Pratik Bilgilerİntifa Hakkı: Mülkiyetin Özünü Başkasında Bırakarak Eşyadan Tam Yararlanma

7 Aralık 2025

Giriş

Modern hukuk sistemlerinin temelini oluşturan mülkiyet hakkı, sahibine bir eşya üzerinde en geniş yetkileri tanıyan mutlak bir ayni haktır. Bu yetkiler klasik Roma Hukuku tasnifinden bu yana kullanma (usus), yararlanma (fructus) ve tasarrufta bulunma (abusus) olarak üç ana başlıkta toplanır. Mülkiyet hakkının bu bütüncül yapısı, ekonomik ve sosyal hayatın ihtiyaçları karşısında her zaman yeterli esnekliği sunmayabilir. Özellikle aile içi ilişkilerin düzenlenmesi, miras planlaması, ticari işletmelerin devamlılığının sağlanması gibi durumlarda, mülkiyetin bu üç temel yetkisinin birbirinden ayrılarak farklı kişilere tahsis edilmesi ihtiyacı doğmuştur. İşte bu ihtiyaca cevap veren, mülkiyetin özünü (çıplak mülkiyet) malikte bırakırken, ondan tam ve mutlak bir şekilde yararlanma yetkisini belirli bir kişi lehine tesis eden hukuki kurum intifa hakkı’dır.

İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya malvarlığı üzerinde, hak sahibine konusu olan şeyden tam bir yararlanma (kullanma ve ürünlerinden faydalanma) yetkisi veren, şahsa sıkı sıkıya bağlı, devredilemez ve miras yoluyla geçmez nitelikte bir irtifak hakkıdır. Bu hak, mülkiyetin adeta ikiye bölünmesine yol açar: Bir yanda, eşyanın özüne dokunmamak kaydıyla sadece tasarruf yetkisini elinde tutan “çıplak malik” (nuda proprietas), diğer yanda ise eşyanın tüm gelir ve menfaatlerinden faydalanan “intifa hakkı sahibi” (usufructuarius). Bu ikili yapı, intifa hakkını, mülkiyet hakkına en çok yaklaşan ancak onunla asla birleşmeyen, kendine özgü ve son derece işlevsel bir sınırlı ayni hak haline getirir.

Bu kapsamlı hukuki makalede, intifa hakkının tanımı, hukuki niteliğinin derinlemesine analizi, Türk Medeni Kanunu’ndaki temel düzenlemeler, hakkın kurulma biçimleri ve geniş konusu, tarafların (çıplak malik ve intifa hakkı sahibi) hak ve borçlarının detaylı dökümü, bu hassas dengeyi koruyan mekanizmalar ve hakkın sona erme sebepleri, ilgili kanun maddeleri, doktrindeki temel görüşler ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ışığında bütüncül bir yaklaşımla incelenecektir.

İntifa Hakkının Hukuki Niteliği ve Tanımı

İntifa hakkının hukuki niteliğini doğru bir şekilde tespit etmek, ona uygulanacak hükümleri ve diğer haklardan farkını anlamak için elzemdir. Bu hak, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 794. maddesinde genel hatlarıyla tanımlanmıştır.

Türk Medeni Kanunu – Madde 794 (Konusu)

TMK MADDE 794 – İntifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar.

Bu tanımdan ve kanunun sistematiğinden hareketle intifa hakkının hukuki niteliğini belirleyen temel unsurlar şunlardır:

Bir Sınırlı Ayni Hak Olması

İntifa hakkı, mülkiyet hakkı gibi mutlak ve tam bir hak değildir. Başkasına ait bir eşya üzerinde kurulması ve malikin yetkilerini (kullanma ve yararlanma) kısıtlaması nedeniyle sınırlı bir haktır. Ayni hak olmasının sonucu olarak, herkese karşı ileri sürülebilir. Yani, intifa hakkı sahibi, hakkını sadece çıplak malike karşı değil, eşyayı sonradan devralan üçüncü kişilere karşı da koruyabilir. Bu mutlak etki, hakkın tapu siciline tescili (taşınmazlarda) veya zilyetliğin devri (taşınırlarda) ile sağlanır.

