Giriş
Hukuk, toplumsal ilişkileri düzenlemek amacıyla olguları, durumları ve ilişkileri belirli kategorilere ayırır ve bu kategorilere özgü kurallar ve sonuçlar bağlar. Sözleşme, haksız fiil, idari işlem, mülkiyet hakkı gibi temel sınıflandırmalar, hukuki öngörülebilirliğin ve güvenliğin temelini oluşturur. Ancak hayatın ve hukuki ilişkilerin karmaşıklığı, bazen bu önceden tanımlanmış kalıplara tam olarak uymayan, kendine özgü nitelikler taşıyan durumlar ortaya çıkarır. İşte bu noktada, hukukçuların bu “isimsiz” veya “atipik” hukuki olguları tanımlamak için başvurduğu kritik bir kavram devreye girer: Sui Generis.
Latince kökenli olan Sui Generis, “kendine özgü”, “nev’i şahsına münhasır”, “kendi türünde tek” anlamına gelir. Hukuk terminolojisinde bu kavram, mevcut hukuki kategorilerden hiçbirine tam olarak dahil edilemeyen, birden fazla kategorinin özelliklerini taşıyan veya tamamen yeni ve özgün niteliklere sahip olan hukuki ilişki, kurum, işlem veya statüleri tanımlamak için kullanılır.
Bu hukuki incelemede, Sui Generis kavramının tanımı, hukuki düşüncedeki önemi, Türk hukukunda Sui Generis olarak nitelendirilen başlıca kurumlar ve bu nitelendirmenin pratik hukuki sonuçları, ilgili kanun maddeleri ve Yargıtay kararları ışığında detaylı bir şekilde analiz edilecektir.
Sui Generis Kavramının Tanımı ve Hukuki Önemi
Bir hukuki duruma Sui Generis nitelendirmesi yapılması, basit bir isimlendirmeden öte, derin hukuki sonuçlar doğuran bir tespittir. Bu niteleme, şu anlama gelir:
- Atipiklik: İncelenen hukuki durum, kanunda tanımlanan tipik sözleşme (satım, kira, hizmet vb.) veya hukuki kurum (dernek, vakıf vb.) kalıplarına uymamaktadır.
- Melez (Karma) Nitelik: Durum, birden fazla hukuki kurumun unsurlarını bir arada barındırabilir. Örneğin, hem kira hem de satım sözleşmesinin özelliklerini taşıyan bir ilişki olabilir.
- Boşluk Doldurma: Kanun koyucunun öngörmediği yeni bir hukuki ilişki ortaya çıkmıştır ve bu durumun hukuki rejimi, mevcut kuralların kıyasen uygulanmasıyla veya hâkimin hukuk yaratmasıyla (TMK m. 1) belirlenecektir.
Sui Generis nitelemesi, hukukçular ve özellikle yargı organları için bir “anahtar” işlevi görür. Bir olgu bu şekilde tanımlandığında, ona doğrudan uygulanacak hazır bir kanun hükmü bulunmadığı kabul edilir. Bu durumda hâkim, olayın niteliğine en uygun düşen mevcut hukuk kurallarını kıyasen (analoji yoluyla) uygulamak veya dürüstlük kuralı ve hakkaniyet çerçevesinde yeni bir çözüm üretmek zorunda kalır. Bu yönüyle Sui Generis kavramı, hukukun dinamizmini ve değişen toplumsal ihtiyaçlara adapte olma yeteneğini gösteren en önemli araçlardan biridir.
Türk Hukukunda Sui Generis Olarak Kabul Edilen Başlıca Kurumlar
Türk hukukunda doktrin ve yargı kararlarıyla Sui Generis olarak nitelendirilen birçok hukuki kurum ve ilişki bulunmaktadır. Bunlardan en bilinenleri şunlardır:
Culpa in Contrahendo (Sözleşme Öncesi Sorumluluk)
Sözleşme görüşmeleri sırasında taraflardan birinin dürüstlük kuralına aykırı, kusurlu davranışı ile diğerine verdiği zarardan doğan sorumluluktur. Bu sorumluluk, ortada henüz geçerli bir sözleşme olmadığı için tipik bir sözleşme sorumluluğu değildir. Ancak taraflar arasında basit bir yabancılık ilişkisinden daha yoğun bir güven ilişkisi bulunduğu için tipik bir haksız fiil sorumluluğu da değildir. Bu nedenle Yargıtay, istikrarlı bir şekilde Culpa in Contrahendo‘yu Sui Generis bir sorumluluk türü olarak kabul etmekte ve sonuçları bakımından (ispat yükü, zamanaşımı vb.) kıyasen sözleşme sorumluluğu hükümlerinin uygulanması gerektiğine karar vermektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2017/11-1245, K. 2019/1123, T. 05.11.2019
“Sözleşme görüşmeleri sırasında taraflardan birinin diğerine kusurlu davranışı ile verdiği zarardan sorumluluğu ifade eden culpa in contrahendo sorumluluğu, Yargıtay tarafından da kabul edilmekte ve kendine özgü (sui generis) bir sorumluluk türü olarak nitelendirilmektedir. Bu sorumluluk, dürüstlük kuralına dayanan ve sözleşme benzeri bir güven ilişkisinden kaynaklandığı için, uygulanacak hükümlerin kıyasen sözleşme sorumluluğuna ilişkin hükümler olması gerektiği kabul edilmektedir.”
