İİK m.257 vd. hükümlerinde düzenlenmiş olan geçici hukuki koruma tedbirlerinden birisidir. Uygulama noktasında ihtiyati tedbir ile çok karışması muhtemel bir kurum olmakla birlikte esasen farklı kurumlardır. Alacaklının rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el koymasına ihtiyati haciz denmektedir. İhtiyati tedbir ise dava konusu üzerinde borçlunun tasarrufunu engellemek amaçlı para dışındaki alacaklara uygulanan geçici hukuki koruma tedbiridir.
İhtiyati haciz kurumuna ancak mahkeme kararı ile birlikte gidilebilir. Yani tahsil edilemeyen bir senet için işlem yapılamak isteniyorsa öncelikle Ticaret Mahkemesinden karar alınması gerekmektedir. Koruma mahiyetinde olan bir kurumdur o yüzden kesin hacizden farklıdır,geçicidir. Henüz haciz aşamasına geçilmeden borçlunun mallarına el atma imkanı veren bir kurumdur ancak paraya çevirme yetkisi vermemektedir.
İhtiyati Haciz Kavramı ve Uygulama Alanları
İhtiyati haciz kavramı İcra İflas Kanunu’nun 257-268. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti (güvence) altına almak için, mahkeme kararı ile borçlunun borcuna yetecek kadar malına (önceden) geçici olarak hukuken el konulmasıdır. İhtiyati haciz kararının konusu sadece para alacaklarıdır.
İhtiyati haciz talep edebilmek için bir para borcunun mevcut olması gerekir. Böylece ihtiyati haczin, ihtiyati tedbirden farklı olarak, sadece para alacakları için öngörülmüş bir tedbir olduğu vurgulanarak yanlış uygulamaların önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Yüksek mahkeme, içtihadı birleştirme kararı ile, ihtiyati haciz kararının konusunun sadece para alacakları olduğu; teminat alacağı hakkında kanunda belirtilen şartların oluşmaması halinde ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine hükmetmiştir.
Yargıtay İBK 27.12.2017 tarihli , 2016/1 E. 2017/6 K. sayılı kararı RG 20.06.2018 sa 30463
“İcra ve İflas Kanunu’nun 257.nci maddesinde ihtiyati haciz şartları sayılmıştır. Bu maddede 17.07.2003 gün ve 4949 sayılı kanunun 59.uncu maddesiyle yapılan değişiklikte, madde başlığı ‘ihtiyati haciz’ iken ‘ihtiyati haciz şartları’; birinci fıkrasında yer alan ‘borcun’ ibaresi, ‘para borcununun’ şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik göstermektedir ki, teminat alacakları için İcra ve İflas Kanunu’nun 42 nci maddesi gereğince genel haciz yolu ile ilamsız takip yapılabilir ise de ihtiyati haciz kararı verilemez. Çünkü İcra ve İflas Kanunu’nun 257’nci maddesinde ihtiyati haciz, sadece ‘para alacakları’ için öngörülmüştür. İhtiyati haciz; ‘icra işlemi’ değill, özel geçici hukuki koruma müessesesi olduğundan, ancak İcra ve İflas Kanunu’nun 257’nci maddesindeki şartlar çerçevesinde karar verilebilir. O halde, teminatın ‘depo edilmesi’ için ihtiyati haciz kararı verilemez”
İhtiyati Hacze Nasıl Başvurulur
İhtiyati hacze başvurulabilmesi için ihtiyati hacze esas alacak söz konusu olmalıdır ve ortada ihtiyati haciz sebebi olmalıdır. İhtiyati hacze esas olan alacağın bir para alacağı olması ve rehinle temin edilmemiş olması önemlidir. Vadesi gelmiş bir para alacağının bulunması kuraldır ancak vadesi gelmemiş alacaklar için kanun koyucu İİK m.257/2’de özel sebepler düzenlemiştir. Bunlar;
- Borçlunun bilinen yerleşim yerinin olmaması
- Borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amaçlı mallarını gizlemesi, kaçırması veya kendisinin kaçmaya hazırlanması veyahut kaçarsa ya da hileli işlemlerde bulunması
İhtiyati haciz için mahkemeye başvurulması gerekmektedir. Mahkemeye taraflar kendileri başvurabileceği gibi avukat yardımı ile de işlem yapılabilir. Görevli mahkeme İİK m.50 uyarınca genel hükümlere göre belirlenir. Yani Tüketici Mahkemesi ilamına ilişkin bir kararın ihtiyati haciz kararı yine Tüketici Mahkemesinde verilmektedir. Yargılama usulü basit yargılama şeklinde yapılmaktadır. İhtiyati haciz talebi dava ile birlikte isteniyorsa üst kısımda belirtilmelidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkeme tarafları dinleyip dinlememekte serbesttir. Dinlemeksizin de karar verebilir, bunun itirazı mümkündür.
Mahkeme ihtiyati haciz talebine karşı kabul kararı verir ise vereceği karar m.260’a uygun olmalıdır. Kabul kararı ile birlikte teminata da karar verebilir. “Verilebilir” denmesinin nedeni ilama dayanılıyorsa bu durumda teminat alınmamaktadır, ilam niteliğinde bir belgeye dayanıyorsa mahkemenin takdirindedir, adli yardım alıyorsa yine teminat alınmamaktadır. Bu gibi haller dışında mahkeme teminat kararı vermektedir.
İİK m.261 uyarınca ihtiyati haciz kararı verildikten sonra 10 gün içerisinde icra edilmesi talep edilmelidir. Talebin icra dairesinden istenmesi gerekmektedir. İhtiyati haciz ile birlikte malların haczi sağlanıyor olsa bile satışı mümkün değildir. Sadece muhafazası zor ve maliyetinde düşme yaşanıyorsa bu durumda satışı sağlanabilir.
Haciz esnasında tarafların bulunmaması söz konusu ise bu durumda icra müdürü tutanak tutup bunu icra dairesine verir. İcra dairesi 3 gün içerisinde hazır bulunmayan borçlu veya 3. kişiye tebliğ eder. Bu husus kesin hacizde farklı olmaktaydı, orada icra dairesi kişiye gelip icra dairesinde görmesi için 103 davetiyesi göndermekteydi.
Haciz esnasında borçlu bir teminat gösterir veya 3.kişi taahhütte bulunursa icra memurundan malların kendisinde kalmasını talep edebilir. Bu husus da genel haciz yolunda kesin haciz aşamasından farklıdır. Çünkü orada alacaklının buna ilişkin onayı gerekmektedir.