.

  • Haciz İşlemleri: Borçlu ödeme emrine cevap vermezse veya itirazı kaldırılırsa icra müdürü borçlunun mallarına icrai haciz uygular. Bu, daha önce ihtiyati haciz konulan mallar ve borçlunun mal beyanında gösterdiği mallar üzerinde yapılır. İcra müdürü ilgili yerleri (garaj, depo, işyeri gibi) dolaşarak taşınırları tutanakla muhafaza altına alır, pasaportu kulak paçalarına işaretler, tapuya şerh koyar, banka hesaplarına haciz gönderir. Haczedilen mallar, alıcılı satmalık hale gelene kadar icra dairesinin korumasında tutulur. Arabalar trafikten men edilir, taşınmazların tapularına satılmasın diye şerh konur, senetler elde tutulur.

  • Satış Aşaması: Eğer icra takibi sonunda alacaklı borcuna kavuşmuşsa (parası alınmışsa) hacz edilen mallar üzerindeki kayıtlar kısmen çözülür. Örneğin borçlu parayı öderse, icra müdürü haczi kaldırır. Ödeme yapılmazsa, alacaklı mahkemeden satış izni alır ve haczedilen mallar ihale ile satışa çıkarılır. Genellikle önce taşınırlar satılır; taşınmaz satışları için tapuda ilan verilir. Yapılan satıştan elde edilen para, öncelikle icra masraflarını ve ihtiyati haciz teminatını karşılar, kalan varsa alacaklıya ödenir.

  • Takip Devamında Üçüncü Kişiler: Borçlunun mal beyanındaki mallar başkalarının hukuki alanına giriyorsa (örneğin ortak mülk, başkasının adına taşınmaz vb.), o kişiler de savunma yapabilir. Alacaklı bu durumda icra mahkemesine başvurup üçüncü kişinin beyanının teyidini sağlayabilir veya haczin bu kişilerin hakkına müdahale edip etmediğini tartışabilir.

  • Usul Kurallarına Uyum: İcra takibinde her aşamadaki süreler, şekil şartları çok önemlidir. Ödeme emrine itiraz edenin dilekçesindeki usule dikkat edilmeli (belirtme vs.). Ödeme emri usulsüz tebliğ edildiyse (örneğin evrak eksiksa), borçlu bunu öğrendiğinde 7 gün içinde icra mahkemesine başvurmalıdır. Borçluya tebligatın zamanında yapılmaması halinde, borçlu tekrar süre alabilir. Alacaklı da, itiraz edildikten sonra 15 günlük süreyi veya mahkeme kararından sonra 7 günlük süreyi kaçırmamalıdır.

  • Takip Numarasını Takip Etmek: Alacaklı ödemeye bağlı masrafları yatırdıktan sonra icra dairesi bir takip numarası verir. Bu numara aktif olduğu sürece her işlem kayıt altına alınır. Takip numarası öğrenilip UYAP üzerinden takip gelişmeleri yakından izlenmelidir.

  • Mal Beyanının Ardından Yapılanlar: Mal beyanı beyan edilen malların tespitiyle sonlanmaz; icra müdürü gerekirse yerinde inceleme yapar. Borçluya ait haksız mallar suistimal edilmeye çalışılırsa, alacaklı icra müdüründen ek araştırma isteyebilir. Borçlu beyanından sonra bir mal bulundurma durumu varsa, icra mahkemesine bilgi verilir.

İcra takibinde dikkat edilmesi gereken en kritik husus, tüm bu işlemlerin usulüne uygun ve zamanında yapılmasıdır. Hem borçlu hem alacaklı belirlenen süreleri kaçırmamalı, belgeleri eksiksiz sunmalı, usul kurallarına aykırı hareket etmemelidir. Aksi takdirde hak kaybı veya ilerde hukuki sorun çıkması kaçınılmaz olur.

İhtiyati Haciz ile İcra Takibi Arasındaki İlişki

İhtiyati haciz ile icra takibi, alacaklının talebini sonuçlandırma yolunda birbiriyle bağlantılı ancak farklı aşamalardır. Aralarındaki ilişki şöyle özetlenebilir:

  • Ön Aşama ve Asıl Takip: İhtiyati haciz, alacaklının esas takip süreci gerçekleşmeden önce aldığı bir tedbirdir. Borçluya açılacak dava ya da takip devam ederken, bu takibin başarılı olması için önceden malvarlığının güvence altına alınması amaçlanır. İcra takibi ise alacağın fiilen tahsilini sağlayan asıl işlemdir. Dolayısıyla ihtiyati haciz alacaklının daha alacağa kavuşamadan önce korunma talebini, icra takibi ise alacak tahsil edildikten sonra işlemin tamamlanmasını sağlar.