Karma Nitelikli Sözleşmeler
Kanunda düzenlenen farklı sözleşme tiplerinin unsurlarını bir araya getiren veya kanunda hiç düzenlenmemiş yeni unsurlar içeren sözleşmelerdir. Bu sözleşmelerin hukuki rejiminin belirlenmesinde doktrinde farklı teoriler (yaratma, birleştirme, kıyas vb.) bulunmakla birlikte, Yargıtay genellikle uyuşmazlığın niteliğine göre, sözleşmenin ağırlıklı unsurunu oluşturan tipik sözleşme hükümlerini kıyasen uygulama eğilimindedir.
- Örnekler:
- Franchising Sözleşmesi: İçerisinde satım, hizmet, lisans, vekâlet gibi birçok sözleşmenin unsurlarını barındıran, Sui Generis bir sözleşmedir.
- Faktoring Sözleşmesi: Alacağın temliki, hizmet ve kredi unsurlarını içeren Sui Generis bir finansman sözleşmesidir.
- Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi: Yüklenicinin arsa sahibi üzerinde bir bina inşa etme borcuna karşılık, arsa sahibinin belirli arsa paylarının mülkiyetini devretme borcu altına girdiği, hem “eser sözleşmesi” hem de “taşınmaz satım vaadi” unsurlarını içeren, Yargıtay tarafından açıkça Sui Generis olarak nitelendirilen bir sözleşmedir.
Aile Konutu
Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinde düzenlenen aile konutu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantılarına yön verdikleri mekândır. Bu konut üzerindeki tasarruf yetkisinin diğer eşin rızasına bağlanması, onu sıradan bir mülkiyet objesi olmaktan çıkarır. Aile konutu, mülkiyet hakkını sınırlayan, ancak bir ayni hak (eşya üzerinde doğrudan hâkimiyet sağlayan hak) da olmayan, kendine özgü (Sui Generis) bir hukuki statüye sahiptir. Bu statü, aileyi ve özellikle ekonomik olarak daha zayıf olan eşi koruma amacını güder.
Türk Medeni Kanunu – Madde 194
TMK MADDE 194- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Meclis Soruşturması ve Yüce Divan Yargılaması
Anayasa hukukunda, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların cezai sorumluluklarını araştırmak için kurulan Meclis Soruşturması mekanizması ve bunun sonucunda yapılan Yüce Divan (Anayasa Mahkemesi) yargılaması, hem siyasi hem de cezai nitelikleri bir arada barındıran Sui Generis bir süreçtir. Bu süreç, klasik bir ceza muhakemesi sürecinden farklı usul ve kurallara tabidir ve siyasi sorumluluk ile adli sorumluluğun iç içe geçtiği özgün bir yapı sergiler.
Sui Generis Nitelendirmenin Pratik Sonuçları
Bir hukuki duruma Sui Generis denildiğinde, bu durumun pratik hukuki sonuçları şunlardır:
- Uygulanacak Hükümlerin Belirlenmesi: Doğrudan uygulanacak bir kanun hükmü olmadığından, hâkim, uyuşmazlığın çözümünde kıyas yöntemine başvurur. İlişkinin niteliğine en uygun düşen kanun hükümlerini tespit eder ve uygular.
- Zamanaşımı Süreleri: Tipik bir sözleşme veya haksız fiil kategorisine girmediği için, zamanaşımı süresinin ne olacağı tartışmalı hale gelebilir. Yargıtay, örneğin Culpa in Contrahendo‘da olduğu gibi, genellikle kıyasen sözleşme zamanaşımı olan 10 yıllık süreyi (TBK m. 146) uygulama eğilimindedir.
- İspat Yükü: Haksız fiilde kusurun ispatı davacıya aitken, sözleşmeye aykırılıkta borçlunun kusursuzluğunu ispatlaması gerekir. Sui Generis bir durumda, ispat yükünün hangi tarafta olacağı, yine kıyasen uygulanacak hükümlere göre belirlenir.
- Hukuki Güvenlik ve Öngörülebilirlik: Sui Generis durumlar, hukuki belirsizlik potansiyeli taşır. Bu nedenle doktrin ve özellikle Yargıtay içtihatları, bu atipik durumların hukuki çerçevesini çizerek ve benzer olaylarda benzer çözümler üreterek hukuki güvenliği ve öngörülebilirliği sağlamada kritik bir rol oynar.
Sonuç
Sui Generis kavramı, hukukun statik ve donmuş bir kurallar bütünü olmadığını, aksine yaşayan, gelişen ve toplumsal değişime ayak uyduran dinamik bir sistem olduğunu gösteren en önemli kanıtlardan biridir. Kanun koyucunun her ihtimali öngöremeyeceği gerçeği karşısında, hukukçulara ve yargıçlara, mevcut hukuk kalıplarının dışına çıkarak adaleti ve hakkaniyeti sağlama imkânı tanır. Bir hukuki ilişkiyi Sui Generis olarak nitelendirmek, bir son değil, o ilişkinin hukuki rejimini dürüstlük kuralı ve hukukun genel ilkeleri ışığında yeniden inşa etme sürecinin başlangıcıdır.
Kaynakça
- Oğuzman, M. K., & Seliçi, Ö., & Oktay-Özdemir, S. (2020). Eşya Hukuku. Filiz Kitabevi.
- Eren, F. (2021). Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Yetkin Yayınları.