Bir İrtifak Hakkı Olması

İrtifak hakları, sahibine başkasına ait bir eşyadan belirli bir şekilde yararlanma imkânı sağlayan veya malike mülkiyet hakkının sağladığı bazı yetkileri kullanmaktan kaçınma ya da belirli bir eyleme katlanma borcu yükleyen ayni haklardır. İntifa hakkı, sahibine başkasının malından tam yararlanma yetkisi verdiği için bu kategorinin en geniş ve en tipik örneğidir.

Şahsa Bağlı Bir İrtifak Hakkı Olması

İrtifak hakları, eşyaya bağlı (örneğin geçit irtifakı) veya şahsa bağlı olabilir. İntifa hakkı, bu ayrımda kesin bir şekilde şahsa bağlı irtifak kategorisinde yer alır. Bu, hakkın belirli bir gerçek veya tüzel kişinin şahsı lehine kurulduğu ve onun kişiliğiyle sıkı bir bağ içinde olduğu anlamına gelir. Bu şahsa bağlı niteliğin en önemli ve pratik sonuçları şunlardır:

  • Devredilemezlik: İntifa hakkının kendisi, bir hukuki işlemle (satış, bağışlama vb.) başkasına devredilemez. Bu kuralın istisnası yoktur.
  • Miras Yoluyla Geçmezlik: İntifa hakkı, hak sahibi gerçek kişinin ölümüyle veya tüzel kişinin sona ermesiyle kendiliğinden sona erer. Mirasçılara intikal etmez (TMK m. 797).

Bu özellik, intifa hakkını, devredilebilen ve mirasla geçebilen üst hakkı veya kaynak hakkı gibi diğer irtifak haklarından ayıran en temel çizgidir.

Tam Yararlanma Yetkisi Sağlaması

İntifa hakkı, sahibine konusu üzerinde “tam yararlanma” yetkisi verir. Bu, mülkiyet hakkının sağladığı usus (kullanma) ve fructus (yararlanma/semerelerinden faydalanma) yetkilerinin tamamının intifa hakkı sahibine geçtiği anlamına gelir. İntifa hakkı sahibi, eşyayı fiilen kullanabilir (evde oturma), yönetebilir ve onun doğal (tarlanın mahsulü) veya hukuki (evin kirası, anaparanın faizi) tüm ürünlerini toplama hakkına sahiptir. Bu geniş yetki, onu oturma (sükna) hakkı gibi sadece kullanma yetkisi veren daha dar kapsamlı irtifak haklarından ayırır.

İntifa Hakkının Konusu ve Kurulması

İntifa hakkının en dikkat çekici özelliklerinden biri, konusunun son derece geniş olmasıdır. TMK m. 794 uyarınca intifa hakkı şu varlıklar üzerinde kurulabilir:

  • Taşınırlar: Otomobil, mobilya, mücevher, hayvanlar gibi misli olan veya olmayan her türlü taşınır eşya.
  • Taşınmazlar: Arsa, bina, kat mülkiyetine tabi bağımsız bölüm gibi tapuya kayıtlı veya kayıtsız taşınmazlar.
  • Haklar ve Alacaklar: Başlı başına bir ekonomik değeri olan ve devredilebilen haklar (örneğin bir patent hakkı, bir şirket hissesi) veya bir alacak hakkı üzerinde intifa hakkı kurulabilir.
  • Malvarlığı: Bir kişinin sahip olduğu ve para ile ölçülebilen hak ve borçların tamamı olan bir malvarlığı (örneğin bir ticari işletme veya bir miras terekesi) üzerinde de intifa hakkı tesis edilebilir.

