Giriş İcra ve iflas hukuku, borçlunun malvarlığının birden fazla alacaklı arasında nasıl paylaştırılacağını düzenleyen, kamu düzeni ile doğrudan ilişkili bir hukuk dalıdır. Bu alanın temel taşlarından biri ise paritas creditorum, yani alacaklıların eşitliği ilkesidir. Bu ilke, borçlunun malvarlığının belirli bir alacaklıya ayrıcalık tanınmaksızın, kanunun öngördüğü kurallar çerçevesinde paylaştırılmasını amaçlar. Böylece hem alacaklılar arasındaki menfaat dengesi...

Giriş Modern hukuk sistemlerinin temelini oluşturan mülkiyet hakkı, sahibine bir eşya üzerinde en geniş yetkileri tanıyan mutlak bir ayni haktır. Bu yetkiler klasik Roma Hukuku tasnifinden bu yana kullanma (usus), yararlanma (fructus) ve tasarrufta bulunma (abusus) olarak üç ana başlıkta toplanır. Mülkiyet hakkının bu bütüncül yapısı, ekonomik ve sosyal hayatın ihtiyaçları karşısında her zaman yeterli...

Giriş Eşya hukuku, kişilerin eşya üzerindeki hâkimiyetini ve bu hâkimiyetten doğan hak ve yetkileri düzenleyen bir hukuk dalıdır. Bu düzenlemenin temelinde, eşyanın ne olduğu, sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği ve hangi unsurların o eşyanın ayrılmaz bir parçası sayıldığı gibi temel sorular yatar. İşte bu sorulardan en önemlilerinden birine cevap veren kavram, “Mütemmim Cüz” veya modern...

Giriş Hukuk, toplumsal ilişkileri düzenlemek amacıyla olguları, durumları ve ilişkileri belirli kategorilere ayırır ve bu kategorilere özgü kurallar ve sonuçlar bağlar. Sözleşme, haksız fiil, idari işlem, mülkiyet hakkı gibi temel sınıflandırmalar, hukuki öngörülebilirliğin ve güvenliğin temelini oluşturur. Ancak hayatın ve hukuki ilişkilerin karmaşıklığı, bazen bu önceden tanımlanmış kalıplara tam olarak uymayan, kendine özgü nitelikler taşıyan...

Giriş Sözleşme, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla kurulan bir hukuki işlemdir. Klasik sözleşme teorisi, hukuki sorumluluğun ancak geçerli bir sözleşme kurulduktan sonra, bu sözleşmenin ihlali (ifa etmeme, eksik veya kötü ifa) ile doğacağını kabul eder. Ancak modern hukuk, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sözleşmenin kurulduğu o “sihirli” anla başlamadığını, aksine sözleşme yapma amacıyla bir...

Giriş Uluslararası ilişkilerin ve hukukun temel taşı, devletlerin imzaladıkları antlaşmalara sadık kalacakları varsayımına dayanan Pacta Sunt Servanda (Ahde Vefa) ilkesidir. Bu ilke, uluslararası sistemde düzeni, öngörülebilirliği ve güveni tesis eder. Ancak, mutlak ve sınırsız bir ahde vefa, zamanla değişen koşullar karşısında devletler için katlanılamaz yükümlülükler doğurabilir ve adaletsiz sonuçlara yol açabilir. İşte bu noktada, Pacta Sunt Servanda ilkesinin en...

Giriş “Pacta Sunt Servanda”, Latince kökenli bir deyiş olup, “sözleşmeler bağlayıcıdır” veya “verilen söze sadık kalınmalıdır” anlamına gelir. Modern hukukun temelini oluşturan bu ilke, tarafların serbest iradeleriyle kurdukları bir sözleşmenin, kendileri için bir kanun hükmünde olduğu ve bu sözleşmeden doğan borçlarını iyi niyetle ifa etmek zorunda oldukları prensibini ifade eder. Ahde vefa ilkesi olarak da...

Giriş Hukuk devleti, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alırken, toplumsal düzeni koruma görevini de üstlenir. Bu dengeyi kurarken başvurduğu araçlar arasında en ağır ve en müdahaleci olanı şüphesiz ceza hukukudur. Ceza hukuku, yaptırımlarının niteliği (özellikle hürriyeti bağlayıcı cezalar) itibarıyla bireyin hayatına en derinlemesine etki eden hukuk dalıdır. İşte bu noktada, ceza hukukunun ne...

Ticari hayatta en çok kullanılan belgelerden biri olan senetler, yıllardır güvenlik ve sahtecilik tartışmalarının merkezinde yer alıyor. Özellikle sahte senet düzenlenmesi, tahrifat yapılması veya içerik uyuşmazlıkları hem alacaklıyı hem borçluyu mağdur edebiliyor. İşte bu noktada 11. Yargı Paketi ile gündeme gelen karekodlu senet düzenlemesi, köklü bir değişimin habercisi. Karekodlu Senet Nedir? Karekodlu senet, üzerinde yer...

Ticaret hayatında ya da bireysel borç ilişkilerinde güvence altına alınmak istenen alacakların en yaygın aracı senettir. Senet, taraflar arasındaki borç ilişkisini yazılı hale getirir ve özellikle icra takibine konu edilebilmesi sebebiyle alacaklı açısından güçlü bir teminat oluşturur. Uygulamada çoğu zaman senet düzenlenirken borçludan ek bir güvence talep edilerek senede kefil eklenmesi istenir. Böylece borçlunun borcu...