  • Dönüşüm (Hüküm ve İnfaz): İcra takibi sürecinde borçlu ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı kaldırılırsa, ihtiyati haciz otomatik olarak normal icra haczine dönüşür. Kanunen ihtiyati haciz kararı, “kendiliğinden icrai hacze inkılâb eder.” Bu durumda alacaklı artık haczedilen malların satışını doğrudan isteyebilir. Yani ihtiyati haciz, esas takip aşamasına sorunsuz geçişi garantiler.

  • Birlikte Uygulama: İhtiyati hacizle korunan alacak, icra takibinde kullanılır. Örneğin bir hukuk davası sürerken ihtiyati haciz alınmışsa, dava sonuçlanınca kazanılan alacağın icra takibine dönüştürülmesi kolaylaşır. Borçlu malları zaten tutularak bekletildiği için alacaklı icra yoluyla tahsilata geçebilir. Benzer şekilde, ilamsız bir takibe başlanacaksa alacaklı ihtiyati haczini açılıştan önce alarak da malları güvene alabilir.

  • Tamamlayıcı İşlev: İhtiyati haciz, icra takibini tam tamamlar. İcra takibi olmadan ihtiyati haczin yeri yoktur; icra takibiyle elde edilen para ve mallar üzerinden hesap yapılır. Öte yandan icra takibini kolaylaştırır: Alacaklı, borçlunun mal varlığını engelleyerek asli sürece başlama şansını artırır. İcra takibine başlamadan önce ihtiyati haciz almak çoğu zaman alacağın elde edilme şansını yükseltir.

  • Takip İçindeyken İhtiyati Haciz (İcra Sürecinde Ek İhtiyati): Kanunda (İİK m.281) icra takibi devam ederken de ihtiyati haciz talebi öngörülen haller vardır. Örneğin ödeme emrine itiraz edilen bir takipte, iflas kararı alınmasını beklemeden ihtiyati hacizle kısıtlayıcı tedbir istenebilir. Bu, takip süresince ortaya çıkabilecek yeni bir risk için mahkemeden ek koruma talebini mümkün kılar. Böylece ihtiyati haciz tamamen farklı bir seçenek olarak da kullanılabilir.

  • Hukuki Ayrım: Hukuki açıdan ihtiyati haciz ayrı bir dava dosyasında ele alınırken, icra takibi ayrı bir icra dosyasında yürür. Bu ikisi ayrı süreçlerdir, ancak birbirini tamamlayan parçalardır. İhtiyati haciz, icra takibi sonunda zorunlu hale gelir. Sonuçta istendikten yıllar sonra parası alınmış bir borç için, o süre içindeki mallar ihtiyati hacizle bağlı kaldığı için icra takibi başarıyla sonuçlanır.

Özetle ihtiyati haciz ile icra takibi, aşamalı bir bütünün parçalarıdır. Alacaklı ihtiyati hacizle borçlunun mallarını şimdiden güvence altına alırken, icra takibiyle alacağını elde etmeye çalışır. Birini diğerinden bağımsız düşünmek mümkün değildir; haklı bir takip için çoğu kez ihtiyati haciz alınması, ondan çıkan parayı tahsil etmek için icra takibi yürütülmesi gerekir.

İhtiyati Haciz Uygulamasında Sık Karşılaşılan Sorunlar

İhtiyati haciz ve devamındaki icra takibi uygulamasında bazı pratik sıkıntılarla karşılaşılabilir. Bunlardan bazıları ve genel çözüm önerileri şunlardır:

  • Sürelerin Kaçırılması: En yaygın sorun, başvuru ve itiraz sürelerinin gözden kaçmasıdır. Örneğin mahkeme ihtiyati haciz kararı verdikten sonra 10 günlük icra dairesine başvurma süresi dolarsa, karar düşer. Benzer şekilde borçlu ödeme emrine 7 gün içinde itiraz etmezse sonradan itiraz hakkını kaybeder. Çözüm: Süreleri takip etmek için hatırlatıcı sistemleri kullanın. Karar veya tebligatı aldığınız anda takvim uygulamasına kritik tarihleri not edin. Süreler dolmadan hukuki işlemleri başlatın.