Hakkın kurulması, konusunun niteliğine göre farklı usullere tabidir:

  • Taşınmazlar Üzerinde Kurulması: Taşınmazlar üzerindeki ayni hakların kurulmasında geçerli olan temel ilke, tescil ilkesidir. İntifa hakkı da tapu kütüğünün ilgili sayfasına tescil edilmekle doğar (TMK m. 795/1). Tescilin hukuki sebebi genellikle taraflar arasında yapılan bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin geçerliliği resmi şekle (tapu memuru huzurunda) bağlıdır. Ayrıca, vasiyetname gibi ölüme bağlı bir tasarruf veya mahkeme kararı da tescilin hukuki sebebini oluşturabilir.
  • Taşınırlar Üzerinde Kurulması: Taşınır mülkiyetinin devrinde olduğu gibi, intifa hakkının kurulmasında da temel ilke zilyetliğin devridir. Eşyanın fiili hâkimiyetinin intifa hakkı kurulması amacıyla karşı tarafa geçirilmesiyle hak tesis edilmiş olur (TMK m. 795/2).
  • Haklar ve Alacaklar Üzerinde Kurulması: Bu durumda, intifa hakkının kurulması, o hakkın veya alacağın devri için öngörülen şekil kurallarına tabidir. Örneğin, adi bir alacak üzerinde intifa hakkı kurulması, alacağın temliki gibi yazılı bir sözleşme ile; nama yazılı bir hisse senedi üzerinde kurulması ise ciro ve senedin teslimi ile gerçekleşir.
  • Kanundan Doğması: Bazı istisnai durumlarda intifa hakkı doğrudan kanun hükmü gereği doğabilir. Örneğin, eski Medeni Kanun’da yer alan ve bugün miras hukukunun genel prensipleri içinde değerlendirilen, ana ve babanın çocuk malları üzerindeki intifa hakkı veya sağ kalan eşin miras payına ilişkin intifa hakkı talebi bu duruma örnek teşkil eder.

Tarafların Hak ve Borçları: Çıplak Malik ve İntifa Hakkı Sahibi Arasındaki Hassas Denge

İntifa hakkı, aynı eşya üzerinde iki farklı hukuki statü yaratır: Çıplak malik ve intifa hakkı sahibi. Bu iki tarafın menfaatleri zaman zaman çatışabileceğinden, kanun koyucu aralarındaki ilişkiyi detaylı hak ve borçlarla düzenleyerek bir denge kurmayı amaçlamıştır.

İntifa Hakkı Sahibinin Hak ve Borçları

İntifa hakkı sahibinin konumu, eşyadan aktif olarak yararlanan taraf olması nedeniyle daha fazla hak ve buna paralel olarak daha fazla sorumluluk içerir.

İntifa Hakkı Sahibinin Hakları:

  1. Zilyetlik, Yönetim, Kullanma ve Yararlanma Hakkı (TMK m. 803): Bu, intifa hakkının özünü oluşturan en temel haktır. İntifa hakkı sahibi, hakkın konusu olan şeyi zilyetliğinde bulundurma, onu olağan şekilde yönetme, amacına uygun olarak kullanma ve tüm doğal ve hukuki ürünlerinden faydalanma hakkına sahiptir.
  2. Hakkın Kullanımını Başkasına Devretme Hakkı (TMK m. 806): İntifa hakkının kendisi devredilemez olsa da, bu haktan doğan kullanma yetkisinin bir başkasına devredilmesi mümkündür. En tipik örneği, intifa hakkı sahibinin, üzerinde intifa hakkı bulunan bir evi kiraya vermesidir. Bu durumda, kiracı ile yapılan sözleşme, intifa hakkının süresiyle sınırlıdır ve intifa hakkı sona erdiğinde kira sözleşmesi de kural olarak malike karşı ileri sürülemez hale gelir.
  3. Defter Tutulmasını İsteme Hakkı (TMK m. 799): Hakkın başında ve sonunda, tarafların hak ve yükümlülüklerini güvence altına almak amacıyla, intifa konusu malların durumunu tespit eden noter onaylı bir defter tutulmasını her iki taraf da isteyebilir.

İntifa Hakkı Sahibinin Borçları:

  1. Malı Koruma ve Özen Gösterme Borcu (TMK m. 807): İntifa hakkı sahibi, hakkın konusu olan malın özdeğerini korumakla yükümlüdür. Malı kullanırken iyi bir yönetici gibi özen göstermeli, onun değerini düşürecek eylemlerden kaçınmalıdır. Bu özen borcunun ihlali, malikin tazminat ve güvence isteme haklarını doğurur.
  2. Olağan Bakım ve Onarım Giderlerini Karşılama Borcu (TMK m. 812): Malın normal işleyişi ve korunması için gerekli olan olağan bakım ve onarım masrafları intifa hakkı sahibine aittir. Örneğin, bir evin yıllık bakımı, küçük tamiratları bu kapsama girer.
  3. Vergi, Resim ve İşletme Giderlerini Ödeme Borcu (TMK m. 813): İntifa süresi boyunca, malın olağan işletilmesinden doğan giderler ile vergi ve resimler, intifa hakkı sahibi tarafından ödenir.
  4. Malı Geri Verme Borcu (TMK m. 818): İntifa hakkı sona erdiğinde, intifa hakkı sahibi zilyetliğinde bulunan malı çıplak malike iade etmekle yükümlüdür. Bu iade sırasında, malın olağan kullanımından kaynaklanan yıpranmalardan sorumlu değildir.

Çıplak Malikin Hak ve Borçları

Çıplak malikin konumu daha pasif görünse de, mülkiyetin özünü korumaya yönelik önemli hak ve yetkilere sahiptir.

Çıplak Malikin Hakları:

  1. Tasarruf Yetkisi: Malik, intifa hakkına rağmen, malın çıplak mülkiyetini satma, bağışlama veya üzerinde rehin kurma gibi tasarruf işlemlerinde bulunma yetkisini korur. Ancak bu işlemler, mevcut intifa hakkını ortadan kaldırmaz; hak, yeni malike karşı da varlığını sürdürür.
  2. Denetim ve Gözetim Hakkı: Malik, intifa hakkı sahibinin malı sözleşmeye veya hukuka aykırı, özüne zarar verecek şekilde kullandığını tespit ederse, bu duruma itiraz etme ve durdurulmasını isteme hakkına sahiptir.
  3. Güvence (Teminat) İsteme Hakkı (TMK m. 809): Malik, intifa hakkı sahibinin fiillerinden dolayı haklarının tehlikeye düştüğünü ispat ederse, ondan güvence (teminat) göstermesini isteyebilir.
  4. Geri Alma Hakkı: İntifa hakkı sona erdiğinde, malın kendisine iade edilmesini talep etme hakkına sahiptir.

Çıplak Malikin Borçları:

  1. Katlanma Borcu: Malikin en temel borcu, intifa hakkı sahibinin hakkını hukuka uygun bir şekilde kullanmasına katlanmak ve ona müdahale etmemektir.
  2. Esaslı Onarımları Yapma Borcu: Malın varlığını veya değerini korumak için gerekli olan esaslı, olağanüstü tamiratları ve önlemleri almak çıplak malikin yükümlülüğündedir. Örneğin, bir binanın çatısının tamamen çökmesi durumunda yeniden yapılması malikin borcudur.

İntifa Hakkının Sona Ermesi

İntifa hakkı, şahsa bağlı niteliği gereği, belirli ve kesin sebeplerle sona erer. Bu sebepler TMK m. 796 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