  • Yetersiz Delil ve Bilgi: Başvuruda eksik bilgi ya da belge sunulması, mahkemenin ihtiyati haciz verememesine yol açabilir. Çoğu zaman vatandaş belgelerin tam olmadığını bilmez. Çözüm: Başvuru öncesi gerekçeleri ve kanıtları eksiksiz hazırlayın. Alacağın kaynağını gösteren her belgeyi dosyaya ekleyin. İhtiyacınız yoksa bile sözleşmeleri, faturaları, çek-senetleri hazırlayın. Borçlunun kimlik ve yerleşim yeri bilgilerini teyit edin.

  • Teminat Problemleri: Mahkemece istenen teminat, özellikle yüksek alacaklarda alacaklı için zorlayıcı olabilir. Eğer teminat yatırılmazsa ihtiyati haciz kararı uygulanmaz. Çözüm: Teminat sorununu baştan hesaplayın. Mümkünse düşük teminat alınmasını mahkemeden isteyin veya avukatınız aracılığıyla teminatın azaltılmasını talep edin. Başka bir çözüm, alacaklının elinde nakit yoksa teminat mektubu kullanmaktır. Teminat koyma kararı kesinse teminatı yatırdıktan sonra başvurun.

  • Borçlunun Mal Kaçırması: Borçlu malvarlığını gizlemek veya devretmek amacıyla hareket edebilir. Çözüm: İhtiyati haciz, zaten bu riske karşı alınmış bir tedbirdir. Sürecin hızlı yürütülmesi önemli: Mahkeme kararını alınca derhal icraya başvurun. Mal beyanını takip edin. Borçlu yeni mal ediniyorsa icra mahkemesine başvurarak değerlendirin. Üçüncü kişilerden gelen bildirimlere dikkat edin. Gerekirse yeni ihtiyati haciz talep edin (örneğin ek teminat gibi).

  • Yetki İtirazları: Borçlu yanlış mahkemeye başvurduğunuzu iddia ederek itiraz edebilir. Çözüm: Yetki kurallarını baştan netleştirin. Dilekçede yetkili mahkemenin doğru seçildiğini gösterin. Yetki itirazına karşı belge ve delil hazırlayın. Eğer mahkeme yetkisiz bulunursa, talebi yetkili mahkemeye taşıyın.

  • İcra Müdürünün Eksik İşlemleri: Bazen icra memuru tespit yapmayı geciktirebilir veya takip kısımlarını ihmal edebilir. Çözüm: İcra dosyasının işlemlerini düzenli kontrol edin. Gerekirse icra dairesine yazılı bildirimle hatırlatın. UYAP üzerinden takip gelişmelerini izleyin. Şüpheli bir gecikme veya ihmal varsa icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilirsiniz.

  • Borçlunun Bilgi Eksikliği: Borçlular çoğunlukla mal beyanı, süreler, hakları konusunda bilgi sahibi değildir. Çoğunlukla son dakikaya bırakır ve zarar görürler. Çözüm: Borçlu da bu aşamaları önceden öğrenmelidir. Ödeme emri tebliği sonrası süreci bilmiyorsanız hukuki görüş alın. Süreleri kaçırmamak için dikkatli olun.

  • Şikayet ve Temyiz Yollarının Yanlış Kullanımı: Bazen taraflar hangi makamın neyi çözeceğini karıştırır. Örneğin itiraz edilen ihtiyati haciz kararı için yöneliş gereken merci icra mahkemesiyken doğrudan temyiz yoluna gidebiliyorlar. Çözüm: Her hukuki adımın kanuni karşılığını öğrenin. İhtiyati hacizle ilgili itirazlar icra mahkemesi, ret kararına itiraz bölge adliye mahkemesidir. Öğrenme yanlışlarına karşı cezaî sonuçlar doğabilir; bu yüzden dikkatli hareket edin.

İhtiyati Haciz
İhtiyati Haciz
author avatar
Kübra YILDIZ ÇOLAK