  • Hak Sahibinin Ölümü veya Tüzel Kişiliğin Sona Ermesi: Gerçek kişi olan hak sahibinin ölümüyle intifa hakkı kendiliğinden ve derhal sona erer. Tüzel kişiler için kurulan intifa hakkı ise, kararlaştırılan sürenin sonunda ve en geç yüz yılın dolmasıyla sona erer. Tüzel kişiliğin bu süreden önce ortadan kalkması da hakkı sona erdirir.
  • Sürenin Dolması: Belirli bir süre için kurulmuşsa, bu sürenin bitimiyle hak sona erer.
  • Vazgeçme (Terkin): İntifa hakkı sahibi, tek taraflı bir irade beyanıyla bu hakkından feragat edebilir. Taşınmazlarda bu vazgeçmenin hukuki sonuç doğurması için tapu sicilindeki kaydın terkin edilmesi zorunludur.
  • Konunun Tamamen Yok Olması (Telef): İntifa hakkının konusu olan şeyin (örneğin bir binanın yanması, bir hayvanın ölmesi) tamamen yok olması, hakkı da sona erdirir. Ancak, yok olan malın yerine geçen bir ikame değer (sigorta tazminatı, kamulaştırma bedeli vb.) varsa, intifa hakkı bu değer üzerinde devam eder.
  • Cebri İcra Yoluyla Sona Erme: Taşınmazlarda, intifa hakkından daha önce gelen bir rehin hakkının paraya çevrilmesi yoluyla yapılan satışta, intifa hakkı da sona erebilir.
  • Kamulaştırma: Hakkın konusunun kamulaştırılması, intifa hakkını sona erdirir ve hak, kamulaştırma bedeli üzerinde devam eder.

Yargıtay, intifa hakkının şahsa bağlı niteliğini ve özellikle ölümle sona ermesini kararlarında istikrarlı bir şekilde vurgulamaktadır.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, E. 2016/8321, K. 2019/4123, T. 26.06.2019

“İntifa hakkı, Türk Medeni Kanunu’nun 794 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, sahibine başkasına ait bir şeyden tam olarak yararlanma yetkisi veren şahsa bağlı bir irtifak hakkıdır. Şahsa bağlı olmasının en önemli sonucu, hakkın, gerçek kişi olan hak sahibinin ölümü ile kendiliğinden sona ermesidir. Miras yoluyla intikali mümkün değildir. Davacının murisi lehine tesis edilen intifa hakkı, murisin ölümü ile sona erdiğinden, mirasçılarının bu hakka dayanarak bir talepte bulunması hukuken olanaklı değildir.”

Sonuç: Modern Hukukta İntifa Hakkının Rolü ve Önemi

İntifa hakkı, mülkiyetin katı ve bütüncül yapısını esneterek, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara cevap veren son derece sofistike bir hukuki araçtır. Sadece bir eşya hukuku kurumu olmanın ötesinde, miras hukukunda sağ kalan eşin ekonomik geleceğini güvence altına almaktan, aile hukukunda mal rejimi tasfiyelerinde adil çözümler üretmeye; ticaret hukukunda bir işletmenin devamlılığını sağlarken mülkiyetini devretmekten, vergi planlamasına kadar uzanan geniş bir uygulama alanına sahiptir.

Bu hakkın en temel özelliği olan şahsa bağlılık, devredilemezlik ve mirasçılara geçmezlik, onun amacını ve sınırlarını belirler. İntifa hakkı, geçici bir yararlanma rejimi kurarak, mülkiyetin eninde sonunda çıplak malike tam mülkiyet olarak geri dönmesini sağlar. Kanun koyucunun çıplak malik ile intifa hakkı sahibi arasında kurduğu detaylı hak ve borçlar dengesi, bu geçici rejimin sorunsuz işlemesinin ve her iki tarafın meşru menfaatlerinin korunmasının teminatıdır. Sonuç olarak intifa hakkı, mülkiyetin yararlanma boyutunu hukuken bağımsızlaştırarak, kişilere malvarlıkları üzerinde esnek, amaçsal ve kişiye özel çözümler üretme imkânı tanıyan, modern hukukun vazgeçilmez kurumlarından biri olarak varlığını sürdürmektedir.


Kaynakça

  • Türk Medeni Kanunu: 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu (2001).
  • Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, E. 2016/8321, K. 2019/4123, T. 26.06.2019
  • Akademik Kaynaklar:
    • Oğuzman, M. K., & Seliçi, Ö., & Oktay-Özdemir, S. (2020). Eşya Hukuku. Filiz Kitabevi.
    • Akipek, J. G., & Akıntürk, T., & Ateş, D. (2021). Eşya Hukuku. Beta Yayınevi.
    • Eren, F. (2021). Mülkiyet Hukuku. Yetkin Yayınları.
author avatar
Kübra YILDIZ ÇOLAK